Terör örgütlerine yıllarca kucak açan, eli kanlı teröristleri saraylarda ağırlayan, ‘insani yardım’ bahanesiyle eli kanlı hainlere finans desteği veren, kullandıkları silahlardan, inlerini inşa ettikleri betona kadar her türlü lojistik desteği sağlayan Fransa, 69 yaşındaki bir Fransız’ın rast gele açtığı ateş sonrası başlayan olaylar sonrası beslediği terörün ateşiyle yanıyor. 3 PKK’lının öldürülmesini bahane eden terör yandaşları Paris ile Marsilya ve Atina’da sokakları ateşe vererek polisle çatışırken, akıllara Fransa’nın terör örgütlerine yönelik skandal desteği geldi.

Sarayda ağırlamanın bedeli

İşte Fransa’nın terör örgütü PKK/YPG’ye yönelik, “Besle kargayı oysun gözünü” dedirten skandal desteklerden bazıları:

Fransa Cumhurbaşkanı Macron, YPG/PKK’lı teröristleri ‘SDG’ adı altında Elysee Sarayı’nda kabul ederek, sözde fedakarlık yaptıkları gerekçesiyle teşekkür etti ve aktif desteğin sürdürüleceğine dair güvence verdi.

Macron, terör örgütü ile Türkiye arasında “arabulucu” olmak istediğini zırvalayarak büyük bir küstahlığa imza attı.

Terör sevici Macron, 29 Ocak 2020’de Boreaux’ta Geylani Hizmet Vakfı Camii’ne, 2 Şubat 2020’de ise Lahey’de İslam Teşkilatı Milli Görüş’e bağlı camiye gerçekleştirilen terör saldırısının PKK’lı faillerinin cezasız bırakılmasını sağladı.

Fransa, Türkiye’nin iadesini talep ettiği 48 teröristi Ankara’ya iade etmeyerek uluslararası ceza hukukunu çiğnedi.

AB Polis Teşkilatı Europol’ün “European Union Terrorism Situation and Trend” adlı raporuna göre PKK’nın ekonomik faaliyetlerine destek verilen Fransa hükümeti, terör örgütüne yönelik yıllık 5.3 milyon euroluk para akışına göz yumuyor.

Fransa, Rakka’nın terör örgütü PYD’ye geçmesinin ardından 2017’den bu yana bölgeye sözde ‘insani yardım’ adı altında 100 milyon eurodan fazla yardım yaptı.

Fransız çimento şirketi Lafarge, terör örgütü PKK/YPG tarafından inşa edilen tünellere beton desteği verdi.

Fransa ikinci kandil gibi

Paris, PYD’nin “Rojava Temsilciliği” adlı merkezine ev sahipliği yapıyor. Terör örgütü PKK’nın Suriye kolu PYD’nin Fransa ofisi, 2016 yılından bu yana faaliyet yürütüyor.

PKK’yı sosyokültürel yapılarla ülkede yuvalandıran Fransa, aralarında Ahmet Kaya Kültür Merkezi, Kürdistan Ulusal Dayanışma Koordinasyonu, Fransa Demokratik Kürt Konseyi, Paris Kürt Enstitüsü, Kürdistan Özgür Kadın Hareketi, Apocu Gençlik, Kürdistan Öğrenci Birliği, Erdal Welat Gençlik Merkezi, Alsace Mezopotamya Kültür Merkezi, Yvelines Franco-Kürt Kültür Derneği, Marsilya Kürt Evi Derneği gibi ülkede örgüte militan devşiren sivil görünümlü 24 organizasyona ev sahipliği yapıyor.

PKK’nın propaganda için medya üssü kurmasına izin verilen Fransa’da, Kurd1 TV adlı kuruluş üzerinden ihanet yayınları yapılıyor. Ülkede ayrıca PKK’nın; Birleşme, Bilgi Bülteni, Hevi, Kurmanci, Kürdistan Dosyası, Jina Serbilind isimli dergileri düzenli biçimde yayınlanmasına göz yumuluyor.

Fransa’nın eski Cumhurbaşkanı Hollande da 2015 yılında terör örgütü PYD’nin Eş Başkanı Asya Abdullah ile YPG’nin kadın savunma birlikleri YPJ’nin komutanı Nesrin Abdullah’ı Elysee Sarayı’nda kabul ederek, teröre açıktan destek vermişti.

Paris'te olanlar daha başlangıç

Konuyla ilgili Akit’e konuşan Güvenlik ve Strateji Uzmanı Ersan Ergür, şu değerlendirmede bulundu: “Terör kan ve gözyaşından beslenen bir unsurdur. Siz bir millete karşı terörü beslerseniz, bulunmuş olduğu bölgede artık kendisine hayat hakkı bulamayınca ister istemez kendisini var eden güçlere karşı dönecek. Terör bumerang gibidir, siz atarsınız, eğer bumerangınız düşmana isabet etmezse geri gelir, tutmasını bilmezseniz elinizi parçalar. Bu daha başlangıç. Avrupa yaktığı ateşle mutlaka yanacaktır. Komşusunun evini yakan eğer yangın söndürülemezse kendi evinin de yanacağına hazır olmalı. Fransa’nın ve Amerika’nın başını çektiği bu faaliyetlerden onların zarar görmesi ve etkilenmesi gayet normaldir. Siz ateşin üzerine benzin dökerseniz o ateş mutlaka sizi de etkileyecektir. En azından buharından zarar görürsünüz. Paris’te yaşananlar, Batı’nın bundan sonra terör saldırılarından rahat olmayacağını gösteriyor. Türkiye, terörü kaynağında imha ettikçe, bölgede eylemler yapılamayınca, bize karşı kışkırtılan terör örgütü üyeleri kendilerinin yalnız bırakıldığını düşündükleri için bu kez otomatikman kendilerini besleyenleri suçlu görecek ve onlara karşı eylemsel faaliyette bulunacaktır. Bu kaçınılmaz gerçektir.”