AKADEMİSYEN Ceren Damar’ı öldüren öğrencisi Hasan İsmail Hikmet, dün hâkim karşısına çıktı.
Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Araştırma Görevlisi Ceren Damar Şenel, sınavda kopya çekerken yakaladığı, hukuk fakültesi öğrencisi Hasan İsmail Hikmet tarafından 2 Ocak tarihinde öldürülmüştü. Hikmet hakkında “tasarlayarak öldürme, canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme, yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle bir kişiyi öldürme” suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talebiyle yargılandığı 33. Ağır Ceza Mahkemesi’nde davanın ilk duruşması görüldü. Yoğun ilginin gösterildiği davaya, izleyicilerin büyük bir bölümü salona giremedi.
TAKIM ELBİSE VE KRAVATLA GELDİ
Takım elbise ve kravat takarak duruşma salonuna gelen sanık Hikmet’in çevresinde yoğun güvenlik önlemleri alındı. Sanık Hikmet, mahkemedeki savunmasında savcılık ve emniyette verdiği ifadeleri “baskı altında” alındığı gerekçesiyle reddettiğini açıkladı. Savunmasına “çok üzgün ve pişman olduğunu” söyleyerek başlayan Hikmet, “Sevdiğim kadını kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyorum” ifadesini kullanması salonda büyük tepkiye neden oldu. Hikmet savunmasında Damar ile sevgili olduklarını iddia ederek, genç kadına yönelik suçlayıcı ifadeler kullandı. Hikmet, Ceren Damar’dan ayrıldığı için genç kadının kendisinden intikam almaya çalıştığını iddia etti.
TESPİTLERE RAĞMEN FARKLI ANLATTI
Hikmet, dava dosyasında yer alan tespitlere rağmen cinayet anını da farklı anlatarak, “Ceren’in sınavdan çıkmasını bekledim. 16.30 sıralarında odasına geldim. Tartışmaya başladık. Kontrolümü kaybettim. Bıçakla yaralama amaçlı saldırdım. O esnada odaya birkaç kişi girdi. Ben de o anda silahı kafama dayadım. Kapıya bakarken silah birden ateş aldı. Olaydan sonra annemi aradım, intihardan vazgeçirdi beni” iddiasında bulundu.
AVUKATTAN SKANDAL SAVUNMA
Sanık avukatı Prof. Dr. Vahit Bıçak’ın, “Hocasının cinsel saldırısına uğradığı için sanık meşru müdafaa hakkını kullandı” ifadesini kullanması da tepkilere neden oldu.
Baba Mustafa Damar, sanığın senaryo yazdığını belirterek, “Bir aynaya bir kızıma bak Allah aşkına. Sen kimsin ya. Kızımın görevinden dolayı ilişki kurabildiği bir kişisin. Bir insana iftira atmak insanlığın en alçak seviyesidir” sözleriyle tepki gösterdi. Anne Feyza Damar da “Ölmüş insanın arkasından attığı iftira onun bir kez daha ne kadar şerefsiz ve haysiyetsiz olduğunu göstermiştir. Kızım süt kadar temizdir” dedi.
ARKASINDAN KALLEŞÇE SALDIRIYOR
Ceren Hoca’nın eşi Levent Damar da sanıktan şikâyetçi olduğunu belirterek şunları söyledi: “30 Eylül tarihinde yani, 3 gün sonra evlilik yıldönümü hazırlıklarının telaşını yaşamam gerekirken bugün burada ifade veriyorum. Eşim Ceren, karşıma çıktığında kendime, ‘Bu dünyada az sayıda mucize var. Ama bir mucize bana denk geldi’ demiştim. Karşımızda bugün kendi emeği ve bilgisi ile sınavı bile geçemeyecek, hırsızlık denilen bir kopya işlemini kendine şiar eden bir zat duruyor. Masum, savunmasız insana arkasından saldırıyor. Kalleşçe saldırıyor. Söyledikleri yalandan, iftiradan ibarettir. Ceren’in hayalleri vardı. Bir bilim insanı olarak bu ülkeye haysiyetli öğrenciler yetiştirmek istiyordu. Ceren Hoca, başkalarının tanımadığı öğrencilerin hakkını korumak için canını vererek, son dersini Türkiye’ye vermiştir. Şahsa şunu söylemek isterim. Sen Ceren Hoca’yı öldüremedin. Şu anda binlerce Ceren Hoca burada. Türk yargısını yanıltamayacağın gibi bu dünyadan göçüp gittiğinde ahirette Ceren Damar seni orada bekliyor olacak.”