Türkiye'yi sarsan olayda H.K.G.’nin çocuk yaşta ‘evlendirilmesi’ne dair ilk soruşturma 2012 yılında yapılmıştı. 18 Ocak 2013 tarihli 'kovuşturma yapılmasına yer olmadığına' dair ifadelerin yer aldığı karar ortaya çıktı.
H.K.G.’nin çocuk yaşta ‘evlendirilmesi’ne dair ilk soruşturma 2012 yılında yapılmıştı. Dava dosyasındaki kayıtlara göre, H.K.G. 17 Ağustos 2012’de annesiyle hastaneye gitti. Hamilelik şüphesiyle gelen H.K.G.’nin yaşının küçük olduğu fark edilince durum polise bildirildi. Ardından da soruşturma başlatıldı.
OLAY BÖYLE KAPANDI
H.K.G. 17 Ağustos 2012’de Sancaktepe İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün Çocuk Büro Amirliği’nde ifade verdi. 7 Nisan 2012’de kendi isteğiyle evlendiğini, nüfus kaydında 14 yaşında görünmesine rağmen aslında 17 yaşında olduğunu söyledi ve şikâyetçi olmadı. Kartal Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturmada H.K.G.’nin evlendiğini söylediği 7 Nisan 2012 ‘suç tarihi’ olarak belirtiliyordu. Savcılık resmi kayıtlarda 14 yaşında görünen H.K.G’.yi kemik yaşı tespiti için Haydarpaşa Numune Hastanesi’ne sevk etti. Hastane soruşturmanın başlamasından yaklaşık 4 ay sonra 10 Aralık 2012’de raporunu tamamladı. Raporda H.K.G.’nin kemik yaşının 21 olduğu belirtildi. Bu raporu dikkate alan savcılık da Kadir İstekli hakkında takipsizlik kararı vererek soruşturmayı kapattı. Ancak H.K.G. şikâyetçi olduğu son soruşturmada bu konudaki detayları da anlatarak kemik yaşı testine kendisinin değil yaşı büyük başka birisinin girdiğini söyledi.
Hürriyet'ten Musa Kesler'in haberine göre, soruşturma dosyasında bu ilk soruşturmayı bitiren takipsizlik kararının bir örneği de var.
‘SUÇA MÜMAS ETMİYOR’
18 Ocak 2013 tarihli kararda “Suç tarihinde 21 yaşında olduğuna dair Haydarpaşa Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin raporuyla karar verilen mağdurenin şüpheli ile ailesinin ve kendisinin rızasıyla fiilen birlikte oldukları ve karı/koca hayatı yaşadıkları ancak nüfus kaydından yaşının küçük olması münasebetiyle başlatılan adli tahkikatta; mağdurenin suç tarihi itibarıyla 18 yaşını bitirdiği bu nedenle de şüphelinin eyleminin bir suça mümas etmediği anlaşıldığından kovuşturma yapılmasına yer olmadığına...” ifadeleri yer alıyor. O soruşturmayı bitiren savcıya Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK) soruşturma başlattı. Savcı, doğum raporunu dikkate almadan takipsizlik kararı vermekten sorumlu tutuluyor. HSK’nın soruşturma açtığı savcı da şimdiki iddianameyi hazırlayan savcıyla aynı adliyede görev yapıyor.
‘SAVCI İYİ YEDİ’
H.K.G.’nin iddianameye giren ifadesine göre kendisi yerine kemik testine 18 yaşından birisi sokulmuştu. Kadir İstekli de bundan dolayı bu işi organize eden kişiye kızdı ve “Kızın yaşının 18 olması yeterliydi, neden daha büyük birini soktunuz ama savcı iyi yedi” demişti.
MÜDÜRE SORUŞTURMA
İstanbul Cağaloğlu Anadolu Lisesi Müdürü Cafer Koçyiğit, Hiranur Vakfı kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in 6 yaşındaki kızını müridiyle ‘evlendirmesi’ ile ilgili Haber yapanlara sosyal medyadan, “Ey iman edenler! Size bir fasık bir haber getirirse, bilmeyerek bir topluluğa zarar verip yaptığınıza pişman olmamak için o haberin doğruluğunu araştırın. (Hucurat:6) İmansızlar siz iftira atmaya, karalama yapmaya devam edebilirsiniz!” demişti. Milli Eğitim Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Kamuoyunda infiale neden olan bir kız çocuğunun evlendirilerek cinsel istismara maruz bırakıldığı haberleri üzerine İstanbul’da bir okul müdürünün sosyal medyadaki paylaşımları hakkında Bakanlığımızca inceleme/soruşturma başlatıldı” denildi. (DHA)
Milliyet’e konuşan ceza hukuku uzmanlarının görüşleri şöyle:
‘KATALOG SUÇ KAPSAMINDA’
Eski Cumhuriyet Savcısı Avukat Bülent Yücetürk:
‘‘Suçun cezasının alt sınırı 27 yıldan başlıyor. Ceza usul yasamıza göre tutuklama için katalog suç dediğimiz suçlar var. Bu suçlar da katalog suç kapsamında. Kaçma şüphesi kural olarak var kabul ediliyor. Burada hem katalog suç olması hem cezanın en alt sınırdan yüksek olması hem de delillerin hepsinin toplanmamış olması söz konusu. Bu olaydaki en önemli delil mağdur ve tanık anlatımları. Ancak sanıklar dışarıda. Sanıkların, tarikat ve diğer güçlerini kullanarak, mağdurun ve tanıkların ifadesini değiştirme ve üzerlerinde baskı kurma ihtimali var. Vakıf yöneticilerinin ve babanın açıklamalarına baktığımızda da delillerin karartılma ihtimali görülüyor. Eğer sanıklar tutuklu olmuş olsaydı mağdurun kardeşleri bu şekilde rahat bir beyanda bulunmazlardı. Bu çocukların baskı altında bu beyanlarda bulunmuş olma ihtimali var. Bu nedenle bu tip suçlarda tutuklanma kararının verilmesi orantılı bir tedbirdir. Çünkü, bu olay Türkiye’de bir bir toplumsal infiale yol açtı. Siyasi görüşü ne olursa olsun, toplumun her kesiminden büyük bir tepki ile karşılaştı ve böyle bir olayda hiçbir şey yokmuş gibi davranmak toplumun değer yargılarına daha çok zarar veriyor. Yargının bu konuda tedbir alması sanıkları tutuklaması gerekiyor.”
‘KABUL EDİLEMEZ’
İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği koordinatörü avukat Nazan Moroğlu:
‘‘6 yaşındaki kız çocuğuna yıllarca süren zincirleme cinsel istismar suçuna ilişkin iddianame yazılmışken, şüpheliler hakkında yargının tutuklama kararı vermemiş olması kabul edilemez. Üstelik katalog bir suç olan TCK 103. maddesine dayanan bir iddianame var ortada ve sanıkların kaçması ya da delil kararması söz konusu.’’
SES KAYDI ORTAYA ÇIKTI: HADİ SEN DÜŞÜNEMEDİN, BABAM NASIL DÜŞÜNEMİYOR?
6 yaşında dini nikâhının kıyıldığı ve yıllarca zincirleme istismar ve tecavüze uğrayan H.K.G. dava dosyasında genç kızın tecavüzü kanıtlamak için aldığı ses kayıtlarının dökümü de yer aldı. Kayıtlarda, sanık Kadir İstekli’yle tecavüze uğradığı ilk yılları konuşan H.K.G.’nin, “Yani keşke beklenseydi. İlişki olmasaydı o zaman. O zaman bi sorun olmazdı ki. 6 yaşında ilişkiye girmeseydik. Ama bunu düşünememek de çok garip hocam. Yani sen o zaman 28 yaşındasın. 6 yaşında bi çocuğun ilişkiyi kaldırıp, kaldıramayacağını, nasıl düşünemiyorsun? Hadi sen düşünemedin, babam nasıl düşünemiyor?” ifadesine, Kadir İstekli şöye yanıt vermiş:
“Ne desen haklısın. Ama geri dönüp de kapatamıyorsun işte H.K. Yapabileceğim bir şey var mı? Yok işte. Hani ben ister miyim böyle olsun. Hani bu durumda olalım ister miydim sen söyle. Bile bile yapar mıydım yani, soruyorum yani. Yani seni sıkıntıya koymak ister miydim? Fıtratımı da biliyosun. Kasti bi şey yok H.K. Yani nasıl diyelim, düşünememişiz işte hani. Senin o zaman ki fıtratın, o zaman ki tavrın anladın mı? Yanlış.”
‘UNUTMAM MÜMKÜN DEĞİL’
H.K.G., konuşmanın bir bölümünde de Kadir İstekli’ye “Geçmişi unutmam mümkün değil ve gerçekten de dedikleri gibi olmuyor işte. Yıllardan beri yazık günah, hem sana hem bana. Görmüyor musun hocam halimi. Nereye kadar bunalıyorum, nefes alamıyorum. Darlanıyorum” diyor.
KARDEŞİNE DE YAŞLI MÜRİT
Ses kaydında ayrıca Kadir İstekli, H.K.G.’nin kız kardeşini de cemaatten yaşlı bir adama teklif ettiğini itiraf ediyor. O bölüm şöyle:
Kadir İstekli: Anladım. Ben seni kendi yanımda mutlu görünce, ne bileyim senin de benim yanımda mutlu olduğunu zannediyordum demek ki. Garip bir olay işte H.K. Hani izahı yok. Yani izahı olacak bi şey değil işte ya. Ben Adem C.’ye teklif ettim A.H.’yi. Bacanak olalım diye, ‘Yok’ dedi. ‘Ben yapamam’ dedi. Benim saçım beyazlamış cart curt. İyi ki ‘Yok’ demiş. Şu an Adem C., A.H.’yi bekliyor olsaydı, ne olacaktı H.K., dedesi yaşında adamla olcaktı ya. A.’yı nasıl verecektin ona? Hani ben bi nebze. Benim saç sakal sonradan ağardı. Ben hiç yaşımı göstermiyordum ki. Normal seninle karşı karşıya geldiğimiz zaman aramızda yaş farkı gözükmüyor.
‘YAŞINI BÜYÜTMESEK...’
H.K.G.: Karakol olayı. Orada yaşımı büyütmüştük değil mi?
Kadir İstekli: Yaşını büyüttük. Yoksa ben giriyordum içeri. 3 sene 4 sene yatacaktık. Onu affetmiyor ki devlet ona bakmıyor yani.
H.K.G.: Orada nasıl benim yerime başkası girmişti?
Kadir İstekli: Başkası girdi.