Dünkü AK Parti Grup Toplantısı'ndaki izlenimlerini aktaran gazeteci yazar Abdulkadir Selvi, Bakanlarla ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile sohbetine değinerek "Belli ki eşine söylenen sözler kanına dokunmuş. Kemal Bey yanlış yapıyor. Eşler, çoc
Gazeteci yazar Abdulkadir Selvi, dün yerinde takip ettiği AK Parti Grup Toplantısı'ndaki izlenimlerini Hürriyet gazetesindeki bugünkü köşe yazısında aktardı.
"Milletvekillerinden koronavirüs testi pozitif çıkanların sayısı artınca, haliyle sohbet konusu da koronavirüs üzerine oldu." diyen Abdulkadir Selvi, şu ifadeleri kullandı:
"Enerji Bakanı Fatih Dönmez, koruma ekibinden birisinin testi pozitif çıkınca kendini birkaç gün izole ettiğini söyledi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile İslam’a saldırıda bir yarış halinde olan Charlie Hebdo dergisine Macron’a gösterilen tepkiyi konuştuk. İslam dünyasındaki tepkiye yönetimlerin sessiz kalamadığının altını çizdik. “Sokağın tepkisi olmasa yönetimler sessiz kalırdı. Ancak tabanda öyle bir tepki oluştu ki yönetimler de tepki göstermek zorunda kaldı” dedi.
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’le CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na sıcağı sıcağına verdiği yanıtı konuştuk. Enis Berberoğlu’yla ilgili Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlali kararını yerel mahkemenin tanımaması üzerine Kılıçdaroğlu, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ü hedef almıştı. Gül de “Kasetlerle gelen kişinin iddialarını ciddiye almıyoruz” diye yanıt vermişti. Abdulhamit Gül, “Hak etmişti” demekle yetindi. Bakanlarla sohbet ederken Cumhurbaşkanı Erdoğan karşıdan göründü."
Selvi, 'Erdoğan’ın tepkisi' başlıklı yazısını şöyle sürdürdü:
"Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın grup konuşmasının ana temasını Macron’a ve Charlie Hebdo dergisine verdiği yanıtlar oluşturdu. Erdoğan, tarihe iz düşen konuşmalarından birini yaptı.
Erdoğan konuşmasının iki yerinde milletvekillerini “Arkadaşlar burası çok önemli” diye uyarma gereği duydu. AK Parti milletvekilleri Erdoğan’ı konuşma sırasında iki kez ayağa kalkarak uzun süre alkışladılar.
Peygamberimize hakaret eden karikatürleriyle İslam’a saldıran Charlie Hebdo dergisi, son sayısında da Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret eden bir karikatür yayınladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan o konuya değinirken, Peygamberimizin hukukunu, kendi hukukunun önünde tuttu.
“Bu tür ahlaksız yayınlara, ne yaptığını görmek amacıyla da olsa itibar etmeyi dahi zül kabul ettiğim için karikatüre bakmadım. Ben neyim ki, benim sevgili Peygamberim, sevgililer sevgilisine bu denli hakaret eden bu namussuzlarla ilgili benim herhangi bir şey söylememe de gerek yok zaten. Üzüntüm ve öfkem, şahsıma yapılan iğrenç saldırıdan değil, aynı mecranın canımızdan aziz bildiğimiz
Peygamber Efendimize yönelik terbiyesizliklerin kaynağı olmasındandır” dedi. Erdoğan, “Peygamber Efendimize yapılan saldırılara samimiyetle karşı durmak bizim şeref meselemizdir” deyince milletvekilleri ayağa kalkıp uzun süre alkışladılar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türk milleti olarak bu saldırılar karşısında cibilliyetsiz bir tavır sergileyemeyiz” deyince milletvekilleri tekrar ayağa fırlayıp alkışlarla destek verdiler.
Cumhurbaşkanı da olsanız ailenize, eşinize, çocuklarınıza bir saldırı söz konusu olunca o zaman tüm sıfatlarınızı, unvanlarınızı bir kenara bırakıp eş oluyorsunuz, baba oluyorsunuz. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Emine Hanım’la ilgili sözlerine karşılık verirken Erdoğan, bir Cumhurbaşkanı olmaktan ziyade bir eş olarak konuştu. Macron’a ve Charlie Hebdo dergisine tepki gösterdiği konuşmasını sürdürürken birden bu konuya değindi.
Kılıçdaroğlu’na, “Dün bay Kemal, eşimle ilgili bazı laflar etmiş. Sende zerre kadar yürek varsa benimle ilgili konuş. Eşimle ilgili değil. Sen ne biçim siyasetçisin ya?” diye seslendi.
Belli ki eşine söylenen sözler kanına dokunmuş. Kemal Bey yanlış yapıyor. Eşler, çocuklar günlük siyasi çekişmelerin konusu edilmemeli. Demirel ile Ecevit yıllarca birbirleriyle mücadele ettiler. Ama ne Ecevit, Nazmiye Hanım hakkında, ne de Demirel, Rahşan Ecevit hakkında tek bir laf etmedi."