ABD'nin Türkiye'nin haklılıklarına rağmen saha içinde ve dışındaki kayıplarının müsebbibi olarak Türkiye'yi gördüğünü söyleyen Güvenlik ve Strateji Uzmanı Abdullah Ağar,"İsrail ile Rusya arasında adı konmayan bir işbirliği var ve bu işbirliği Fırat'ı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 9 Ekim’de, Suriye’nin kuzeyinde yuvalanan terör örgütü YPG/PKK’ya yönelik başlatılan Barış Pınarı Harekatı’nın üzerinden 9 gün geçti.
Şu ana kadar 673 teröristin etkisiz hale getirildiği harekatı bölgeden izleyen Güvenlik ve Strateji Uzmanı Abdullah Ağar operasyondaki son gelişmeleri ve ABD heyetinin ziyaretinin perde arkasını Habertürk'e anlattı.
İşte Ağar’ın verdiği çarpıcı cevaplar;
Şu uçak dolusu çok önemli ABD’lilerle çok önemli görüşmeler öncesinde hamaseti bırakıp, Papaz Bronson’dan sonra ABD ile neden bu kadar papazız, buna bakalım. Bu değerlendirme, ABD yaklaşımlarını anlamak adına önemlidir. Türkiye’nin tez ve haklılıklarının elbette karşılığı olmasa da...
ABD'ye göre ya da onların bakışına göre sahanın dışında Rus’a çok meyil ettik ve S-400 aldık. Terör örgütü YPG/PYD’yi ezdik. Doğu Akdeniz’de petrol arıyoruz. İran’a yeterince sert yapmadık. Kudüs’e karşı çıktık. Katar’a yardım ettik. Dahası Somali’de üs kurduk. Sudan'’a yoldaş olduk. Çin Yeni İpek Yolu'na da ortak olduk tabii. Suudileri sıkışırdık. En önemlisi İsrail’e karşı çıkıyoruz.
Sahanın içinde ise ABD’lilerin Ana ikmal yolu M-4’ü onlara göre istikrarsızlaştırdık. Ayn İsa’da, yine onlara göre 'tehlikeli yakın' işler yaptık. Kobani’de tütsüledik, zıplattık biraz. 'Devriye’yi sündürmesine bu kez müsaade etmedik. Pentagon ile Trump arasındaki uyuşmazlığı iyi kullandık. O kadar yardım ettikleri, TIRlarla malzeme verdikleri örgütün fos olduğunu gösterdik.
ABD'nin on binlerce TIR’lık silah yardımı boşa gitti. Şimdi kendi üssünü kendi vurup patlatıyor. Rus askerleri üslerinde poz veriyor. Direniş, o kadar desteğe, silaha rağmen fena çuvalladı. Terör örgütünün hava desteği olmadan DEAŞ'la savaşamadığı ortaya çıktı.
İran’da isyan ettirmeye çalışacağı hiçbir etnisite veya mezhep artık ABD’ye güvenmez. Kendi iç çatışması öncesi müstakbel vekalet örgütlerini bir süreliğine kaybetti. Mezopotamya’yı SSBC yıkıldığından beri ilk kez Rus’a teslim edip çıktı. Bu Rus’a bırakma meselesi cumhuriyetçileri fena bozmuştur. Ve bütün bunların müsebbibi olarak bizi görüyorlar. Bu durum ABD yaklaşımlarını anlamak adına önemlidir. Türkiye’nin tez ve haklılıklarının ise elbette karşılığı değil.
ABD, şimdi, YPG/PKK'yı nereye sığdıracağını düşünüyor. ABD, Türkiye ile savaşmak istemedi ve YPG/PKK'ya çok kızgın. Terör örgütünün kendisini aldattığını, kullandığını dahası DEAŞ ile tehdit ettiğini gördü. PKK, ABD'nin beklentisini karşılamadı; hayal kırıklığı yarattığı. Türkiye'nin harekatı bir anlamdı PKK'nın boyasını dökerek ABD'ye onu görme olanağı sundu. ABD, şu an terör örgütünü ne yapacak onu düşünüyor.
Rusya da Rejim de şu safhada YPG/PKK'yı, istedikleri gibi aparat olarak hem Türkiye'ye hem de başka ülkelere karşı kullanabilir. Ancak İran'ın da PKK üzerindeki etkisini unutmamak gerekir. İran'ın her zaman PKK'yı doğrusal ve asimetrik olarak yönlendirme etkisi vardır. Bu gücünü Türkiye'ye ABD'ye ve Rusya'ya karşı kullanabilir.
Rusya, Türkiye ile kurduğu ilişkileri, beraberliği bir kenara atmaz, atamaz. Türkiye Rusya için jeopolitik olarak büyük önem taşıyor. Ama Rusya, Türkiye'ye rağmen bölgede alanını, etkisini geliştiriyor. Rusya'nın sahada kaybetme ihtimali yok gibi bir şey. Rusya sadece YPG/PKK ile değil Suriye'de 18 farklı yapıyla görüşüyor.
PKK'nın Rusya ve Rejim'e karşı kartlarının zayıfladığı şu günlerde Türkiye'ye karşı bu ikili tarafından kullanılması söz konusu olabilir. Türkiye'den bir şey almak isteyen herkes de PKK'yı kullanabilir.
Bölgede ya da Barış Harekatı sürecinde bir şey gözden kaçıyor o da İsrail. Kremlin'de en güçlü lobi, Yahudi lobisidir. Rusya, İsrail'in nasıl bir misyon ürettiğinin farkında. İsrail'in dini ihtirasıyla coğrafyada yarattığı bozgun Rusya'yı rahatsız etse de Rusya karşısında İsrail'in ekonomik gücü, İsrail kökenli kapitalist türevlerin küresel etkisi Rusya'yı derinden etkiliyor.
İsrail Suriye'de Rusların kontrol ettiği hava sahasına girip İran Hizbullahı'nı vurabiliyor. Yine Rejim'e ait askeri birlikleri bombalayabiliyor. İsrail ile Rusya arasında adı konmayan bir işbirliği var ve bu işbirliği Fırat'ın doğusunda kendisini hissettiriyor. Bölgedeki gizli aktörün İsrail olduğunu görmek gerekiyor.
Sahadaki duruma dönersek, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) bölgede terör örgütüne yönelik harekatı hız kesmeden başarıyla devam ediyor. İnsanları hayrete düşürecek tüneller deşifre ediliyor. 60 farklı yönde 200 kilometrelik tünel bulundu. Mehmetçiğin ise eli tetikte. Bir subayımız diyor ki: 'Beş gün uyamadım. Anca tavşan uykusu. Patlamalar, irkilmeler, ikazlar, çatışmanın ve belirsizliğin kokusu. Apansız sıçramalar.'
Türkiye için en büyük tehdit, karar vericilerin zihinlerine yaptırımlar üzerinden kararlılığını bozmak adına yapılan baskı. Milletimizin zihinlerine sızmak istiyorlar. İşte bunun adı psikolojik harekat. Milletçe mukavemetimizi, inancımızı zayıflatmaya çalışıyorlar. Şu an Batı'nın da ABD'nin de Türkiye'ye yüklenmesinin tek nedeni bu. Türkiye sahada ve kesinlikle çok güçlü. Herkes bunu görüyor ve biliyor ve zihnimizde baskı yaratmaya çalışıyorlar.
Karakozak bizim için en önemli alanlardan biri. Çünkü orası bizim toprağımız ve Süleyman Şah'ın türbesinin bulunduğu yer. Buraya yapılması olası harekatın uluslar arası hukuki gerekçesi de vardır.