Avrupa Çevre Ajansı yayımladığı raporda Türkiye'de orman alanlarının artırılması ve çölleşmeyle mücadele çabalarına katkı sağlayacak kapsamlı ağaçlandırma kampanyalarından övgüyle bahsetti.
Avrupa Çevre Ajansı (AÇA), 2015- 2020 yıllarını kapsayan beş yıllık "7. Çevre Eylem Programı"nı açıkladı.
Merkezi Danimarka'nın başkenti Kopenhag'da bulunan Avrupa Çevre Ajansı'nın internet sayfasından yayımladığı raporunda sera gazı emisyonlarında yüzde 20'lik azalma, enerjinin yüzde 20'sinin yenilenebilir kaynaklardan elde edilmesi ve enerji verimliliğinde yüzde 20 artış öngörüldü.
Avrupa'daki 39 ülkenin çevre bakanlarıyla ulusal eylem planları temelinde ortak çalışmalar yürüten AÇA'nın raporunda söz konusu ülkelerle ilgili ayrıntılı bilgilere yer verildi.
Raporda "Avrupa 2020 Çevre Stratejisi" olarak adlandırılan beş temel hedef "İstihdam: 20–64 yaş grubunun yüzde 7'inin istihdam edilmesi", "Araştırma ve geliştirme (ARGE): AB'nin GSYH'sinin yüzde 3'ünün ARGE'ye yatırılması", "İklim değişikliği ve enerjinin sürdürülebilirliği: Sera gazı emisyonlarının 1990'a göre yüzde 20 (şartlar elverişli ise yüzde 30) oranında azaltılması, enerjinin yüzde 20'sinin yenilenebilir enerjiden elde edilmesi ve enerji verimliliğinde yüzde 20 oranında artış", "Eğitim: Okulu erken bırakma oranının yüzde 10'un altına düşürülmesi ve 30–34 yaş grubunun en az yüzde 40'ının yüksek öğrenim mezunu olması" ve "Yoksulluk ve sosyal dışlanmayla mücadele: Yoksulluk ve sosyal dışlanma yaşayan veya yaşama tehlikesi olan kişilerin en az 20 milyon azaltılması" olarak sıralandı.
AÇA RAPORUNDA TÜRKİYE
Raporda Türkiye'nin, 2007-2010 yılları arasında hava sahasındaki zararlı toz partiküllerinin yüzde 29 oranında azaldığı, asit yağmurlarına neden olan kükürt dioksitin (SO2) yüzde 43'ünün de yok edildiği belirtildi.
Türkiye'nin su tüketimi konusundaki duyarlılığına işaret edilen raporda 2008'den bu yana su tüketiminin yüzde 4,4 oranında azaldığı ifade edildi.
Türkiye'nin iklim değişikliği açısından en yüksek risk altında bulunan Doğu Akdeniz bölgesinde yer aldığı anımsatılan raporda iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine karşı önlemlerin en kısa sürede hayata geçirmesinin büyük önem taşıdığı vurgulandı.
Raporda Türkiye'de orman alanlarının artırılması ve çölleşmeyle mücadele çabalarına katkı sağlayacak kapsamlı ağaçlandırma kampanyalarından da övgüyle bahsedildi.
Türkiye'nin biyolojik çeşitliliğinin zenginliğine dikkat çekilen raporda bu çeşitliliğin korunması için ülkenin kısıtlı olan su kaynaklarının etkili bir şekilde projelendirilmesi önerisi yapıldı.
Diğer önemli başlıklar
Birleşmiş Milletler'in küresel nüfusun 2050 yılına kadar 9 milyarı geçmesini öngördüğü anımsatılan raporda 2030'a kadar dünya genelinde malzeme kullanımının 10 kat, enerji ve su talebinin de yüzde 30 ile yüzde 40 arasında artmasının beklendiği kaydedildi.
Gıda, yem ve elyaf talebinin 2015-2050 arasında yaklaşık yüzde 60 oranında büyüyeceği tahmin edilen raporda esaslı bir politika değişikliği başlatılmaması durumunda kişi başı tarıma elverişli arazilerin yüz ölçümünün her yıl yüzde 1,5 oranında azalacağına dikkat çekildi.
KÜRESEL YABANCI ARAZİ TALEBİ
Ayrıntılı haritalar kullanılan raporda küresel yabancı arazi taleplerinin kayda değer ölçüde arttığı belirtildi. AÇA, "Gıda, su ve enerji güvenliğiyle ilgili endişelerin, son 5-10 yılda öncelikle gelişmekte olan ülkelerde ulus ötesi arazi edinimlerini körüklediğini" belirtti ve Sierra Lione ile Liberya'nın kullanılabilir tüm tarım arazilerinin yabancılar tarafından satın alındığı örnek gösterildi.
Raporda 2005-2009 arasında küresel yabancı arazi edinimlerinin toplamda 470 bin kilometrekareye ulaştığ ve söz konusu alanın İspanya'nın yüz ölçümüne yakın olduğu belirtildi. Özellikle Afrika kıtası olmak üzere bazı ülkelerde tarımsal arazinin büyük bir kısmının, çoğu Avrupa, Kuzey Amerika, Çin ve Orta Doğulu yabancı yatırımcılara satıldığı kaydedildi.