15 yıl önce Avrupa’dan en bariz farkı insanlarının genç evlilik yaşı olan Türkiye, kadim değerlerimiz yerine AB kriterlerinin baz alınması, erkeklerin ‘öcü’leştirilmesi neticesinde gitgide Batı zihniyetine kayıyor. 2002’ye oranla erkeklerde 25’ten 27
Aile Bakanlığı’nın aile yerine kadın istihdamına kafa yorması, feminaziler tarafından erkeklerin ‘öcü’leştirilmesi, ‘genç evlenme geç doğur’ politikası ve kadim değerlerimiz yerine AB kriterlerinin ölçü alınması neticesinde Türkiye, ilk evlilik yaşında Avrupa ülkelerinden farksız hale geliyor. Aile kurumunun çöktüğü, zina ve fuhuş bataklığına saplanmış olan Batılı ülkelerde ileri yaşlara kayan ilk evlenme yaşı, son 15 yılda Türkiye’de de korkunç oranlara doğru yükseliyor.
Kadına şiddeti engelleyeceği iddiasıyla getirilen ancak şiddet vakalarını artıran ve yuvaların yıkılmasına neden olan 6284, süresiz nafaka gibi AB müktesebatı adına hukuk sistemimize yerleştirilen yasaların yıkıcı etkisi belirginleşmeye devam ediyor. Toplumların yapı taşını oluşturan aile kurumu, Türkiye’de yavaş yavaş cazibesini kaybediyor. Aile Bakanlığı’nın kadın istihdamı ve kadınlara pozitif ayrımcılık gibi tuhaf uygulamalara kafa yorduğu ülkemizde ilk evlenme yaşı son 15 yılda tırmanarak 28’lere ulaştı.
2002’de erkeklerde 25.9, kadınlarda 22.7 olan ilk evlenme yaşı; 2004’te erkeklerde 26’ya, kadınlarda 22.8’e, 2005’te erkeklerde 26.1’e, kadınlarda 22.8’e, 2008’de erkeklerde 26.2’ye, kadınlarda 22.9’a, 2010’da erkeklerde 26.5’e, kadınlarda 23.2’ye yükseldi. 2011’de ortalama bir erkek 26.6 yaşında evlenirken, kadınlar 23.3’te, 2012’de erkekler 26.7’de, kadınlar 23.5’te, 2013’te erkekler 26.8’de, kadınlar 23.6’da, 2014’te erkekler 26.9’da kadınlar 23.7’de, 2015’te erkekler 27, kadınlar 23.9 yaşında evlendi. 2017’de ilk evlilik yaşı erkeklerde 25.5’ten 27.7’ye, kadınlarda 22.2’den 24.6’ya ulaştı.
15 yıl önce Avrupa’dan en bariz farkı insanlarının genç evlilik yaşı olan Türkiye, gitgide Batı zihniyetine kayıyor. İstatistikler, ülkemizde 2002’den bu yana 22’den 28’lere yaklaşan ortalama evlilik yaşı oranlarında Batılı ülkelere benzediğimize işaret ediyor. Polonya’da 26.9, Ermenistan’da 27.4 olan ilk evlenme yaşı oranlarında Türkiye’nin yaklaştığı ülkeler şu şekilde:
Litvanya 28.1, Malta 28.8, Bulgaristan, 29, Slovakya 29.4, Sırbistan ile Hırvatistan 29.5, Slovenya 30.5, Portekiz 30.6, Belçika ile Lüksemburg30.8, Fransa ile Macaristan 30.9, Yunanistan, Çekya ve İngiltere 31.5, Hollanda 31.8, Almanya 32.1, İtalya 32.3, Norveç 32.4, İspanya 32.7,İrlanda 33.1, Danimarka 33.5, İzlanda 33.6.
Aile Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, iş sektöründe kadın istihdamının son 10 yılda yüzde 63 artmasını sağladıkları yönünde tuhaf açıklamada bulunurken, istatistikler, Aile Bakanlığı’nın ana sorumluluk alanı olan yuva bütünlüğünün korunmasında son 10 yılda iç açıcı sonuçlar elde edilemediğini ortaya koyuyor. Kadın istihdamı için çaba sarf ederken aile sorunlarını göz ardı eden Aile Bakanlığı’nın esas görev sahasındaki başarısızlık tablosu istatistiklere yansıyor. Türkiye’de son 10 yılda boşanmalar yüzde 70 arttı, 10 yılda 1,2 milyon çift boşandı. 10 yılda ilk evlenme yaşı kadınlarda 22.2’den 24.6’ya, erkeklerde 25,5’ten 27,7’ye yükseldi. Son 10 yılda 18-19 yaşında anne olanların sayısı yüzde 36, 20-24 yaş grubunda yüzde 20 düştü. 10 yılda çocukların Türkiye nüfusuna oranı geriledi. 10 yıl önce yüzde 30 olan oran 2017’de yüzde 28,3’e düştü. Kadınların doğurganlık hızı 2017’de Türkiye tarihinde ilk defa nüfus yenilenme düzeyi olan 2.10’un altında kaldı.