Başbakan Yıldırım, Hollanda ve Almanya'nın faşist uygulamaları için, 'Bu iki ülkede FETÖ unsurları çok etkili. Medya onların etkisi altında kalıyor' dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, Habertürk'ten Muharrem Sarıkaya'ya önemli açıklamalarda bulundu:
Hollanda'da ortaya çıkan krizi çözebilmek için, gittiği İzmir’de günün ilk saatlerine kadar uğraştı. Oysa Başbakan Binali Yıldırım seçim bölgesi de olan İzmir’e referandum propagandası kapsamında gitmiş, partisinin yeni il binasının açılışını yapmıştı.
Günlerdir seçim meydanlarındaki yorgunluğunu, ses kısıntısını ve üstüne binmiş gribin etkisini atmak için bir gece dinlenmeyi planlıyordu. Yaşananlar buna izin vermedi. Önce Dışişleri Bakanı, ardından da Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Kaya’nın Hollanda’da karşılaştığı krizi çözmek için Hollanda Başbakanı Rutte ile iki kez telefonla konuştu.
Sonunda Bakan Kaya’nın karayolu ile Hollanda’dan Almanya’ya gitmesi sağlandı. Başbakan Yıldırım ile dün İzmir’den İstanbul’a uçarken yaşananları sorduk, yanıtları şöyle oldu:
- Kriz niçin bu kadar büyüdü?
Bir süreden beri Avrupa’da seçim yapılacak ülkelerdeki iç siyaset Türkiye’yi çok fazla ilgilendiriyor. Bu da bizim halkoylaması sürecimize yansıyor. Bizim orada yaşayan milyonlarca oy kullanacak vatandaşlarımıza ulaşımımız, bu sistemi onlara anlatmamız, gayet doğal ve olması gereken...
Ama buna karşı anlamsız bir şekilde zorluklar çıkarmak, engeller ortaya koymak kabul edilebilir bir şey değil. Olsa olsa bir takım iç siyaset malzemesi olarak onun kullanılmasıdır. Bir başka durum da, gerek Almanya ve gerek Hollanda’da FETÖ terör örgütü unsurları orada çok etkili. Oradaki medya, basın da bu çevrelerin etkisinde çok kalıyor ve kamuoyunu oluşturmada başarılı oluyor.
- Hollanda Başbakanı Rutte ile gece yarısı görüşmenizde ne oldu?
Sorunun çözümü için yardımcı olmasını istedim. ‘Kriz daha fazla sürdürülmesin, çözülsün’ dedim.
- Yaşananlar sadece seçime bağlı bir durum mu?
Türkiye’deki bu değişim dönüşüme AB ülkeleri sıcak bakmıyor. Bu değişime bakışları olumlu değil. Buna hakları yok. Bizim kendi sistemimizi nasıl değiştireceğimize kendi halkımız karar verir. Bunun bir anlamda kamuoyunu etkilemeye yönelik boyutu da var. Ancak daha ziyade bir takım iç siyaset hesapları da etkili oluyor. Avrupa’da oldukça geniş faaliyet alanı bulan terör örgütlerinin de algı operasyonları etkili olabiliyor.
EN SERT KARŞILIK
AB ile bir kopuş yaşanır mı?
Ülkeler arasında daimi dostluk, düşmanlık olmaz. Zaman zaman gerilir, düzelir. Çözüm ne olursa olsun Türkiye’yi, milletini rencide edecek, toplumu rahatsız edecek hiçbir harekete boyun eğmeyiz, karşılığını en sert şekilde veririz.
- Hollanda Başkonsolosluğu’ndaki bayrağın indirilmesi olayı nedir?
Bunu kim, niye, neden yapar? Bu bir provokasyon, bunlardan uzak durmak gerekir.
Siz Avrupa’ya gidecek misiniz?
Şu an programımız çok yoğun. Bir Danimarka programı planlandı. Ama orada da Bakanlar Kurulu ile çakışıyor. Arkadaşlar onun üzerinde çalışıyor.
Hollanda makamları ülkelerinde bir başka ülkenin propagandasının yasak olduğunu söylüyor. Rutte size bunu iletti mi?
Bu o değil, onunla alakası yok. Bu tamamen bir diplomatik skandaldır. Bu propaganda ile ilgili bir konu değil.
15 TEMMUZ’DAN BU YANA
- Mehdi Eker’in de bir başka AB ülkesindeki konuşması engellendi. AB’nin bazı yardımları kesildi. Biz AB ile geriliyor muyuz?
Uzun süreden beri AB ile ilişkilerimiz istediğimiz düzeyde gitmiyor. Çünkü 15 Temmuz darbe kalkışmasında Avrupa net bir duruş ortaya koyamadı. Bundan beri ilişkilerde bir gerilme zaten var.
"ABD İLİŞKİLERİ BOZMAYI GÖZE ALIR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Putin ile görüşmesi sonrası Rakka ile ilgili bir noktaya varıldı mı?
Cumhurbaşkanı’mızın görüşmesini seyahat sonrası değerlendiremedik. Rakka konusunda görüşümüz çok net, terör örgütü olarak kabul ettiğimiz PYD-YPG ile yapılmamalı. Geçmiş yönetimin bu yöndeki yanlış tutumunun yeni yönetim tarafından devam ettirilmeyeceğine hâlâ biz inanıyoruz. Yapmazsa Türkiye ile ilişkileri bozmayı göze almış demektir. Doğuracağı sonuçları da hep beraber göreceğiz ABD açısından.
- Münbiç’e Ruslar da geldi, kollarına da YPG arması yapıştırdı. ABD ve Almanya da var. Oysa Münbiç’in temizleneceği sözü verilmişti.
Münbiç çok mümbit bir yer herhalde, herkes oraya üşüşüyor ne varsa... Bize verilen söz çok açık; orada hiçbir terör unsuru olmayacak. Biz bunun peşindeyiz.
- El Bab’dan Türkiye’nin çıkması söz konusu olabilir mi eğer ki rejim gelip teslim almak isterse?
Her şey hallolursa biz orada işgalci falan değiliz. Terör unsurlarını, ülkemize, milletimize zarar veren DEAŞ unsurlarını temizlemek için ÖSO’ya destek verdik. Suriye’de işler normale dönünce, kalıcı siyasi çözüm elde edilince, herkesin zaten Suriye’yi terk etmesi lazım.
"DOĞU’DA BIR FARKLILIK VAR"
Referandumda ne görüyorsunuz sahada?
Saha gayet canlı, heyecanlı ilgili, iyi.
‘Yüzde 10 kararsız var’ demiştiniz. Çoğunluğu ne tarafta?
Öyle bir analiz yapmadım. Bunlarla uğraşacak halim yok. Kim nerede olursa olsun aklın yolu bir. Millet daha iyi bir gelecek, daha fazla istikrar istiyor. Terörün ortadan kalkmasını, ekonominin büyümesini, gençlere iyi bir gelecek hazırlanmasını istiyor. Seçimlerle, kısır çekişmelerle uğraşılmasını istemiyor. Bunların cevabı güçlü, sürekli istikrar. Bu da Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile sağlanmış olacak.
Sizi en çok mutlu eden neresiydi?
Hepsi birbirinden güzel ama Doğu’da bir farklılık var. Önceki seçimlere göre Muş’ta, Bingöl’de büyük heyecan, istek var. Terör örgütüne açık nefret var. Bu önemli bir gelişme. Bunu terör örgütüne yönelik ortaya koyduğumuz kararlılığın sahaya yansıması olarak görüyorum.