İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Şehit Orgeneral Eşref Bitlis Kışlası'nda düzenlenecek Jandarma Havacılık Okul Komutanlığı Pilot ve Teknisyen Temel Kursları Mezuniyet Töreni'nde dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

Bakan Soylu’nun açıklamalarından satırbaşları:

Ne dediler? Efendim Türkiye sivilleri vuracakmış. Dünyaya sesleniyorum. Dün Akçakale’de sivilleri kimin vurduğunu gördük. Barış Pınarı operasyonunun ilk şehidi 9 aylık Suriyeli bebeğimiz oldu. İnancımız odur ki maalesef denizden o minnacık cesediyle karaya vuran Aylan bebek ile hep beraber cennette arkadaş oldular. Dünya bize cevap versin. Sivilleri vuran kimmiş? Ben buradan bir başka soru daha sormak istiyorum. Hem içeride, hem dünyada kafası karışıklara sormak isterim. Türkiye’ye atılan havan mermileri egemen devletten mi atıldı? Biz terörle mücadele ettiğimizi söylüyoruz. Onlar hayır diyorlar. O zaman kim bunlar? O havan mermisinin başında kim vardı? Bize onu söylesinler.

Zor bir soru sormuyorum. Bana bir isim söylesinler. Her zaman yaptığı gibi susarlar. Biz görevden aldığımız belediye binalarında roketatarlar bulduk.

‘BİZ ARTIK BU KINAMALARI DA, ÇAĞRILARI DA DUYMAZDAN GELİR OLDUK’

Avrupa’dan PKK’ya akan milyon dolarları görünce, hibe edilen 30 bin TIR silahı görünce 60-70 yıl bu coğrafyayı kana bulamak için yapılanlara görünce Filistin’deki zulmü, DEAŞ’ı PKK’yı nasıl kurduklarını görünce, PKK yatırımcılarının iştahını görünce, üç tane göçmen kapısına geldiğinde nasıl canavar kesildiğini, o insanları nasıl ölüme terk ettiğini görünce, kimse kusura bakmasın biz artık bu kınamaları da, çağrıları da duymazdan gelir olduk. Kendi göbeğimizi kendimiz keseriz, kendimiz kesmeye de devam ederiz Allah’ın izniyle.

‘DÜN AVRUPALILAR GELMİŞTİ ONLARA DA SÖYLEDİM’

Aslan gibi kahraman, yetenekli, eğitimli bu üniformaya aşık adamlar ve onların arkasından ayetel kürsileri okuyan, fetih surelerini okuyan; “Allah’ım evlatlarımızın burnunu kanatma” diyen analara, kahraman milletimize, o güçlü ailelere güvendik ve yola çıktık.

Neymiş, PKK PYD ile mücadele edersek bizi DEAŞ’tan kim koruyacakmış. Bunu burada söyleyeyim. DEAŞ ile göğüs göğüse mücadele edip, dünya teröristlere bunu havale etmeye çalışırken kendi evlatlarıyla bunu sağlayan ve orada Suriye’de gerçekleştirenlerle sağlayan bizim kahraman ordumuzdan başkası değildir.

Dün Avrupalılar gelmişti onlara da söyledim. Hanginiz DEAŞ ile mücadele ettiniz? Etmediniz.

Bugün Meclis’teki o çirkin ağızlarıyla söz söyleyen ortaklarıyla birlikte bunu burada söylüyorum. Biz hiçbir zaman işgal yapmadık. Bunu Meclis’te dile getiren, TBMM’nin milletvekili olduğunu söyleyen alçaktır. Ve bu ülkenin hiçbir değerinden nasip almamış insanlardır ve insan müsveddeleridir. Bunlara prim tanımayacağımızı söylemek istiyorum. Bu ülke bir hukuk devletidir. Burada bir terör örgütüne karşı mücadele ederken, bir terör örgütünü tasfiye ederken çocuklarımızın geleceğini kanla, gözyaşıyla, ihanetle örmeye çalışanlara müsaade etmeyen bizim kahramanlarımıza işgalci nitelemesi yapanlara ve sosyal medyada hangi kuruluşun olursa olsun, hangi düşüncenin olursa olsun tahammül edemeyeceğimizi ve gereğini yerine getireceğimizi söylüyoruz.

‘BUNU SAVAŞ OLARAK NİTELEYENLER İHANET İÇERİSİNDEDİRLER’

Şu ana kadar 500’e yakın sosyal medyada Barış Pınarı Harekatına hakaret eden, ülkemize işgalci nitelemesi yapanlara gerekli tespitleri yaptık. İşlemleri yaptık, 121’ini gözaltına aldı arkadaşlarımız. Bizim evlatlarımız orada şahadeti göze alıp Türkiye’nin geleceğini prangalamaya çalışanlara gerekli dersi vermeye çalışırken, onlara söz söyleyenlere aman vermeyiz.

Bunu savaş olarak niteleyenler ihanet içerisindedirler. Savaş bir devletle yapılır. Bu ülkemin başına bela açmaya çalışan teröristleri tasfiye hareketidir. 40 yıldır bu terörle hepimiz karşı karşıyayız.

‘YETER ARTIK…’

Yeter artık. Etrafımızdaki coğrafyayı bizden başka barış coğrafyası haline getirebilecek hiçbir millet, hiçbir devlet söz konusu değildir. Etrafımızda hangi terör örgütü olursa olsun onlarla mücadele etmek bizim boynumuzun borcudur. Bunları bu coğrafyadan silmek; Irak’ından Suriye’sine kadar Libya’sından bu coğrafyadaki huzur bekleyen bütün kardeşlerimize güç vermek bizim temel sorumluluğumuzdur.

‘BİZ PKK’YI ALIR, DEAŞ İLE ÜST ÜSTE KOYAR HEPSİNİ BİR KALEMDE SÜPÜRÜRÜZ’

PKK YPG kendini korumaktan acizdir. PKK ve DEAŞ ortaktır. Bir içişleri bakanı olarak söylüyorum. Taliamtları aynı yerden almaktadırlar. Kaçakçılıkta, savaş ticaretinden ortaktır. Bize DEAŞ’ı gösterip PKK’ya razı etmeye çalışıyorlar. Fırsat vermeyeceğiz, biz bunu kabul etmeyeceğiz. Hiç kimse merak etmesin. Biz PKK’yı alır, DEAŞ ile üst üste koyar hepsini bir kalemde süpürürüz.

‘KORKTUKLARI BAŞLARINA GELECEKTİR’

Peşin peşin söylüyorum. Elin atına binen tez iner. Korktukları başlarına gelecektir. Terör bu topraklarda bitecektir ve insanlar evlerine dönecektir.

Hem dünyayı hem bulunduğumuz coğrafyayı hem de ülkemizi bu terör belasından kurtarmak zorundayız. Çocuklarımıza böyle bir dünya mirası bırakamayız. Türkiye bu mücadeleyi verebiliyorsa bu tesadüf değildir. bunu cumhurbaşkanlığımızın kararlılığıyla 15 Temmuz’dan sonra ortaya koyduğumuz iradeyle, diplomatik ve askeri anlamdaki gücüyle ve aziz milletimizin ülkemize sahip çıkması sayesinde yapıyoruz.

‘NEREDEN NEREYE GELDİĞİMİZİ BİLİYORUZ’

İHA teknolojilerinin bu mücadeleye katkısı büyüktür. Nereden nereye geldiğimizi biliyoruz. Bugüne son üç yılda, dört yılda gelmedik. Yıllarca teröriste verdiklerini bizden esirgeyenlerin ülkemizi korumak için huzuru korumak için almak istememize rağmen, kimliğimize bakarak, ay yıldızlı pasaportumuza bakarak devletimizin bayrağına bakarak bunu bizden esirgeyenlere rağmen Allahımıza şükürler olsun bugün önemli bir noktaya geldik.

‘YENİ TEKNOLOJİLERİN ÖNEMİ BÜYÜKTÜR’

Bu yeni teknolojilerin önemi büyüktür. Heron’lar ile nasıl sıkıntı çektiğimizi, Amerika’nın nasıl bize insansız hava uçaklarını vermedikleri günleri unutmuş değiliz. Oysa bugün kendi evlatlarımızın yaptığı araçlarla, helikopterinden İHA’lara kadar yerli ve milli araçlarımızla bu mücadeleyi veriyoruz.