Akaryakıta art arda gelen zamlar, sürücülere zor zamanlar yaşatıyor. Kontak çevirmenin artık çok büyük lüks olduğunu söyleyen vatandaşlar, zorunlu ihtiyaçları dışında artık arabalarını kullanmadıklarını ifade ediyor. Bu durum İstanbul trafiğine de ya
Akaryakıt fiyatları son dönemde ardı ardına zamlandı. Bu artış da iğneden ipliğe her şeye yeni zamlar olarak yansıyor.
Akaryakıt fiyatlarındaki artışlar, sürücülerin bütçesine de çok büyük bir darbe vuruyor.
Vatandaşlar artık sadece zorunlu durumlarda arabalarını kullandıklarını, kontağı çalıştırmanın “lüks” haline geldiğini söylüyor. Son zamlardan sonra arabasını satmayı düşünenler hatta satanlar dahi var.
Bu durum trafiğe de yansımış durumda. Yoğun trafiğiyle bilinen İstanbul'da bile yer yer rahatlamalar görülüyor.
Çünkü sürücüler akaryakıt zamlarından dolayı eski sıklıkta araçlarını trafiğe çıkaramıyorlar, “Gaza basmaya dahi çekiniyoruz” diyorlar.
SÖZCÜ muhabiri İstanbul Şişli'de trafikteki sürücülere mikrofon uzattı, “Akaryakıt zamları yüzünden trafikte yer yer görülen rahatlamaya sevinebiliyor musunuz?” diye sordu.
Vatandaşlar şu yanıtları verdi:
“KEŞKE TRAFİK OLSAYDI DA AKARYAKITA BU KADAR ZAM GELMESEYDİ”
Güven Eroğlu: “Kesinlikle hayır. Keşke trafik olsaydı da akaryakıta bu kadar zam gelmeseydi. Geçen sene depoyu 300 liraya dolduruyordum, bu sene 700'den aşağı dolduramıyorum. Aldığımız maaş, yaptığımız iş belli. (Aracınızı eski sıklıkla kullanabiliyor musunuz?) Kesinlikle hayır. Arabayı da satsak satılmıyor, bir dert. Hepsi başımıza bela oldu. (Zamlardan sonra aracınızı satmayı mı düşündünüz?) Satmayı düşünmez olur mu insan?”
“GAZA BASMAYA ÇEKİNİYORUM ARTIK”
Burak Sevilir: “Ben kargocuyum; işe ilk girdiğimde depoyu 300 lira civarında dolduruyordum, şu an 700 lira civarında tutuyor. Gaza basmaya çekiniyorum artık. Ağlanacak haldeyiz. Litresi 20 lira da olsa mecbur yapacağız, işimiz bu. Ancak olan bize oluyor.
“UCUZ OLSUN DA TRAFİKTEKİ RAHATLAMAYA SEVİNMEYELİM”
Giray Altun: “Ucuz olsun da (trafikteki rahatlamaya) sevinmeyelim, hareket olsun.”
“BİR ZAM BİTMEDEN ÖBÜRÜ GELİYOR”
Fırat Özgür: “Nasıl sevinelim, mümkün mü böyle bir şey? Bir zam bitmeden öbürü geliyor neredeyse. Depo daha önce 500 küsür liraya doluyordu, en son 765 liraya doldurdum. Aracı daha az kullanmaya çalışıyoruz.”
“ÜZÜLÜYORUM”
Arzu Biçer: “İşe yetişme açısından seviniyorum ama tabi ki milli bilinç olunca da üzülüyorum.”
“NASIL SEVİNEBİLİRİZ?”
Okan Ay: “Nasıl sevinebiliriz? Akaryakıt sadece bizim evimize gitmemizle alakalı değil; ülke ekonomisiyle de alakalı bir şey.”
“ŞİRKET DE BU ZAMLARDAN MEMNUN DEĞİL”
Musa Bey: “Yoo, hiç de sevinmiyoruz. Kendi aracımı fazla kullanamıyorum ama şirket aracını mecbur kullanmak zorundayız. Şirket de tabi bundan (zamlardan) memnun değil ama bir yerde de mecbur kalıyorlar sevkiyatçı olduğumuz için.”
“YAKITA ÇALIŞIYORUZ”
Evren Aşlak: “Yakıtın pahalılığı özellikle taksi esnafının belini büküyor. 24 saatte aldığım yakıt için cebimden (kazancına ek) ekstra 100 lira çıkıyor. (Akaryakıta çalışıyorsunuz gibi bir durum var o zaman?) Şu anlık öyle gözüküyor.”
“ARABAYI ÇIKARTMAK LÜKS OLDU”
Ata Gül: “Yok canım ne sevinmesi… (Akaryakıt zamları) Bütçemizi felaket etkiledi. 20 liraya gittiğimiz yolu 40-50 liraya gider olduk. Arabayı çıkartmak artık çok büyük lüks oldu. (Eski sıklıkla kullanabiliyor musunuz aracınızı?) Mecbur kalmadıkça çıkartmıyoruz.”
“İŞİM OLMADIĞI SÜRECE ARACI OTOPARKTAN ÇIKARMIYORUM”
Okan Nihal: “Hiç sevinemiyoruz. Bu durum için çok üzgünüz gerçekten. Artık işim olmadığı sürece aracı otoparktan çıkarmıyoruz hiçbir şekilde. Keyfi bir durum için çıkarmıyoruz artık ne yazık ki.”
“YAKIT BİZİM YARAMIZ”
Enes Günbeyi: “Sevinemiyoruz tabi. Sonuçta yakıt bizim de bir yaramız…”