CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, öğrenci evlerine yönelik tartışmaları ve Başbakan Erdoğan'ın açıklamalarını değerlendirdi. Kılıçdaroğlu, "Kız ve erkek öğrencilerin aynı evlerde kalmalarını desteklemiyoruz.&quo
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Samanyolu Haber Televizyonu'nda Abdullah Abdulkadiroğlu'nun sunduğu 'Günlük Programı'nın konuğu oldu. CHP Genel Başkanı, öğrenci evi tartışmaları, Arınç'ın sözleri, Sarıgül'ün İstanbul adaylığı ve Cumhurbaşkanlığı adaylığı hakkında açıklamalarda bulundu. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, öğrenci evleriyle ilgili yaptığı açıklamalarla kendilerine tuzak hazırladığını savundu. Kılıçdaroğlu, 'Erdoğan'ın Meclis'te ezberi bozuldu; başörtüsü dolayısıyla. Bir boşluk doğdu onun hayatında ve lafı buraya getirdi." dedi. Kılıçdaroğlu şöyle devam etti: "Burada da bir tuzak hazırladı. Sözde kendisine göre, 'CHP kız ve erkek öğrencilerin aynı evlerde kalmalarını destekliyor.' Niye destekleyelim? Kız öğrenciler kendi evlerinde kalıyorlar, erkek öğrenciler bir araya geliyorlar kendi evlerinde kalıyorlar. Soru bu çocukları niye bu evlere mahkum ediyoruz biz. 1 yılda çözülemeyen bir sorunumuz var." Kılıçdaroğlu, öğrenci evlerine yönelik tartışmalar ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarına ilişkin, "Kendi aklınca 'CHP, ahlaksızlara sahip çıkıyor' gibi bir algıyı yerleştirmek istiyor. Mecliste ezberi bozuldu, başörtüsü dolayısıyla. Bir boşluk doğdu hayatında, ne yapacağını şaşırdı, lafı buraya getirdi 'bir şeyler yakalayabilir miyiz ' diye. Hiçbir şey yakalayamaz. Biz, bu ülkenin değerlerine, insanlarına saygılıyız, gençlerine de sahip çıkıyoruz. Eğer bir sorun varsa, bizzat sorunun kaynağı kendisidir" dedi. "Halkın kafasını karıştırarak, oy devşirmek doğru değil. Yazık, günah" değerlendirmesinde bulunan Kılıçdaroğlu, gençlerin asla suçlu pozisyonuna da düşürülmemesi gerektiğinin altını çizdi. Başbakan Erdoğan'ın, bu açıklamayı Kızılcaham'daki basına kapalı toplantıda yaptığını, bir gazetenin de bunu kulis haberi olarak verdiğini belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Arkasından Sayın Bakanlar çıktı, açıklama yaptı, Sayın Bülent Arınç da 'bu, asparagastır' diye açıklama yaptı. Ertesi gün salı toplantısında hiç de bunun asparagas olmadığı Başbakanın kendi sesinden bütün Türkiye'ye duyuruldu. Şimdi Bakanlar zor durumda kaldı, sadece Sayın Arınç değil, diğer Bakanlar da Sayın Yalçın Akdoğan da zor durumda kaldı, o da aynı şekilde bunu düzeltmeye çalıştı. İlk soruyu kendisine sorması gereken kişi Sayın Başbakandır. 'Benim söylediklerim toplumda rahatsızlık yaratıyor ki benim arkadaşlarım benim sözlerimi düzeltmeye çalışıyorlar.' Doğru bir şey söylese herhalde düzeltmeye çalışmazlar." Başbakan Erdoğan'ın "CHP, kız ve erkeklerin aynı evde kalmasını destekliyor" yönünde bir tuzak hazırladığını ileri süren Kılıçdaroğlu, böyle bir şeyi desteklemediklerini söyledi. Türkiye'deki yurt sorununun 2 yılda çözülebileceğini iddia eden Kılıçdaroğlu, hiçbir öğrencinin koşullar olduğu takdirde, evde kalmayacağını belirtti. Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın, bütün üniversite öğrencilerinin yurtlar dışında kız erkek bir arada kaldığı ve CHP'nin de bunlara sahip çıktığı yönünde bir pozisyon çizdiğini savunarak, "Kendi aklınca 'CHP, ahlaksızlara sahip çıkıyor' gibi bir algıyı yerleştirmek istiyor. Mecliste ezberi bozuldu, başörtüsü dolayısıyla. Bir boşluk doğdu hayatında, ne yapacağını şaşırdı, lafı buraya getirdi 'bir şeyler yakalayabilir miyiz ' diye. Hiçbir şey yakalayamaz. Biz, bu ülkenin değerlerine, insanlarına saygılıyız, gençlerine de sahip çıkıyoruz. Eğer bir sorun varsa, bizzat sorunun kaynağı kendisidir" diye konuştu. Erdoğan'ın, "Benim de kızım var, ben de babayım. Bu da bir gerçek. Bundan dolayı tepki gösteriyorum" dediğinin hatırlatılması üzerine ise Kılıçdaroğlu, kendisinin de kızlarının bulunduğunu, evlat sevgisinin başka bir şey olduğunu vurguladı. Üniversite öğrencilerinin "Bizden sorumlu biri olacaksa bu anne ve babamızdır" dediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, evlerin ailelerin mahrem alanı olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, "Ben, oğlumun, kızımın odasına kapısını çalmadan girmem. Onlar da bizim yatak odamıza kapıyı çalmadan asla giremezler. Aynı dairede oturuyoruz, herkes birbirinin mahremine saygılıdır. Siz, bunun üstündeki örtüyü kaldırdınız. Yazık, günahtır. Ne diyor 'meşru hayat vardır, gayrimeşru hayat vardır.' Allah aşkına bir Başbakanın söyleyeceği laf mı bu. Ben, şunu desem, 'meşru başbakan vardır, gayrimeşru başbakan vardır. Kusura bakma ama sen gayrimeşru bir başbakansın.' İnsanın mahremine nasıl girebilirsin" ifadesini kullandı. Özel hayatın gizliliğinin anayasada da güvence altına alındığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, ilgili maddeyi okudu. -Başbakan Yardımcısı Arınç'ın açıklamaları- Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın bugün yaptığı açıklamalarının sorulması üzerine ise Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Sayın Arınç, belki hayatında hiç düşmediği bir açmazla karşı karşıya. Başbakanın kapalı toplantıda yaptığı açıklamayı tümüyle asparagas olarak nitelendirdi. Aslında Başbakanı korumak için. Ama Sayın Başbakan, Arınç'ı tümüyle feda etti ve asparagas olmadığını haberin açıkça ortaya koydu. Bu tabii açıkça öyle anlaşılıyor ki Arınç üzerinde derin izler bıraktı ve hayatını, siyasetini sorgulamak zorunda kaldı. Arınç'ı ben şöyle tanımlarım; Arınç, Adalet ve Kalkınma Partisi içinde akil adam olarak tanımlayacağımız sayılı kişilerden biridir. Yeri geldiği zaman düşüncesini gayet açık açıklayabilir. Açıklıyor da zaman zaman. Katılırsınız veya katılmazsınız. Siyasetçi olarak şöyle diyeyim, hani bazen 'vicdan sahibi' diye seslendiğimiz bazı kişiler vardır, yani haksızlık karşısında itiraz etmesini bilir. Böyle birkaç haksızlık karşısında itiraz ettiğini biliyorum. Örneğin Deniz Feneri olayında, RTÜK'ün başında olan kişinin orada kalmaması gerektiğini söyledi. Bu, çok önemli bir çıkıştı. Ama kaldı orada. Buna benzer Sayın Arınç'ın toplum vicdanını rahatsız eden olaylarda net tavır takındığını biliyoruz. Eğer AKP içinde hayatı sağlıklı sorgulayan, vicdanlı kişilerden biridir, diyebilirim. Bu açıklaması bana göre önemli, sonuçları ne olur, yankıları ne olur onu bilemem, partinin kendi iç sorunudur. Sayın Başbakan yurt dışından gelince nasıl cevap verir bilemem. Olayı düzeltmesi gereken kişinin Sayın Başbakan olduğunun altını özenle çiziyor konuşmasında. Sayın Hüseyin Çelik'in yaptığı açıklamayı Sayın Arınç'ın yeterli göreceğini sanmıyorum." Kılıçdaroğlu, başka bir soruyu yanıtlarken de kadının giysisi, bedeni üzerinden siyaset yapılmasını doğru bulmadıklarını, toplumun değerlerine saygılı olduklarını belirtti. -"Sarıgül'e rozet takacağım- Kılıçdaroğlu, bir soru üzerine,Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün yarın parti genel merkezine geleceğini, kendisinin Sarıgül'e partinin rozetini takacağını söyledi. Sarıgül'ün 20-25 bin kişiyle geleceğini ifade ettiğini, onlara kısa bir konuşma yapmayı düşündüğünü anlatan Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin geldiği nokta itibarıyla bir arada olmaları gerektiğini vurguladı. Kılıçdaroğlu, Sarıgül'le gelen 20 bin kişi partiye katılırsa olursa daha da mutlu olacağını ifade ederek, "Türkiye'yi kucaklamak zorundayız. Ayrışma, kavga politikası bu ülkeye yaramıyor. Büyümek zorundayız. Yanlış algıların tümünü değiştirmek istiyoruz, biz ülkemizi seviyoruz" dedi. "Sarıgül'ün partiye genel başkan olmak için geldiği yorumları var, bunları nasıl değerlendiriyorsunuz " sorusu üzerine ise Kılıçdaroğlu, bir siyasetçinin temel görevinin, kendi koltuğu ile ilgili kuşku ve endişe üzerine siyaset oluşturmaması olduğunu aktardı. Kılıçdaroğlu, "Ben isterim CHP'de bir belde başkanı da gün gelir 'ben CHP Genel Başkanı olurum' iddiasında bulunsun. Bir kişinin ben CHP Genel Başkanı olurum iddiasında bulunmasından daha doğal ne olabilir" dedi. Başka bir soruya karşılık Kılıçdaroğlu, Sarıgül'de böyle bir düşünce sezmediğini ancak "adayım" dediğinde de saygı duyulması gerektiğini dile getirdi. -"CHP'nin genel başkanları kul hakkı yemezler" Genel başkanların kurultaylar tarafından belirlendiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "İşin özünde şu var, CHP'nin genel başkanları kul hakkı yemezler, asla yolsuzluğa bulaşmazlar, yalan söylemezler, ülke çıkarlarını savunurlar, veremeyecekleri hesapları yoktur, iktidar olduklarında halktan topladıkları her kuruş verginin hesabını vatandaşa vermeyi namuslu görev kabul ederler. Bu noktalara sahip olan herkesi kucaklarız, bu koltuklar bize baki değil, koltuk hırsıyla gelmedik, beni aşan benden daha deneyimli birikimli biri gelsin... Kurultayda eskiden genel başkan adayı olmak için delegelerin yüzde 25'inin imzası gerekiyordu. Ben, onların tamamını kaldırdım, kişi aday olmak istiyorsa verir dilekçesini aday olur, kimsenin onu göstermesine gerek yok." Kemal Kılıçdaroğlu, "Sarıgül'e güveniyor musunuz " sorusuna ise "Parti üyesi herkese ben güvenirim, Sayın Sarıgül de partimizin üyesidir, elbette güveneceğiz" yanıtını verdi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için aday adayları olduğunu ancak nihai kararın Parti Meclisi'nde verileceğini anlatan Kılıçdaroğlu, İstanbul'u ilgilendiren önemli projelerinin bulunduğunu ve bunları yakın zamanda görselleriyle açıklayacaklarını söyledi. Trafik, yeşil alan gibi sorunlardan bahseden Kılıçdaroğlu, gökdelenlerin de kent estetiğine göre yapılması gerektiğini söyledi. Kılıçdaroğlu İstanbul'da seçimleri kazanmaları durumunda Sultan Ahmet Camii'nin silüetini bozan gökdelenlerin de "tıraşlanacağını" kaydetti.