Uluslararası hukuku hiçe sayarak, Doğu Akdeniz ve adalar konusunda Yunanistan’ın yanında saf tutan AB, şimdi de meseleyi Birleşmiş Milletler’e taşımaya çalışıyor. Başkan Erdoğan’ın ısrarla ‘yapısı değişmeli’ dediği BM bugüne kadar müdahil olduğu hiçb
Avrupa Birliği Konseyi’nin, Doğu Akdeniz meselesini Birleşmiş Milletler nezdinde düzenlenen bir konferansla çözüme kavuşturmak istemesi manidar bulundu. BM’nin el attığı her meselenin daha çözümsüz bir hal alması ve insanlık trajedileri yaşanması AB’nin iyi niyetten uzak bir yaklaşımla hareket ettiğini de gözler önüne serdi. BM’nin müdahil olduğu bütün uluslararası sorunlar çözüme kavuşmadığı gibi, Ruanda, Myanmar, Somali, Filistin ve Bosna’da katliamları sadece seyretti. BM Barış Gücü askerlerinin olduğu Kıbrıs’ta siyasi çözümsüzlük devam ederken, Suriye iç savaşında da aktif bir rol oynayamadı.
Türkiye’nin bütün diyalog çağrılarını cevapsız bırakan Avrupa Birliği (AB) Konseyi’nin Doğu Akdeniz meselesini BM nezdinde çözelim çağrısı kafaları karıştırdı. Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın bütün diplomatik çabalarını hiçe sayan ve Yunanistan’ın Doğu Akdeniz’de attığı maksimalist adımları destekleyen AB’nin, meselenin çözümü için BM’yi işaret etmesi, samimiyetsizliklerini bir kez daha ortaya koydu. BM şu ana kadar hiçbir meseleyi hele de Müslümanların lehine olacak şekilde çözümlemediği gibi bölgelerdeki siyasi istikrarsızlığın artmasına da neden oldu. 11 Temmuz 1995 günü insanlık tarihine kara bir leke olarak geçti. Bosna’da bulunan BM Barış Gücü’ne bağlı Hollandalı askerlere rağmen Sırp milisler 8 binden fazla Müslümanı acımasızca katletti. BM ise tarihte eşine az rastlanır katliamı sadece seyretmekle yetindi.
1994’ten 1995 yılına kadar süren ve 1 milyondan fazla kişinin ölümüne neden olan Ruanda katliamında da BM’nin parmağı vardı. BM bölgedeki siyasi krizi daha da derinleştirirken, oyalama taktiğiyle geçen görüşmeler sonrası kaos daha da derinleşti. Yaşanan insanlık dramında ise BM Güvenlik konseyi üyesi Fransa birinci dereceden sorumluydu. 1992-95 yılları arasında vuku bulan Somali’deki kitlesel ölümlerde de BM’nin parmağı vardı. Sonuçsuz toplantılar ve oturumlar Somali’yi dibi belli olmayan bir uçuruma itti. BM 1996 yılında ise Somali’den bütünüyle çekildi. İnsanlığın gözü önünde işlenen Myanmar katliamı da BM’nin hiçbir işe yaramadığını tüm dünyaya gösterdi. Diplomatik görüşmelere rağmen, 9 binden fazla Arakanlı Müslüman katledildi.
1945 yılından beri devam eden ve bölgesel olmaktan çıkıp küresel bir mesele haline gelen Filistin sorunu da BM’nin aktif rol oynamasına rağmen halen çözüme kavuşturulamadı. Yüzlerce konferans, oturum ve birleşme toplantıları, yaşanan faciayı daha da derinleştirdi. BM barış gücünün bulunduğu yerlerden biri de Kıbrıs. Adadaki askeri ve siyasi varlığı anlaşmazlığın çözümünde hiçbir işe yaramadı. 2011 yılından beri devam eden iç savaşta milyonlarca kişi öldü. Sayıları 10 milyona yaklaşan insanlar ise topraklarını terk etti. BM, Esed, ABD ve Rusya eliyle gerçekleşen katliama hep sessiz kaldı.