PKK tarafından kaçırıldıktan 48 saat sonra serbest bırakılan CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün yaşadıklarını anlattı.
İki günlük dağ maceram akşam 17.00'da sona erdi. Örgüt siyasi propaganda yaptı. Dağdaki saatler boyunca son derece saygılı davrandılar. Bu eylemi yapan arkadaşlar bu ülkenin genç arkadaşları. Ölen bütün çocukların bu ülkenin çocukları olduğunu, savaşın gereksiz olduğunu söylediler. Biz de yürüttüğümüz mücadelenin çok anlamsız olduğunu biliyoruz dediler.
Bana bağımsız milletvekilliği yapmamı söylediler. Ben de silahların gölgesi altında böyle bir karar vermeyeceğimi söyledim. Yeni CHP’de siyasete devam edeceğimi söyledim.
Kürt sorununun çözüm için bugün parlamentoda 4 partinin bir araya gelerek çözülmesi gerektiğini söylediler.
Bana yönelik herhangi bir tehdit yok. Son derece anlayışlı bir yaklaşım vardı. Akan kanın durması için CHP’den ve benden daha çok çaba beklediklerini ifade ettiler.
Yolumuzu kesen grup beni tanıyordu. Bana karşı zor kullanılmadı. Bana silah bile doğrultmayacaklarını söylediler.
Normalde direnebilirdim. Silah kullanacaklarını sanmıyorum ancak arkadan gelen arabalar çoğalınca kimsenin can güvenliğini tehdit etmek istemedim.
6-7 saat yürüdük. Benim de aşina olduğum Dersim dağlarında kaldık. Dersim dağlarını da özlemişim.
Ankara’da oluşan tepkilerin, başta Dersim halkının tepkilerinin de bu süreci hızlandırdığını sanıyorum.
6-7 kişilik genç kişilerdi, Keşke bu toplumun içinde yer alsalar da üniversite okusalar.
Sabah uyandığımızda bulunduğumuz bölge arandı ve kılıma dair zarar gelmemesi için talimat verildi.
Giderken sarıldılar öptüler. “Burada bulunan kardeşlerini unutma abi” dediler. Yürüyerek geldim. Ben Dersim’in dağlarını karış karış biliyorum.