YAŞAM

50 yaşında adam çocuk mahkemesinde

12 Eylül 1980 döneminde işlediği suçtan dolayı yargılanan 50 yaşındaki Adnan Madak, Ankara 1. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıktı.

12 Aralık 2012 Saat: 12:28
50 yaşında adam çocuk mahkemesinde
50 yaşında adam çocuk mahkemesinde
Mahkeme, 3. Yargı Paketi'nin ilgili maddesine eklenen "12 Eylül 1980 tarihinden önce işlenmiş suçlardan dolayı lehe kanun, 1/3/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun cezaların içtimaına ilişkin hükümleri uygulandıktan sonra ortaya çıkan sonuç ceza göz önünde bulundurularak belirlenir. Belirlenen bu ceza infaz bakımından lehe hükümler içeren kanuna göre infaz edilir." hükmünü görmezden geldi. Ankara 1. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi, karar duruşmasında, Adnan Madak'a verilen 32 yıl 36 ay hapis cezasında direndi. 

Yaşadıklarını Cihan Haber Ajansı (Cihan) muhabirine anlatan Adnan Madak, yeni çıkan yasaya göre uygulama yapmaları gerektiğini vurguladı. "Ama ne hikmetse yasa çıkarıcıdan ziyade, yasa uygulayıcısının çıkarılan yasayı uygulamadığını görüyoruz." diyen Madak, müracaatlarının bu haksızlığın giderilmesinden yana olduğunu ifade etti. 

Mahkemenin yine eski kararında ısrar ettiğini dile getiren Madak, "Bu tamamen hukuka aykırı alınan bir karar. Bizim kabul etmeyeceğimiz bir karar. Gerekli yerlere de müracaatlarımızı, itirazımızı yine yaptık. İlginç bir durum, aynı durumda olan başkalarının böyle bir sıkıntıları yok. 51 yaşına geldik hala Ankara çocuk mahkemesinde yargılanmaktayız ve bir türlü de bitmedi. Bununla alakalı 4 yıl önce insan hakları mahkemesine müracaatımız var. 28 sene 8 ay sonra ceza verdiler. Mahkeme bu kadar uzun sürdü. Zaman aşımı olmasın diye karar çıktıktan sonra hemen iki ay içerisinde de onayladılar." dedi. 

"DOSYAMIZ KAYIP, FOTOKOPİ ÜZERİNDEN CEZA VERDİLER"

"Dosyamız bildiğimiz kadarıyla kayıp. Savcılığın deposundan kaybolmuş, bulamıyorlar. Fotokopi ile bize ceza veriyorlar." diyen Madak, bununla alakalı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurduklarını ve kabul edildiğini, sonuç beklediklerini kaydetti. 

Fotokopi ile devlet dairesinin hiçbir yerinde işlem yapma şansının olmadığını, mutlaka aslının istendiğine dikkat çeken Madak, şöyle devam etti: "Bunun kaybolması da bizim suçumuz, günahımız değil. Ama ne hikmetse o göz ardı edilip fotokopilerle yola çıkılarak bugün gördüğünüz ceza yine aynen devam etti. Hiçbir şey yokmuş gibi."

"BİR SUÇTAN 6 TANE İDAM ALDIM"

Olay tarihinin 8 Temmuz 1980 olduğunu dile getiren Madak, "İhtilalle beraber İstanbul'da gözaltına alındık. İstanbul Kartal, Maltepe'de yattıktan sonra MHP ana davasıyla birleştirileceği söylendi. 17 yaşında içeri alındım. Ankara'ya getirildik. MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Dava dosyasıyla birleştirildik. Bakırköy olayları sanıkları olarak yargılandık. Ana davadan ayrılarak İstanbul, Adana, İzmir vs bu şekilde gruplara bölerek yaptılar. Bizde İstanbul davası sanıkları olarak yargılandık. Mahkeme 6,5-7 sene sürdü. O zaman ceza verdiler bize. Sıkıyönetim Mahkemeleri 6 tane idam verdi. Hükmen tutukluyduk, Yargıtay'a gitti. Bu defa Yargıtay'dan dava dosyamız bozuldu. 1991 affıyla beraber dışarı çıktık. '10 sene cazevinde yattıysa idam cezası da alsa serbest bırakılsın' diye bir af. 11 sene küsür yattım. Serbest bıraktılar, yine mahkememiz devam etti. Sıkıyönetim Mahkemeleri, sivil döneme geçilince kapatıldığından dosyamız Yargıtay'dan bozulduğu için Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesine sevk edildi. Burada mahkememiz devam ederken çocuk mahkemeleri kuruldu. Bizim dosyamız otomatikmen çocuk mahkemelerine gönderildi. 28 sene 8 aya kadar mahkeme devam etti. Nihayetinde Ankara çocuk mahkemesi bize idam kaldırıldığından, bizim bir olay, ayrı ayrı bir olayın içinde kaç tane fail varsa hepsine bölerek bize mahsus bir husus bu, ayrı ayrı 6 tane ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Yaşımızın küçüklüğünü de göz önünde bulundurup 32 sene küsür cezaya tekabül ettirdiler." diye konuştu. 

"ABDULLAH ÖCALAN'A 35 BİN KİŞİ İÇİN BİR İDAM CEZASI"

Emsal teşkil eden kendi durumunda komünist bir örgütün elemanının 10 kişiyi de öldürmüş olsa almış olduğu cezanın tek ceza olduğunu vurgulayan Madak, 15 kişiyi öldürse bile bir tane idam cezası verildiğine dikkat çekti. 

Kendi durumundaki bir komünistin böyle bir sıkıntısı bulunmadığını ifade eden Madak, 1991 yılında çıkan yasanın dahi kendilerine uygulanmadığını belirtti. Abdullah Öcalan'ın 35 bin kişinin katili olarak yargılandığını dile getiren Madak, "Sonucunu hepimiz gördük; bir tane idam. İdam olmadığından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası. Herhalde yakında da bırakırlar. Ama biz ne hikmetse yaşımız 50-51 hala yakamızı kurtarmış değiliz. Şimdi davanın uzun sürmesinin müsebbibi ben miyim? Sen davayı uzun sürdürürsün; 28 sene 8 ay sonra ceza veriyorsun. Cezayı verdiğin tarihten itibaren de diyorsun ki işte 15 yıl infazın var. Hürriyeti bağlayıcı ceza aldığınız zaman başınızdaki infaz yanmış pozisyonda ve içerden kafanı çıkaramayacak pozisyondasın. Elini kolunu bağlamış vaziyette. Mahkeme bu kadar uzun sürmemiş olsa, benim şu tarihlerde hiçbir infazımda kalmayacak; diğerlerinin olduğu gibi. Nede böyle bir sıkıntı yaşayacağım. Ama hala benim infazım devam etmekte. Mahkeme yeniden hesaplanmasına karar verdi. Yine bana çıkaracağı üç sene daha çıkaracak. 55-56 yaşına kadar başımıza herhangi bir zeval geldiğinde geri kalanını da yatırmak şartıyla. Emsal teşkil eden karşıt görüşlü kişilerin böyle bir durumu yok. Ülkeyi sevmek adeta suç halini almış. Suç işlediysem bana hiç ceza vermeyin demiyorum ama bu cezanın da bir usturubu olması lazım. Eğer olsaydı şunu konuşma ihtiyacı hissetmeyecektim. Yasa çıkmış; bu yasadan verin diyoruz; 'hayır, biz verdiğimiz cezada direteceğiz' diyor." şeklinde konuştu.

YORUMLAR Üye Girişi

Bu Habere Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Bidünya Haber | Dünya ve Türkiye Gündemine uzak kalmayın. Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız
Yukarı ↑