Haberütrk ekranlarında gündemi yorumlayan Fatih Altaylı, Ece Üner'in sorularını yanıtladı. PKK'nin Şemdinli'deki halmesini ve Kürt sorununda gelinen süreci değerlendiren Fatih Altaylı geçtiğimiz haftaki çıkışına kaldığı yerden devam etti.

Türkiye'nin tek bir milletten oluştuğu yönündeki söylemin artık gerçeği yansıtmadığını vurgulayan Altaylı Türkiye'nin 10 yıl içinde ya küçüleceğini ya da büyüyeceğini savundu.

PKK ŞEMDİNLİ'DE KÜRT KAMUOYUNA BİR MESAJ VERMEK İSTİYOR

"1991-92 yıllarında PKK'da inanılmaz bir patlama vardı. Akın akın katılım vardı örgüte. Belli bölgelerde alan kontrolünü ele geçirmişti. Arazide geniş bir kontrolü vardı. Milis ve onların gerilla dediği yapının sayısı 50 bine dayanmıştı. Hem bunları lojistik olarak besleyemedi hem de devletin kararlı bir şekilde üzerlerine gitti ve çökertildi. 90'larda Kuzey Irak'a yapılan çok büyük bir operasyonda PKK'lılar ordu ile göğüs göğüse çatışmaya girdiler ve gerilla taktiğine yani vur-kaç taktiğine başvurmadılar, düzenli ordu gibi savaştılar. Ama çok büyük bir kayıp verdiler, bir kaç bin civarında bir kayıpla tarihlerindeki en ağır kaybı yaşadılar. Bugün de benzer bir şey sözkonusu. Belil bir bölgede bir alan hakimiyeti kurup çarpışmak... Türk ordusunu vahim bir hataya sürüklemeye çalışıyorlar. İstiyorki ordu yüzlerce militanı öldürsün. Kürt kamuoyuna 'bakın Türkler bize ne yapıyor' yönünde bir mesaj verilsin."

TÜRKİYE'DE ARTIK TEK MİLLET OLDUĞUNA İNANMIYORUM

"Artık kendimizi kandırmanın alemi yok. Ben bunu artık açık açık yazıyorum da. Tek millet, kardeşlik falan... Tamam kardeşiz de artık Türkiye şunu görüyor: Türkiye'de artık iki milletiz kavramı oturdu. PKK bu iki milleti birbirine düşmanlaştırma sürecinde. Şu anda PKK'nın yapmaya çalıştığı bu."

TÜRKİYE'NİN GÜNEYDOĞU SINIRI NAYLON BİR SINIR

"Bir dostumdan aldığım bilgiye göre Türk ordusu bu tuzağın farkında ve buna düşmemek için azami dikkat gösteriyor. Türkiye içinde yaşadığı Kürtlerden korkmuyor ama dışardaki Kürtlerden korkuyor. Araplar komuşum olsun Kürtler olmasın diyor. Bu ciddi bir özgüven eksikliğinden kaynaklanıyor. Çok iyi biliyoruz ki bu sınırlar naylon sınırlar. Ne fiziki ne de etnik bir engel var bu sınırlarda. Türkiye ile çevresi arasındaki demokrasi ve ekonomi gelişimi açısından eşitlik olduğunda bu sınırlar iyice anlamsızlaşıyor. Aradaki fark arttıkça Türkiye avantajlı duruma geçer. Türkiye kendi gelişimini yükselttikçe sınırlarındaki herhangi bir devletten korkmayacaktır. "

TÜRKİYE 10 YIL İÇİNDE YA BÜYÜR YA KÜÇÜLÜR

"Eğer bu politikalar akıllıca yürütülürse Türkiye neden üniter kalmak zorunda olsun ki? İllah federesyon olmalı demiyorum. Bunları konuşmalı Türkiye. Federasyon, konfederesyon, üniter yapı, üniter olmayan yapı... Bunları konuşmak lazım... Sonra da vay sen ne diyorsun... Ne demişim ben? Demişim ki 10 yıl içinde Türkiye ya büyür ya da küçülür... Benden başka pek söyleyen de yok. Maalesef Türkiye iyi gitmiyor, halkın da umurunda değil. Kredi kartını ödedim mi, borsa düştü mü, borcumu ödedim mi tamam. Millet başka bir şey düşünmüyor çoğunlukla. Türkiye yine bir apolitikleşme süreci yaşıyor."