TSK’nın, Afrin’i kontrol altına alması sürecinde ABD’nin buraya bir müdahalesi olursa Rusya, havadaki her şeyi füzeleriyle vuracak.
Türkiye’nin Afrin’e müdahale hazırlıklarına başlamasıyla birlikte diplomasi ve telefon trafiği hızlanırken, aynı zamanda askeri strateji ve satranç da başladı. CumhurbaşkanıTayyip Erdoğan’ın ABD Başkanı Trump ve Rusya Devlet Başkanı Putin ile yaptığı telefon görüşmelerinin arka planında
Suriye’de anbean daha da ısınan atmosferin etkisi var.
Önceki gün Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait obüsler, Tel Rifat’taki YPG hedeflerini vurdu; YPG’den karşı ateş açıldı. YPG, Tel Rifat’ı, İdlib ve Halep’in kuzeyine geçiş için kullanıyordu.
TSK obüsleri, Reyhanlı’nın kuzeyinde Kırıkhan’la Hassa arasındaki bölgeyi de vuruyor. Tel Rifat’ın kuzeyine Rusya, bir yarbay komutasında 160 askerden oluşan mekanize-motorize bölük sevk etti. YPG de buraya takviye yapıyor. Bölgede askeri hareketlilik en üst seviyede devam ediyor. ABD bölgeye sevk ettiği, P-8 Poseidon anti-denizaltı ve anti-yüzey uçaklarıyla denizaltını da kontrol etmeye çalışıyor.
RUSYA KORUMASI
Rusya bölgede füze tatbikatı başlatacağını açıkladı; 200 km’ye kadar sınır çizerek ABD’nin Suriye’deki hedeflere yaklaşmamasını istedi. TSK’nın, Afrin’i kontrol altına alması sürecinde ABD’nin buraya bir müdahalesi olursa Rusya, havadaki her şeyi füzeleriyle vuracak. ABD ise Rakka operasyonunda kullandığı YPG’ye Türkiye’nin obüslerle müdahalesinden rahatsız. TSK’nın Afrin’i tamamen kontrole almasından sonra sahadaki bütün denklem değişecek, stratejiler yeniden çizilecek. Askeri yetkililer, ABD ve YPG’nin bulunduğu Münbiç’e, Türkiye’nin müdahalesi konusunda şu anda bir aciliyet ve zorunluluk bulunmadığını vurguluyor çünkü artık rota değişti.
İDLİB’İN KONTROLÜ
Afrin ve Münbiç’in birlikte Türkiye için tehdit oluşturduğu süreçte Türkiye El Bab’ı almıştı. Afrin de alındığında Münbiç tek başına tehdit oluşturamayacak. Afrin’den sonra dengelerin değişeceği ifade ediliyor. Sonraki aşamada ise hedef İdlib... Çatışmasızlık bölgeleri anlaşması ile Türkiye’nin kontrolünde olan İdlib’in silahlı unsurlardan arındırılması ve tamamen TSK’nın kontrolüne geçmesi planlanıyor. Burada Suud’ların gönderdiği ve çeşitli gruplar içinde savaşan 9 bin 500 kadar cihatçı da bulunuyor. Burası arındırıldığında İdlib’de Türkiye ve Esad karşıtı kimse kalmayacak.
M4 KARAYOLU KRİTİK ÖNEMDE
Münbiç’in tüm kontrolü, Halep-Münbiç arasındaki M4 otoyolundan geçiyor. Bu yol aynı zamanda doğuda Rakka ile batıda Halep’i birbirine bağlıyor. El Bab da bu iki kent arasında stratejik bir noktada. El Bab’ın 4 kilometre güneyinde El Thanif Köyü var. Buranın güneybatısında olan kısmı Türkiye’nin kontrolünde. Devamında Halep’e kadar olan kısmını ise Suriye rejimi kontrol ediyor. Münbiç’in kontrolü ve tam hâkimiyet sağlanmasının yolu M4 otoyolundan geçiyor. Bu yolu kontrol eden Münbiç’in hayat damarlarını kesmiş olacak.
Haseke’den pamuk, buğday, petrol bu yol üzerinden taşınmaya devam ediliyor. Bu yolu kontrol edemeyen ticareti de kontrol edemez çünkü Rakka’nın güneyindeki yollar, kara taşımacılığına uygun değil. Sahada her geçen gün yeni bir strateji ve denklem ortaya çıkıyor. TSK’nın Afrin’i alması ve ardından İdlib’i tam kontrol etmesiyle CENTCOM’un ve desteklediği YPG’nin buradan çıkarılmasında önemli bir merhale kat edilmiş olacak, Suudi Arabistan denklem dışına itilmiş olacak.