Polis kurşunuyla yaşamını yitiren Cem Aygünün (24) öldürülmesiyle ilgili soruşturma sürerken, olayı Ankara Emniyet Müdürlüğü önünde protesto eden Aygünün 6 kız kardeşi, eniştesi ve yeğeni hakkında dava açıldı.
Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianamede, Cem Aygün’ün iki ablasının İzmir ve Çorum’dan gelerek Keçiören’deki baba evinde “buluşması” ve ailecek Emniyet Müdürlüğü önünde “pankartlı ve sloganlı” protesto eylemi yapmaları “tam bir fikir ve eylem birliği içinde olarak”, “devlet koruması altında bulunan şüpheli polis memurunu öldürmeye yönelik amaç” olarak nitelendirildi. Protesto sırasında herhangi bir silah bulunmamasına karşın savcılık, neredeyse “örgütmüş gibi” yorumladığı Aygün ailesinin 8 ferdi için “kasten adam öldürmeye teşebbüs”ün arasında bulunduğu toplam 6 suçtan ayrı ayrı 58 yıla kadar hapis cezası istedi.
Cem Aygün, 30 Ağustos günü polis memuru Fatih Y. tarafından dur ihtarına uymadığı gerekçesiyle Keçiören’de vurularak hayatını kaybetmişti, gözaltına alınan şüpheli polis savcı tarafından serbest bırakılmıştı. Şüpheli polis, henüz Ankara Emniyeti’nde tutulurken, Cem Aygün’ün ailesi 1 Ekim’de Emniyet binası önünde olayı protesto etmek istemiş, gözaltına alınmış, sonrasında ise serbest bırakılmıştı. Cem Aygün’ü vuran polis hakkındaki soruşturma henüz tamamlanmamışken, ailenin bu protestosu hakkında jet hızıyla bir iddianame hazırlandı. Ankara Cumhuriyet Savcısı Hatice Çetin tarafından hazırlanan iddianamede, Cem Aygün’ün ablaları Yasemin Eker, Sonay, Nazlıcan, Aylin, Aynur, Songül Aygün, enişte Ali Eker ve yeğeni Bedirhan Mercanoğlu “şüpheli”, üç polis ise “müşteki” olarak gösterildi. Cem Aygün’ün vurulmasının ardından iki ablasının Çorum ve İzmir’den aile bireylerinin yaşadığı Keçiören’e gelmesi suçmuş gibi anlatılan iddianamede, “Kardeşlerinin bu ölümü nedeniyle tam bir fikir birliği içine girip, Çorum-İzmir arasındaki mesafe göz önüne alındığında fikir ve eylem birliği içinde Ankara’da buluştukları” savunuldu.
Polisleri öldürmek istemişler
“Şüphelilerin, şüpheli polis memurunu yaptığı bu olay nedeniyle öldürmek için Keçiören’de buluştukları” öne sürülen iddianamede şöyle denildi: “Görevli olan polis memuru mağdur Harun’un onlara bu şekilde içeri giremeyeceklerini, kontrol yapması gerektiğini söylediğinde şüpheliler, görevli memura ‘O... çocukları, katil polisler, hepiniz katilsiniz, katil polisi bize verin, kardeşimi öldüren polisi bize verin, bizi de öldürün, sizin Allah’ınız kitabınız yok mu! Bunun acısını sizden çıkarırız, her gün gelip eylem yapıp o polisleri eninde sonunda alacağız’ dediler. Birlikte slogan atarak ve görevliyi itekleyerek, (..) görevli polis memuru olan Harun’un ikazlarını hiçe sayıp onu raporunda belirlenen şekilde darp edip, içeri girip elektronik araç bariyerini kullanılmaz hale getirdiler.” İddianamede, şüphelilerin, kendilerine müdahale etmek isteyen üç polisi yaraladıkları belirtildi. Savcı, öldürülmek istendiği iddia edilen polis Fatih Y’nin adını iddianamesinde müşteki olarak yazmayı unuttu.