Hibya, programda Tiyatral Mardin Topluluğu Kurucusu Furkan Akalpoğlu’nu stüdyosunda ağırladı.
Sohbet havasında gerçekleşen yayında, Tiyatral Mardin Topluluğu’nun kuruluş hikayesi ve yerel dil ile yerel tavrın tiyatroya aktarılması konuları ele alındı.
Akalpoğlu, Tiyatral Mardin Topluluğu’nun kurma serüveninden bahsederek, “Topluluğu, Metin Omuzlar ile kurduk. Benim tiyatroya ilgim yoktu. Tiyatro kulübüne misafir olarak gittim ve çok etkilendim. İçimden bir şeyler koptu. Dışarıda arkadaşız evet ama sahnede bambaşka bir kişiliğe bürünüyorlar. Bundan çok etkilendim. ‘Misafir olarak değil, daimi olarak bu kulübe yazılalım’ dedik ve böyle başladı.” ifadelerini kullandı.
Nilgün Serimoğlu, ilk oyununda kadın bir sekreteri canlandırdığını anlatan Akalpoğlu’na, “Prototip bir rol, joker bir rolle başlamışsınız. Tiyatrolarda, operalarda bu tür ekstrem roller, hep bir jokerdir. Şanslı ve aynı zamanda cesurmuşsun.” dedi.
Oynadığı sekreter rolüyle olumlu tepkiler aldığını söyleyen Akalpoğlu, “Biz de Metin ile skeçler yazıp bunları temsil etmek istedik. İlk büyük temsilimizi 2009 yılında Mardin Artuklu Üniversitesi bünyesindeki Atatürk Kültür Merkezi’nde sergiledik. Yaklaşık 12 skeçten oluşan ‘Adını Sen Koy’ diye bir oyunumuz vardı.” diye konuştu.
Akalpoğlu, oyunlarında çeşitli konular işlediklerini dile getirerek, “Bir parkın önünde geçiyorduk ve billboarda rastladık. Billboardda bir sempozyuma tüm Mardin halkının davetli olduğu yazıyordu. Mardin halkının sempozyum kelimesinin anlamını bilmediğini biliyoruz. Metin karşıma geçip muhabir oldu ben de halihazırda devam eden Cafer Bacısıgüzel karakterine sorular sordu. Cafer de bunu kompostoya evrimini gerçekleştirdi. Bu şekilde Cafer Bacısıgüzel diye bir skeçle devam edip, çeşitli konularla da haşır neşir olduk. Bugüne kadar Cafer Bacısıgüzel efsanesi devam ediyor. Bir tipleme yarattık.” ifadelerini kullandı.
Nilgün Serimoğlu, Cafer Bacısıgüzel skeçlerini Aziz Nesin’in oyunlarına benzeterek, “Aziz Nesin’in ruhu burada devreye giriyor herhalde. Cafer skecini çok merak ettim.” dedi.
Akalpoğlu, Shakespeare oyunu uyarladıkları skeç hakkında şunları kaydetti:
“Tiyatro denilince herkesin kafasında biri canlanır. Ben de Shakespeare canlandı ve olduğu gibi aktarsaydım belki Mardin halkı çok fazla benimsemeyebilirdi. Kendilerinden bir şeyi Shakespeare ile beraber gördükleri anda büyülendiler.”
Nilgün Serimoğlu, ‘Mardin müthiş bir kaynak’ diyerek, “Son zamanlarda da özellikle Kadir İnanır’ın oynadığı Kapı filmi müthiş bir şey. Mardin’de çok fazla dizi çekildi. Onlar ilgi çekti.” ifadelerini kullandı.
Akalpoğlu, çekilen dizilerin Mardin’in popülaritesini artırdığına değinerek, “Bu dizilerin Mardin kültürüne zarar verdiğini düşünüyorum. Mardin kültüründen uzak. Mardin çok kadim bir şehir. Mardin’de çeşitli kültürler hep birlikte yaşamışlar.” şeklinde konuştu.
Tiyatral Mardin Topluluğu’nun kuruluş amacının Mardin’in kültürünü, dilini, dinini yaşatmak ve korumak olduğunu söyleyen Akalpoğlu, “Çok güzel de sonuçlar alıyoruz. Dekorumuz, konstümümüz tamamen o kültüre ait. Her oyunda çeşitli yerel yemeklerimizi tanıtmaya özen gösteriyoruz.” dedi.
Akalpoğlu, yeni oyunlarının bahar aylarında sahneleneceğini dile getirerek, “Hamam skecinin devamı olacak. Hamam skecimizi yazdık. Birkaç skecimiz daha var.” şeklinde konuştu.
Pandeminin birçok şeyi kaybettirdiği gibi insanlara dijital platformları mecburi olarak öğrettiğini belirten Nilgün Serimoğlu, “Jüri üyeleri olan ve sanat yaşamından kopmak istemeyen bizler, oyunları çevrim içi olarak izledik.” ifadelerini kullandı.