Corona virüsün Türkiye'de ilk görüldüğü mart ayından bu yana uygulanan politikalarla küçük esnaftan sanayiciye, KOBİ'lerden tüketiciye toplumun her kesimini rahatlatan ekonomi yönetimi, olağanüstü dönemde alınan önlemler sonuç verip, normalleşme başlayınca para politikasında yeni bir döneme geçiyor. Sabah Gazetesi'nden Dilek Güngör'ün yazısına göre, parasal sıkılaştırma adımlarıyla piyasadaki para arzı azaltılarak, enflasyona yol açacak talep artışı frenlenecek.

 

Yeni döneme ilişkin politika için geçtiğimiz hafta düğmeye basıldı. Merkez Bankası likidite sıkılaştırmalarına başladı. Salgın döneminde piyasaya verilen likiditenin fazla kısmının, sistemde bir likidite açığı oluşturmadan kademeli olarak geri çekilmesi için ilk adımları attı. Bankaların ucuz fonlama imkânları yarı yarıya azaltılarak, maliyetleri yükseltildi. Açık Piyasa İşlemleri çerçevesinde tanınan likidite imkân limitleri yarıya düşürüldü ve haftalık repo ihalesi açılmayarak faiz koridorunun üst bandı olan yüzde 9.75'lik faiz oranının kullanılacağı sinyali verildi. Fonlama maliyetleri yükselmeye başlayan bankalar, Kovid-19 sürecinde verdikleri tarihin en düşük kredi faizlerinde sona geldi.

 

 

Hem kredi hem de mevduat faizleri artmaya başladı. Kamu bankaları sıfır konutlar için 15 yıl vadeli ve yüzde 0.64 olan faiz oranını yüzde 0.87'ye, vadeyi de 12 yıla çekti. İkinci el konutta da 15 yıl vade ve aylık yüzde 0.74 faizli kredi imkânı önce 0.79'a ardından 0.87'ye yükseldi. Otomobil satışlarında rekor getiren ucuz krediler de sonlandırıldı. Geçtiğimiz hafta yüzde 0.82 olan ikinci el taşıt kredisi faizi yüzde 1.17'ye yükseltildi. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu da bankaların topladığı mevduatı krediye yönlendirmelerini sağlamak için uygulamaya aldığı aktif rasyosunda esneklik sağlayarak, Merkez Bankası'nın adımlarına destek olacak. Likidite önlemleri, yan enstrümanlar, yönlendirmelerle piyasaya mesaj veren Merkez Bankası'nın önümüzdeki dönemde para politikasını sıkılaştırıcı adımlara devam edeceği de belirtiliyor.

 

 

Ekonomi yönetiminin Kovid-19 sürecinin etkisini azaltmak için uyguladığı genişleyici politika yerine yeniden parasal sıkılaştırmaya dönmesinin TL cinsi yatırımları cazip hale getirmesi bekleniyor. Bankacılar, sıkı para politikasıyla özellikle mevduat faizlerinin artmasının dövizden TL'ye geçiş iştahını yükselteceğini vurguluyor.

 

 

Uzmanlar, pandemi döneminde dünyada güvenli liman olarak görülen ve buna bağlı olarak ons fiyatı 2000 doları geçen altının gerçek değerini yansıtmadığını, fiyatlar üzerindeki balonun kalkmasıyla yatırımcıların zarar edebileceğini vurguluyor. Belirsizliğin ortadan kalkmaya başlamasıyla zirveye çıkan altın fiyatlarında geri çekilmenin başlayacağını öngören uzmanlar, geçici rallinin sona erdiğini belirtiyor.

 

 

Ekonomı yönetimi gerek pandemi gerekse normalleşme sürecinde küçük esnaftan KOBİ'lere, sanayiciden tüketicilere kadar toplumun her kesimine 300 milyar TL'den fazla ucuz maliyetli kredi imkânı sağladı. Pandemide bireysel ihtiyaç kredisi, esnaf kredisi, işe devam kredisi, avantajlı konut kredisinde kullandırım 264.2 milyar TL'yi buldu. Normalleşme sürecinde ise konut, taşıt, sosyal hayatı destek ve tatil destek kredileriyle 51.4 milyar TL kullandırım sağlandı.