Akşam Gazetesi Köşe Yazarı Gülay Göktürk: 'Eğer bir başbakan böyle bir konuşmayı bundan 5-10 yıl önce yapmış olsaydı Türkiye’de yer yerinden oynardı. Ama 12 yıldır iktidarda olan ve 7 tane Alevi Çalıştayı toplamış, bu top
Akşam Gazetesi Köşe Yazarı Gülay Göktürk bugünkü köşesinde, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Dersim'de yaptığı konuşmanın ve alınan kararların çök önemli olduğunu söyledi. Fakat hükümetten daha büyük beklentileri olduğunu vurgulayan Göktürk, "Hayal kırıklığı içindeyim, Başbakan'dan sembolik adımlar değil esaslı açılımlar bekliyordum" dedi.
İşte Göktürk'ün bugünkü yazısından ilgili bölümler:
Yüzüne karşı söylediğim için, bu köşede de rahatça yazabilirim: Hayal kırıklığı içindeyim... Ben Başbakan’dan Dersim’de sembolik adımlar ve jestler değil, esaslı açılımlar bekliyordum. O uğursuz Dersim Harekatı’nın karargahı olan askeri kışlanın Dersim Müzesi yapılması simgesel olarak çok önemli bir karardı şüphesiz... Aleviler için kutsal su sayılan Munzur’un adının üniversiteye verilmesi, dini ziyaret yerlerinin restore edilmesi, dini olarak kutsal sayılan yerlerin HES’ler gibi imar çalışmaları yüzünden yok olmaması için gereken dikkatin gösterileceğinin beyan edilmesi (...) Başbakan’ın konuşmasında Tunceli yerine Dersim demeye özen göstermesi, “artık devletin resmi ideolojisi olmayacak” demesi, “Şimdiye bütün bunlar bundan on yıl önce duysak kulaklarımıza inanamayacağımız şeylerdi.
"BÜYÜK BEKLENTİ YARATMIŞ BİR İKTİDAR İÇİN YETERSİZDİ"
Eğer bir başbakan böyle bir konuşmayı bundan 5-10 yıl önce yapmış olsaydı Türkiye’de yer yerinden oynardı. Ama 12 yıldır iktidarda olan ve 7 tane Alevi Çalıştayı toplamış, bu toplantı için büyük beklenti yaratmış bir iktidar için yetersizdi. (...) “Ben hiçbir yerde, Dersim’de açılım paketini açıklayacağım demedim” diyordu Başbakan. Kendisi dememişti belki ama günlerdir yaratılan hava oydu ve eğer yanlış bir beklenti oluşmuşsa, bu beklentinin düşürülmesi için de hiçbir şey yapılmamıştı.
“PSİKOLOJİK EŞİĞİN AŞILMASI"
Tabii asıl soru, yıllardır “açıldık, açılacağız” denmesine rağmen bu açılımın neden bir türlü yapılmamasıydı... Bu sorumuza “Öncelikle psikolojik eşiğin aşılmasına ihtiyacımız var” diye karşılık veriyor Davutoğlu. “Yapmaya çalıştığımız şey esas itibarıyla bir zihniyet dönüşümü... Yasal ve siyasi etki yaratacak bir hamlelik bir paketten daha ziyade, var olan zihniyeti dönüştürmek...”
Gereken zihniyet dönüşümünün ana fikrini ise şöyle anlatıyor: “Alevilerin Sünnilerle bir problemi olmamıştır, Osmanlı’da da olmadı... Bana bir tane Sünni-Alevi çatışması gösterin; şehirlerde veya dağlarda; yoktur. Kimle oldu; devletle Aleviler arasında, devletin yanlış uygulamaları yüzünden oldu. iki kere oldu, birincisinde başka bir devletle işbirliği olduğu düşüncesiyle Osmanlı Devleti’nin – bakın Bektaşi kitlesine değil-Anadolu Alevilerine bir baskısı oldu. İkincisi, 2. Mahmut çağdaşlık adına orduyu tanzim ederken Bektaşi Ocağı’nı kapattı. Sadece merkezileştirmedi, topa tuttu Bektaşi Ocakları’nı ve yıktı.
Peki bunu Sünniler mi talep etti, hayır... Üçüncüsü de tek parti dönemidir. Tekkeleri, dergâhları biz mi kapattık, şimdi bize tekkeleri dergâhları açın diyorlar. Cumhuriyet döneminde devlet Sünnilere de baskı yaptı. İmam Hatip niye açıldı biliyor musunuz; cenaze kılacak imam bulunamadığı için... 20 sene önce şeriatla hükmedilen bir ülkede 20 sene sonra cemaate namaz kıldıracak, imam bulunamadı! CHP imam hatiplerin kuruluşunu böyle izah etti.
"ZAMANLAMA HATALARI REFORMLARIN KIYMETİNİ AZALTIR"
Şimdi benim dediğim şey şu; probleminiz Sünnilerle değil, probleminiz yanlış devlet uygulamalarıyla. Gelin bu devleti beraber bir daha tanımlayalım; anayasayı bir daha yazalım.” Aslına bakılırsa, Alevilerin bekledikleri de de farklı bir şey değil; Bütün inançlara eşit mesafede duracak yeni bir devlet ve bunu güvenceye alacak yeni bir toplumsal sözleşme... Benim görebildiğim, AK Parti iktidarı sonunda Alevilerin sıraladığı bütün o talepleri karşılayacak. Sorun büyük ölçüde zamanlamadan kaynaklanıyor. Ama unutulmaması gerekir ki, zamanlama hataları bazen yapılan reformların kıymetini öylesine azaltır ki, vaktinde yapılsa büyük bir toplumsal heyecan yaratacak olan değişiklikler gecikerek yapıldığında hiçbir etki yapmadan geçip gider...