Basına yaptığı açıklamalarda “darbe girişiminde ABD’nin parmağı yok” diyen ABD’nin Ankara Büyükelçisi John Bass'ın darbe girişiminden önceki gün rütbeli bir askerle görüntüleri ortaya çıktı...
ABD'nin Ankara Büyükelçisi John Bass, 'darbede Amerika'nın parmağı var' iddiaları üzerine farklı yayın organlarından 10 gazeteciye, hükümetinin "15 Temmuz'u 16'ya bağlayan gecede yaşanan yasadışı eylemleri planlamadığını, yönlendirmediğini, desteklemediğini ve bunlarla ilgili önceden bir bilgisi olmadığını" bir kez daha söyledi.
Büyükelçi Bass'ın açıklamalarının henüz gazeteye basıldığı sırada yeni bir görüntü ortaya çıktı. Çengelköy'de bir kafe işletmesinin kamerasına yansıyan görüntüde Bass, bir rütbeli ile darbe girişiminden bir gün önce görüş alışverişinde bulunuyor.
Bass o gece haberi ne zaman alıp neler yaptığını ve Gülen'in Türkiye'ye iadesiyle ilgili yasal süreci de detayıyla şu şekilde anlattı:
"Öncelikle elbette 'Geçmiş olsun' dileklerimi paylaşmak istiyorum. Bunu sadece kendi adıma değil sizler gibi o gecenin feci olaylarını yaşayan, kendilerini Türkiye'de asla gerçekleşeceğine ihtimal vermedikleri ve hayatlarında asla görmedikleri olaylara tanıklık etme durumunda bulan yüzlerce Amerikalı diplomat ve onların aileleri adına da söylüyorum."
"BİLGİMİZ OLSAYDI HÜKÜMETE BİLDİRİRDİK"
"Bu ülkede ABD yönetiminin yasadışı darbe girişimiyle bağlantısı olduğunu ya da bundan önceden haberdar olması gerektiğini tek bir kanıt göstermeden iddia eden yorumların beni çok rahatsız ettiğini ve beni gücendirdiğini söylemek istiyorum." "(Darbeyle ilgili ABD'nin) Planı yok. Yönlendirmesi yok. Desteği yok. Bilgisi yok. Zaten bir bilgimiz olsaydı Türk hükümetine bunu bildirirdik."
"TÜRK HÜKÜMETİNİ DESTEKLEYECEĞİZ"
"Ciddi bir şekilde iki önceliğe odaklanıyoruz. Birinci önceliğimiz, Türk hükümetine karşı bu yasadışı darbe teşebbüsünde bulunanların adalete teslim edilmesi için destek sunmak. Odaklandığımız ikinci önceliğimiz, her iki devletin de karşı karşıya olduğu güvenlik meseleleriyle uğraşmak. İlk akla gelen DAEŞ'in yarattığı tehlike, bu toplumun PKK'dan kaynaklanan tehditlerle karşı karşıya olması ve daha genel olarak dijital çağda terörizm tehlikesinin yarattığı sorunlarla uğraşmak, ki bunlar 20-30 yıl önceki terörizm tehditlerinden çok farklı."
"FULLER'DEN HABERİM YOK"
"O gece, Graham Fuller'in Türkiye'de olup olmadığı hakkında benim bir bilgim yok. Eğer Türkiye'de idiyse bunun da hiçbir önemi yoktur. Kendisinin ABD yönetimiyle bir bağlantısı yoktur. Geçmişte devlet için çalışmıştır. Tüm bunlardan bağımsız olarak ister Bay Fuller ister başkası olsun, darbe sürerken Amerikan haber programlarında çok çirkin şeyler söyleyen ve bunun bir şekilde yararı olabileceğini savunanların söyledikleri ve yaptıkları ABD Devleti'nin görüşlerini yansıtmıyordu."
"İNCİRLİK ABD'NİN KONTROLÜNDE DEĞİL"
"İncirlik Üssü'nün bir ABD üssü değil, bir Türk üssü olduğunu hatırlamak gerçekten önem taşıyor. Biz İncirlik'teki operasyonlarımızı Türk hükümetinin daveti ve kabulüyle yapıyoruz. Ancak üssü kontrol etmiyoruz. Türk hava sahasını kontrol etmiyoruz. İncirlik'teki kuleyi kontrol etmiyoruz ve kimin, ne zaman ve nasıl uçuşa kalktığını da biz tayin etmiyoruz.Türk askeri tesislerinde veya Türk askeri üslerindeki gerçekleşen askeri hareketler üzerinde de bir söz hakkımız yok. Dolayısıyla her gün İncirlik'ten kalkan tanker uçakların yasal ve meşru uçuşlar yapıp yapmadığını değerlendirecek durumda değiliz. Bu TSK'nın ve Türk Hava Kuvvetleri'nin işi."
"TAMAMEN KARANLIKTAYDIK"
"(Darbeyle ilgili olarak) Tamamen karanlıktaydık. Tamamen. Darbe teşebbüsünden, konutun bahçesinden aşağıya şehre bakarken savaş uçaklarının şehir merkezinin üzerinden ilk geçişlerini gördüğümde haberdar oldum. Saat 22.00 civarıydı. Türk-Amerikan İş Konseyi toplantısı nedeniyle İstanbul'da işim vardı. Gecikerek kalkan 19.00 uçağıyla Ankara'ya geldim. Eve saat 21.30 gibi girdim. Bir arkadaşımızın yaşgünü partisi vardı konutta. Onları görmek üzere aşağıya indim. Önce şehrin göbeğinde bu türden bir askeri hareket olması için bir terörle mücadele alarmı verildiğini düşündüm. Hemen telefona sarıldım ve ne olup bittiğini anlamaya çalıştım."
"DIŞİŞLERİ ARADI, DESTEK İSTEDİ"
"Saat 23.00-23.15 civarında Türkiye Dışişleri Bakanlığı'ndan birisi beni aradı. Yaşadıklarımızın ve duyduklarımızın yasadışı olduğunu, hükümetçe onaylanmamış yasadışı hareketler olduğunu ve bir darbe teşebbüsü teşkil ettiğini söyledi. Desteğimizi istedi ve Türk hükümetinin verdiği bu bilginin Washington'a iletilmesini istedi. Ben de derhal öyle yaptım."
"Çok uzun 2 gün geçirdik. Ana nüveyi oluşturan arkadaşlarla bir-iki teneffüs dışında, 48 saatimizi elçilikte geçirdik. Amerikan yönetiminin en üst düzey şahsiyetleriyle sürekli temas halindeydik. Zamanımızın önemli bir bölümünü yetkililerin sorularına cevap vererek, en son çıkan doğru ya da yanlış bilgiyle ilgili soruları cevaplayarak geçirdik."
..