3. yargı paketiyle tutuklamanın zorlaştırılması ve denetimli serbestlik sistemi hırsızlara yaradı. Cezasını tamamlamadan tahliye edilen hırsız, Yargıtay kararına kadar yaklaşık 5 yıl süren yargılama sırasında suç işlemeye devam edi
Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) hırsızlık vakalarına ilişkin ceza sürelerinde alt sınırın 6 aydan 1 yıla çıkarılması, bu suçlarda azalma getirmedi. Tutuklamayı zorlaştıran 3. yargı paketinin ardından hırsızlık suçları nitelik değiştirerek artış gösterdi. Ev, işyeri ve otodan hırsızlıklar gibi ‘organize’ sınıfına girmeyen suçlarda cezaların caydırıcılığı ortadan kalktı. OTOMATİK OLARAK SERBEST Yeni TCK, basit hırsızlıklar için 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası öngörüyor. Son düzenlemelere göre evden hırsızlık yapan bir hırsız, mahkemenin verdiği 3 yıllık cezanın sadece 1 yılını cezaevinde geçiriyor. Cezasının 3’te birini yatan hırsız, infaz sistemindeki değişiklik sayesinde denetimli serbestlikten yararlanıyor. ‘CEZAEVİNE GİRER ÇIKARIZ’ Hukukçu Prof. Dr. Ersan Şen, denetimli serbestlikle ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: “Şimdi yeni bir model çıkarıldı, denetimli serbestlik. Cezanın 3’te 1’ini çekeceksin, 1 yılını koşullu salıverilmeyle çıkacaksın, caydırıcılık kalmadı. ‘Cezaevine girer çıkarız’ anlayışı yerleşti.” Prof. Dr. Bedri Eryılmaz ise denetimli serbestliğin Türkiye’de amacına hizmet etmediğini kaydetti. “Kişi denetimli serbestlik altında da suç işlemeye devam ediyor. Sistem teorikte iyi ama pratikte işlemiyor. Kişinin suç işlemeyi alışkanlık haline getirmiş olması bazı ülkelerde tutuklama sebebi. Ancak bizde değil” dedi. 15 bin hırsız paketle serbest kaldı 2 Temmuz 2012’de çıkan 3. yargı paketiyle birlikte infazında bir senesi kalan hükümlüler denetimli serbestlikten faydalanarak tahliye oldu. Tutuklamaları zorlaştıran paket bu yönüyle de en çok hırsızlara yaradı. 15 bin hırsızlık hükümlüsü dışarı çıktı. Ev, işyeri ve otodan hırsızlıklar patladı. ‘Ceza alsan da yatmazsın’ anlayışı var Polisin suç işlenmeden hırsızlık olaylarını kontrol etmesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Ersan Şen, şu değerlendirmeyi yaptı: “Hırsızların bir an önce yakalanamaması, yargılamanın süratli olmaması ve cezaların infaz kabiliyetinin kalmaması suçluları teşvik ediyor. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması gibi bir sorun çıktı. Erteleme, paraya çevirme ve sürekli çıkan irili ufaklı aflar. Türkiye’de ‘Ceza alsan da yatmazsın’ anlayışı yerleşti. Önemli olan yargılamayı hızlı bitireceksin verilen cezayı affetmeyeceksin. Evden hırsızlık suçunda 1 ayda yargılamayı bitiremezsen sanığı cezaevinde tutamazsın.” Şen, hırsızlık suçunun sürekliliğine karşı alınması gereken önlemler hakkında şunları söyledi: “Bir kişinin suça bulaştığının tespitinin ardından takip başlamalı. Hırsızlık genelde şebeke faaliyetidir. Hırsızlık suçunun cezası basit olduğu için, ev ve iş yeri hırsızlığından elde ettiği gelirlerle bunu çete gelirine dönüştürüp zengin olanlar var. Polisin tek başına bu işi çözmesi zor, koordine gerekiyor. Suçluya bedel ödeteceksiniz ama ıslah da edeceksiniz.” ‘Denetimli serbestlikle kandırıyorlar’ Denetimli serbestlik sisteminin uygulamadaki eksikliklerine işaret eden Şen, “Bizde otomatik olarak uygulanıyor. ABD’deki gibi komisyon o kişinin ıslah olup olmadığını izlemeli. Birden fazla suç işleyenler koşullu salıverilmeden yararlanamamalı. Ağabeyleri çocukları, ‘denetimli serbestlik, koşullu salıverilmeyle kandırıyor, bir yıl yatar çıkarsın’ diyor” ifadelerini kullandı. Hakimlere ‘tutuklamayın’ baskısı Prof. Dr. Bedri Eryılmaz: Hukuk sisteminde kişi yaralanmamışsa kapkaç ve hırsızlıkta tutuklama tercih edilmiyor. Tutuklama tercih edilmediği için fail aynı suçu işlemeye devam ediyor. Cezaevine girdiğinde tekrar hayata döndüğünde yapacağı bir iş olmadığından mala karşı işlenen suçla geçimini sağlamak daha kolay olduğu için tekrar suç işliyor. Cezaevleri ıslah yerleri değil. Hakimlerde son verilen eğitimlerde tutuklama oranının yüksek olduğundan bahsediliyor, bir baskı var. Bunun da etkisiyle tutuklamaya çok başvurulmuyor. Olabildiğince tutuksuz yargılama deniyor. Kişinin kaç kez suç işlediğine bakılmıyor. İnfaz kanunu ‘ıslah’ etmiyor Hukuk ve Hayat Derneği Başkanı Avukat Mehmet Kasap: Son yıllarda bu suç tiplerinde görülen artış ve bu suçların faillerinin birden fazla suça karışmış olması maalesef ceza infaz sistemimizin ıslah edici özelliğinin iyi işlemediğini göstermektedir. Ayrıca İnfaz Kanunu’nda yapılan son deği-şiklikle cezasının infazının tamam-lanmasına 1 yıl kalmış hükümlü, cezaevinde kalmadan denetimli serbestlikten faydalanarak serbest kalabilmektedir. Sanıyorum infaz ya-sasının bu yönüyle yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir. Hırsızlıktan adam öldürmeye Prof. Dr. Mahmut Koca: Başka tedbirler alınmalı. Ceza hukuku bakımından cezalarla çözülmesi mümkün olmuyor. Suça yönelten ortamları ortadan kaldırmak gerekiyor. Bazen aileler çocuklarını, bazen de sokak çocukları suça yöneltebiliyor. Önce hırsızlık, sonra yaralama ve öldürme gibi ağır suçlara doğru ilerliyor bu çocuklar. Suça itilen çocukları daha fazla koruyucu tedbirler alınmalı. Yargıtay kararına kadar suç var; ceza yok Prof. Dr. Hakan Hakeri: Hırsızlık suçunu işleyenlerin çoğu çocuk. Ceza hukukumuzda 15 yaşın altında tutuklama yasağı var. 15 yaşın altındaki çocuk hırsızlık yapıyor, ilk suçta ceza ertelenebiliyor. Bunun Yargıtay’daki temyiz sürecinde tekrar suç işleyebiliyor. 4 yıl suç işleyip de ceza görmeyebiliyor. Ancak eninde sonunda infazına başlanır, cezasını fazlasıyla çeker. Ceza hukuku yöntemleriyle hırsızlıkla mücadele edemezsiniz. Ancak hırsızlık yapan çocuğu iyi takip ederek ıslah edebilirsiniz.