SİYASET

Bedelli bugünkü gündemimiz değil

Başbakan Yıldırım, bedelli askerlikle ilgili soruyu yanıtlarken şu sayısal bilgileri verdi: ‘Asker ihtiyacı 350 bin ama birikmiş 5,5 milyon vatandaş var.’ Yıldırım, “Tüm hassasiyetler göz önüne alınarak sorunu nasıl çözeriz ileride değerlendirilir. A

4 Haziran 2018 Saat: 09:20
Bedelli bugünkü gündemimiz değil
Bedelli bugünkü gündemimiz değil

Başbakan Binali Yıldırım önceki akşam Çengelköy’deki Vahdettin Köşkü’nde medya kuruluşlarının yöneticileriyle iftar yemeğinde bir araya geldi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin çağrı yaptığı af konusunun gündemde olmadığını yineleyen Yıldırım, bedelliaskerlik meselesinin de şu anda gündemde olmadığını açıkladı. AB ile yeni bir döneme girildiğine dikkat çeken Yıldırım, ABD için de “Bizi düne göre daha iyi anlıyor” ifadesini kullandı. Yıldırım, enflasyonun seçimden sonra düşeceğini söyledi. CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin hedef aldığı Orgeneral İsmail Metin Temel’in bir kahraman olduğunu söyledi, “İnce, Hitler’e özeniyor” dedi. Yıldırım’ın sorulara verdiği yanıtlar özetle şöyle:

Bahçeli ‘karar sizin’ demiş

- Sayın Bahçeli Ramazan Bayramı öncesinde af çıkmasının yararlı olduğunu düşündüğünü söyledi, sizin görüşlerinizi merak ediyoruz.

“Bizim gündemimizde af yok. Ben Sayın Bahçeli’yle bu ilk açıklamasından sonra konuştum. Kendisi hassasiyetlerini dile getirdi. Karar sizin tarzında bir ifadede bulundu. Biz de onun üzerine zaten görüşümüzü açıkladık ve gündemimizde af olmadığını ifade ettik.”

- Bedelli bir daha gündeme getirildi. Siz nasıl bakıyorsunuz?

“Arkadaşlar, bakın bir şeyi paylaşmamızda fayda var. Bazı bilgileri ben paylaşayım, ondan sonra ne yapacağımıza karar verelim.

Bakın şu anda yoklamaya tabi olan, yani askerlik çağı gelmiş olanların sayısı 585 bin 210, yoklama kaçağı 570 bin 422, bakaya 56 bin 947, firar 5 bin 772. Askerliğini ertelemiş olanlar 2 milyon 930 bin 279, bu öğrencilik dışında erteleyenler. Bir de öğrencilik nedeniyle ertelemiş olanlar var. Onlar da 1 milyon 885 bin 438. Silah altında bulunan er sayısı da 360 bin 869. Ve 2019’da planlanan silah altına alınacak sayı 345 bin 933. Toplam 5 milyon 448 bin 858 kişi var askerlikle ilişkisi devam eden. Ancak biz önümüzdeki sene 345 bin 933 kişi alabileceğiz. Bunu 345 bin 933’e böldüğümüz zaman 15.7 yıl, yaklaşık 16 yıl sürüyor. Bunların yaşlarını dondursak bile 16 yıl boyunca askerlik bu vatandaşlarımızın önünde bir engel, sorun olarak devam edecek; gerçek bu. İhtiyacımız belli, 350 bin. Ama birikmiş 5,5 milyon vatandaş var, nasıl çözeceğiz?”

 

Hassasiyetli çözüm

- Bedelliyle mi?

“Öyle bir şey demiyorum. Bir şekilde çözülmesi lazım. Tabii esas olan savunma gücümüzde bir zaafiyet yaşanmaması. Eldeki rakamlar böyle bir zaafiyetin olmadığını gösteriyor; bu bir. İkincisi; özellikle 15 Temmuz’dan sonra Silahlı Kuvvetlerde silah altında vatani hizmet gören askerlerden ziyade profesyonelliğe geçtik.

Ve aldığımız önemli bir karar daha var değerli arkadaşlar. Operasyonlara, ön plana asla silah altındaki er-erbaşları göndermiyoruz. Arka planda lojistik destek veriyor. Bu insanlar ne yapacak? Hayatını planlayacak, geleceğini planlayacak. O bakımdan bunun siyasi istismar edilecek bir yanı yok, rakamlar ortada. Yani bir yandan operasyonlar yaparken, bir yandan terörle mücadele yaparken, bir yandan da askere alınmayı bekleyen binlerce insan var. Türkiye’nin gerçekleri budur. 5,5 milyon insanın sorununun farkındayız. Tüm hassasiyetler göz önüne alınarak sorunu nasıl çözeriz ileride değerlendirilir. Ama bugünkü gündemimiz değil.”

‘Henüz Ay’a otoban yapmadık ama...’

Başbakan Yıldırım, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun bir konuşmasında, “Başbakan köprü yaptım, tünel yaptım, havaalanı yaptım, hızlı tren yaptım diye övünüyor, bu ne kadar komik bir şey diyor. Buzdolabı, çamaşır makinesi yaptık diye övünüyorlar. Bunlar 17. yüzyılın ürünleri” dediğini anlatarak, “Yani böylece tabii cahilliği de ortaya çıkmış oluyor. 17. yüzyılda daha elektrik falan yok” dedi. Yıldırım, “Bir vatandaş ‘Cumhurbaşkanımız aya dört şeritli otoban yapacağız dese inanırım’ diyor. Bu Cumhurbaşkanımıza güveni gösteriyor. Henüz Ay’a otoban yapamadık belki ama yaptığımız yollarda dünyanın etrafına bir tur attık, onu söyleyebilirim” diye konuştu.

‘İnce merkezkaç formülünden’ uzaklaşıyor’

Başbakan Yıldırım, Muharrem İnce’nin Demirel’in yaptığı köprünün bayramda ücretsiz ancak AK Parti’nin yaptıklarının ücreti olduğunu söyleyerek yaptığı eleştiri hatırlatılınca, “Arkadaşlar, Muharrem İnce fizik öğretmeni, ama konuşmalarıyla merkezkaç kuvvetin formülünden uzaklaşıyor yavaş yavaş. Kritik hızın üzerine çıkınca savrulma olur biliyorsunuz, şu anda savrulma fazına geçmiş durumda” dedi. 1. ve 2. köprülerin vatandaşın vergisiyle yapıldığını, geçenin de geçmeyenin de katkı sağladığını anlatan Yıldrım şunları söyledi: Ama Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osman Gazi Köprüsü farklı. Bu yap-işlet-devret modeliyle yapılmış bir köprüdür. Maliyeti belli. Adama diyoruz ki, biz size şu kadar trafik garantisi veriyoruz. Ama ne var? İşte geçen süreyi de düşünürsek, birisi 7-8 sene sonra, birisi de 16-17 sene sonra bize geri dönecek. Ondan sonra ister bedava yaparız, ister paralı yaparız. Yani şimdi bizim 15 Temmuz Şehitler Köprüsü, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü o köprüye harcanan maliyeti karşılayacak ücretler mi uygulanıyor? Yok, sembolik ücretler uygulanıyor. Farkını aldığımız vergilerden veriyoruz. Öbüründe de kullanıcı ödüyor. O yüzden bu tamamen bir kafa karıştırmaya yönelik bir değerlendirme. Mugalata.

‘Temel Paşa kahramandır’

- İnce, bir paşayla (Metin Temel) ilgili apoletlerini sökeceğini söyledi...

“Bir yandan ben cumhurbaşkanı olursam hakimler ayağa kalkmasın diyeceksin, sonra beğenmediğin durum olursa apoletlerini sökerim diyeceksin, Hitler’e özeniyor. Buradan anlaşılan odur. Hukuk devletinde herkes hukuka saygı göstermek mecburiyetinde. İster cumhurbaşkanı olun, isterseniz başka bir sorumluluk sahibi olun, peşinen öyle herkesi asıp kesemezsiniz. 15 Temmuz’u yapanlar oldu, mahkeme söküyor apoletleri, biz sökmüyoruz. Belli ki hukuk devletiyle ilgili kafasında bir karışıklık var Sayın İnce’nin. Metin Temel Paşa 15 Temmuz gecesi büyük bir kahramanlık yapmıştır, ben buna bizzat şahidim. Darbenin bastırılmasının önemli aktörlerinden biridir.. Afrin Operasyonunda da tartışılmaz bir başarısı var, Cerablus’ta da öyle. Değerli komutanlar kolay yetişmiyor.”

‘ABD düne göre daha iyi anlıyor’

“Avrupa Birliği ile ilişkilerimizde seçimden sonra yeni bir dönemin açılacağını öngörüyoruz, ümit ediyoruz, alınan sinyaller bu doğrultuda. Amerika’nın bizi düne göre daha iyi anladığını düşünüyoruz. Hem Suriye YPG-PYD konusundaki tutum, Münbiç’ten PYD’nin, YPG’nin çıkarılması ve yerine Türkiye-Amerika birlikte orada güvenliği tesis etmeleri hususunda bir çalışma var. Verilen silahların kontrol altına alınması konusu var. Eskiden böyle bir süreç yoktu, müzakere dahi edilmiyordu, karşılıklı restleşmeler vardı. Ama şimdi konu en azından diplomatik düzeyde ele alınacak düzeye geldi, seviyeye geldi. Dolayısıyla Amerika ile birçok konuyu herhalde seçimden sonra ilişkilerimizi zehirleyen, olumsuz bir hava oluşturan, başta FETÖ konusu olmak üzere YPG-PYD konusu ve diğer savunma ihtiyaçlarının temini konusundaki anlaşmazlıklar kapsamlı bir şekilde ele alınacak ve ümit ediyorum ki Amerika bizi daha iyi anlayacak bir düzeye gelecek.”

‘İlk turda bitecek’

- Seçimlerle ilgili yapılan araştırmalar var mı?

“Değerli arkadaşlar, seçime yönelik oran vermek, tahmin yapmanın seçmenin iradesine saygısızlık olduğunu düşünüyorum. Gerçek anket sandıktaki sonuçtur. Biz gayet iyi görünüyoruz.

- İkinci tura kalma ihtimali var mı seçimlerin?

“İlk turda bu iş bitecek inşallah.”

- Parlamenter sisteme dönüş vaatlerine nasıl bakıyorsunuz?

“Bizde tornistan olmaz, o kararı verdik. Bu seçimde de inşallah istikrarın ve güvenin devamı yönünde vatandaşlarımız tercihini yapacaktır. Görüyorum ki muhalefet partileri 16 Nisan’ı hala zihinlerinde kabul etmemişler, içlerine sindirememişlerdir. Dolayısıyla bütün rakipler, parlamenter sisteme geçeceğiz diyorlar. İyi, güzel de parlamenter sistemde cumhurbaşkanlığı makamı sembolik, icracı bir makam değil. Ey Muharrem İnce! Dağlar gibi vaatler veriyorsun, nasıl yapacaksın parlamenter sistemde, böyle bir yetkin yok ki. Vatandaşımızın kanaatinin bir yılda değiştiğini ben düşünmüyorum. Bizim düşüncemiz, bizim inancımız; biz vatandaşımızın böyle bir maceraya, geriye dönüşe izin vermeyeceği yönündedir.”

CHP’de, HDP’ye oy verin telkini

- HDP barajı geçiyor mu?

“Bilemem. Çıkıp şunu diyemediler: ‘PKK’yla bizim alakamız yok, kınıyoruz, lanetliyoruz,PKK bir terör örgütüdür.’ Bu olmadığı sürece de benim Kürt kardeşimin temsil edemezler. Er ya da geç Kürt vatandaşlarımız HDP’nin, PKK’nın esiri olduğunu görecektir.

Tabii bugünlerde HDP sevenler çoğaldı. CHP başta olmak üzere HDP’yi barajı açtırmak için el altından çalışıyorlar. Bana seçmenlerden geliyor, CHP’li yöneticiler, teşkilat mensuplarına oylarınızın bir kısmını HDP’ye verin diyorlarmış. HDP’nin barajı aşması lazım diyorlarmış. Zaten Genel Başkanları Sayın Kılıçdaroğlu büyük iştiyakla HDP barajı aşmalıdır diyor.

Dolayısıyla onun gereğini alttan alta yapıyorlar. Atatürk’ün partisinin düştüğü hallere bakın kardeşim. Terör örgütünün destekçisi bir partiye örtülü bir şekilde destek vermek için seçmeni ne kadar zor duruma düşürüyorlar, yazıktır.”

Seçimden sonra ekonomi normal hızına dönecek

- Sayın Mehmet Şimşek’in Londra temasları var, ardından Fitch, Moody’s’in açıklamaları üzerine Sayın Zeybekci’nin açıklamaları, döviz ve faizle ilgili gelişmeler. Nedir bu son durum? Hükümetin aldığı son tedbirler nedir?

“Arkadaşlar, 2018 yılının başından itibaren gelişmekte olan ülkelerin paraları Amerikandoları karşısında değer kaybetmeye başladı. Yani ekonomide yaşanan olayları bir dış kaynaklı sebepler, bir de iç kaynaklı sebepler diye ikiye ayırmak lazım. Dolayısıyla bu değer kaybı bütün paralarda var, hatta avroda da var. İkinci konu da, Amerika faiz artırıyor. Bunun tercümesi ne? Dünyadaki dolar yatırımcılarına evine dön diyor. Bu da, özellikle gelişmiş ülkelere kaynak sağlayan fonların çıkışı anlamına geliyor. Bir başka konu, petrol fiyatlarındaki artış, son 1 yılda yüzde 100 arttı.

Bir de tabii bizim içten kaynaklı bazı konularımız var. O da nedir? Petrol fiyatındaki artışla beraber enflasyonun aynı şekilde etkilenmesi. Ayrıca, petrol ithalatı nedeniyle cari açığın doğal olarak artması. Bunların da katkısıyla işte değerlendirme kuruluşları falan, Türkiye’nin çifte açığını ve açıktaki büyümeyi ilerisi için bir olumsuz gelişme olarak öngörüyorlar ve sık sık toplanıyorlar, dağılıyorlar, açıklama yapıyorlar, not indiriyorlar, izlemeye aldık diyorlar, tabii bunlar masum şeyler değil. Bunlar olmakla beraber, seçim sürecini, seçim sonucunu etkilemeye yönelik ayrı bir gayretin olduğunu da göz ardı etmememiz lazım, bunu da görüyoruz. Çünkü programlarında, takvimlerinde olmayan, mutat zamanlarda yapmaları gereken değerlendirmeleri öne çekiyorlar, seçim takvimine göre program değiştiriyorlar, bunlar manidar, zamanlama açısından manidar...

- Size göre mana nedir efendim?

“Mana şu: Piyasalara olumsuz algı yerleştirmeye çalışıyorlar. İşte kur hareketleriyle beraber bu olumsuz algı, seçimde olumsuz bir sonuç doğursun. Bu yeni bir şey değil. Darbede yapamadıklarını ekonomi üzerinden yapma gayretine girdiler, ama o zaman da yine sonuç alamadılar, çünkü biz daha hızlı hareket ettik, tedbirlerimizi çok seri şekilde aldık. Bütün bu olan biten, anlattıklarımın hepsi geçicidir. Şunu bilmenizi istiyorum: Enflasyon konusundaki hassasiyetimiz, enflasyonun aşağıya çekilmesi, tek haneye indirilmesi konusundaki kararlılığımız devam edecek. Tabii ağırlıklı olarak seçimden sonra bu daha hız kazanacak. Bir cari açık konusunda dengeleme yoluna mutlaka gidilmesi gerekiyor. Bunun çalışmalarını yapacağız, tedbirlerini aldık.

Tabii bunlar olurken iyi şeyler de var, mesela turizmde ciddi bir sıçrama var, 40 milyonu aşacağımızı öngörüyoruz.

Biz bugün Rusya’yla geçen seneye göre yüzde 40 fazla ticaret yapıyoruz yılın ilk beş ayında. Aynı şekilde İran’la, Ortadoğu ülkeleriyle -bunlar petrol üreticisi ülkeler- ticaret gelişiyor. Niye? Nakitleri, dövizleri olmaya başladı. Bize olumsuz yansımasına rağmen, diğer taraftan ihracatımıza olumlu katkısı var, o yüzden de ihracat her ay rekor kırıyor, iyi gidiyor.

Seçim dönemi olduğu için ekonomide herkes bekle gör moduna giriyor, bu doğal bir şey, bunu ayıplamak mümkün değil. İnsanlar, dur bakalım, bir seçimleri görelim düşüncesine her seçim döneminde giriyor. Seçimden sonra artık ekonomi tekrar normal hızına dönmüş olacak. Enflasyon üzerinden kıyamet koparılıyor. Ama unutmayalım arkadaşlar, 1992-2002 arası yüzde 71 enflasyon. 2003-2018 ortalama yüzde 10. Bugünlerde yüzde 11’e doğru tırmanıyor, belki biraz daha da yükselebilir bu kur hareketlerinden dolayı. Ama bunlar dediğim gibi geçicidir. 2002’de her 100 liralık verginin 86 lirasını faize veriyorduk, şu anda 11 lirasını faize veriyoruz. Yani o kadar da vahim bir durumumuz yok.

‘UBER yasal değil’

“Bizim derdimiz UBER değil. Hem vergi mükellefi değiller, haksız para kazanıyorlar, hem de yasalara uymayan yöntemler kullanıyorlar. Bu iki nedenle biz karşıyız ve üzerine de gideceğiz, yoksa onların iş yapmasına itirazımız yok. Önce gelsinler vergi mükellefi olsunlar. Bu ülkeye sizden aldıkları paraların bir kısmını da ülkemize bıraksınlar. Taksici vergi veriyor.

Taksicilerin hiç mi eksiği yok? Mutlaka var. Onlar da kendilerine çekidüzen verecekler. Niye UBER’i insanlar tercih ediyor, bunun cevabını arayacaklar. Kaldı ki yani UBER’in iş yapamadığı ülkeler var; Almanya, İtalya, Japonya resmen yasakladı, hiçbir şekilde faaliyet gösteremiyorlar. Londra’da da kısmen yasaklanmış. Biz başka ülkeye kaynak transfer edecek kadar zengin bir ülke değiliz.”

YORUMLAR Üye Girişi

Bu Habere Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Bidünya Haber | Dünya ve Türkiye Gündemine uzak kalmayın. Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız
Yukarı ↑