ABD, Fransa, İngiltere ve Almanya, son 20 yılda büyük atılımlara imza atan Türk savunma sanayiini durdurmak için her yolu denedi. Kimi ülkeler anlaşmalara rağmen ürün satmadı, kimisi ihraç lisansı iznini engelledi, kimisi de gümrüklerde mallara el ko
Savunma Teknojileri Mühendislik ve Ticaret A.Ş. (STM) Thinktech Merkezi, “Türk Savunma Sanayiinin Yükselişi ve Ambargolar” başlıklı bir toplantı düzenlendi.
Toplantıya Savunma Sanayii Başkanlığı, Roketsan, Aselsan, BAYKAR, Meteksan, Havelsan ve TUSAŞ gibi savunmanın göz bebeği kurum/kuruluşlar ile üniversitelerden 23 uzman katıldı.
Toplantıda anlatılanlar daha sonra raporlaştırıldı. Türkiye’nin savunma serüveni hakkında bilgiler veren katılımcılar, uygulanan ambargolar hakkında çarpıcı örneklerler verdi. STM Deniz Projeleri Grup Yöneticisi Mehmet Selahattin Deniz, Türkiye’ye yönelik “aleni”, “gizli” ve “yavaşlatma” şeklinde 3 tür ambargo uygulandığını aktardı:
FRANSA HİZMET VERMEDİ ALMANLAR EL KOYDU
“Mesela bugün Türkiye’ye resmi olarak hizmet, hatta insan gücü dahi iletmeyen ülke Fransa. Fransa hem Pakistan, hem Türkiye’deki projelerimiz için hizmet göndermeyeceğini bize resmi olarak deklare etti. Bunun yanı sıra İngiltere ve Almanya resmi olarak bildirmese de ihraç lisans izinlerinin süreçlerini çok uzattı. Eskiden 2 ayda aldığımız izinler 10 aya çıktı. En son bununla ilgili yaşadığımız örneklerden biri şu oldu: MİLGEM için Almanya’dan tedarik ettiğimiz ama İngiltere’de dökümü yapılan şaft sisteminin braketlerini İngiltere’den Almanya’ya geçiş sırasında gümrükte tuttular. Türkiye’deki bir sisteme ait olduğu için bunlara el koydular. Bunun belli bir deklarasyonu yok, ihraç lisansına tabi değil ama böyle bir inisiyatif kullanıldı.”
SSB Uzmanı Mete Arslan ise hem platformların, hem alt sistemlerin Türkiye’ye yönelik ambargolardan etkilendiğini söyledi. Arslan, “S-400 nedeniyle ABD sadece F-35’leri bize vermemekle kalmıyor. Bizim genelde vakıf kuruluşlarımızın veya diğer savunma sanayii kuruluşlarımızın, örneğin ASELSAN’ın ABD’den getirdiği malzeme, alt bileşen var. Bunlar ihraç lisansına tabi. Bunlarda ihraç izinleri alma süresi uzadı. Eskiden 3 veya 6 ayda alınan ihracat izinleri 1 yıla kadar uzadı. Ambargolar nedeniyle, belki de belirli bir noktada bunları alamaz hale geleceğiz” ifadelerini kullandı.
Ayrıca Meltem uçak projesinde bazı ekipmanların Fransız Thales firmasına ait olduğunu ifade eden Aslan, “Şimdi Thales gerekli desteği vermiyor. Telefonlara bile çıkmıyor. İlk uçak olan Meltem 2 uçağında gecikmeler yaşandı; ilk sistem yurt dışında entegre edilecek, diğerlerini de TUSAŞ’ta biz entegre edeceğiz. Ama şu anda entegrasyonda sorun yaşıyoruz” dedi.
Aselsan Genel Müdür Danışmanı Ali Rıza Kılıç ise İsveç’in de Türkiye’ye ambargo uyguladığını aktardı. Kılıç, “Bir İsveç firması CAATSA yaptırımlarını bahane ederek bize satış yapamayacağını söyledi. Bunu kılıf ya da bahane olarak kullanmak isteyenler kullanıyor” dedi. AB’nin Türkiye’ye herhangi bir yaptırım kararı almamasına rağmen bazı hükümetlere firmaların engeller çıkardığını belirten Kılıç, şunları söyledi: “Bunun canlı bir örneği, dünyanın önde gelen tümleşik devre üreticilerinden biri olan XYLINX firması. Azerbaycan’daki harekatı bahane ederek bir anda ‘Ben savunma sanayiine satmıyorum’ dedi. Bunun aslında CAATSA’yla da bir ilgisi yok ama firmaların tamamen kendi politikalarının sonucu.”
SSB Uzmanı Mete Arslan toplantıda İsrail’le ilgili bir anekdotu paylaştı. Arslan, “2009 yılında İsrail’in Taktik Keşif Pod’ları vardı. ASELSAN ana yükleniciliğinde İsrail’den Elbit elektro-optik podu ve Elta’dan sar podu alıyorduk. RF-4 ve F-16 uçaklarına takacaktık. Sözleşmeyi 2008’de imzaladık. 2009’un Ocak ayında efektif oldu, ihraç lisansını aldı. Gönderdiler bize. Ama Ocak ayının sonunda Davos’ta Sayın Cumhurbaşkanı’mızın ‘One minute’ olayı gerçekleşti, İsrail’le aramız bozuldu. Biz ihraç lisansını almıştık ama şimdi İsrail hükümeti bunu tekrar yürürlükten kaldırıyor” dedi. TUSAŞ eski Genel Müdürü Muharrem Dörtkaşlı ise modernizasyon süreçlerinde de engellemelerle karşılaştıklarını kaydetti: “‘C130 modernizasyonunu İsrailliler yapmasın, TUSAŞ yapsın’ denildiğinde Northrop Grumman firmasından radarla ilgili teklifini biz alamadık. Bir başka Northrop Grumman projesinde bize radar teklifi vermediler. Paramızla teklif alamadık.”