Türkiye’nin toplumsal birlik ve beraberliğine yönelik son yılların en önemli terör olaylarından biri olan 6-8 Ekim vahşeti, hafızalardaki tazeliğini koruyor. HDP’nin çağrısı üzerine 6-7 Ekim 2014’te, terör örgütü DEAŞ’ın, YPG/PKK mensuplarının eğitildiği Kobani’yi (Ayn el Arap) kuşatması bahane edilerek Türkiye genelinde 35 ilde şiddet olayları başlatıldı. Terör örgütü PKK ve siyasi uzantısı HDP’nin çağrısıyla sokaklara inen PKK’lı caniler, 2014 yılının Kurban Bayramı'nda Müslüman Kürtlere karşı büyük bir kıyıma girişti. Ellerinde kurban etiyle yoksulların kapılarını aşındıran gençler; linç edildi, sakallı insanlar, tesettürlü kadınlar hedef alındı, cami ve Kur'an kursları ateşe verilip yağmalandı. Terör olaylarında onlarca can kaybının yanı sıra 300 milyon liranın üzerinde de hasar oluştu. Bölgede hızlı bir şekilde yaraları saran devlet, terör örgütü ve yandaşlarının mağdur ettiği vatandaşları yalnız bırakmadı. HDP’lilerin çağrısıyla başlayan olaylar nedeniyle zarar gören esnafa devlet tarafından yaklaşık 50 milyon liralık ödenek sağlanırken, sokaklar, okullar, hastaneler gibi zarar gören kurumlar kısa bir süre de yine hizmete açıldı. Ardından da eylem çağrısı yapan HDP’nin en tepe yöneticileri dahil  terör olaylarına karışanlar yaka paça yakalanarak cezaevlerine gönderildi.

Cezalarını çekiyorlar

Olayların 6. yılında Akit’e konuşan AK Parti Hakkari Milletvekili Husret Dinç, “Devletimiz her zaman mağdurların yanında yer aldı ve yaralarını sardı. PKK, YPG, HDP hepsi de terör örgütünün parçalarıdır. PKK dağda, HDP şehirde, YPG ise Suriye’de. PKK dünyanın en kanlı örgütüdür. Dünya üzerinde hiç kimse PKK kadar Kürtlere zulüm etmedi. İnşallah onların sonu yaklaşıyor. 6-8 Ekim olaylarında bölgeye çok büyük zarar verdiler. Ama çok şükür devletimiz yaraları sardı. Düşmanlık tohumu atanlar ise şu anda cezasını çekiyor. Terör örgütüne destek ver, her emrini yerine getir, sırtını onlara daya sonra ‘bana dokunma.’ Dünyanın hiç bir yerinde buna müsaade etmezler. Cezalarını çekecekler” dedi.

Tutuklanmalara karşı çıkmak suça ortak olmaktır

Güneydoğu Anadolu Ortak Akıl Federasyonu Başkanı Abdulvasi Yaz ise şunları söyledi: “O vahşete sebep olanların tutuklanmasına karşı çıkmak, o vahşete ortak olmaktır. Kimin parmağı varsa cezasını çekecek. Devletimiz de gereğini yaptı ve hâlâ yapıyor. Bu memlekette terörü kim besliyorsa, kim destek veriyorsa, tahrik eden, teşvik eden, sebep olan kim varsa o da cezasını çekmelidir. Kurban eti dağıtırken katledilen Yasin Börü ve arkadaşlarının kanı yerde kalmamalıdır.”

Geleceğimize kastettiler

Bölgede yakılan onlarca okula dikkat çeken Doğu Anadolu Bölgesi Gaziler ve Şehit Aileleri Federasyonu Genel Başkanı Abdurrahman Er ise “6-7 Ekim olayları ülkemiz ve bölgemiz için, büyük bir faciaydı. Çocuklarımızın aydınlık geleceğine yön veren onlarca okul ve eğitim yuvaları, vatandaşlarımıza hizmet sunan devlet dairelerimiz yakılıp, yıkılmıştı. Ailelerinin geçimini sağlamaya çalışan binlerce esnafımız, günlerce kepenk kapatmak zorunda kaldı. Halkımızın huzur ve refahını bozanlar, şunu asla unutmamaları gerekiyor; asla hedeflerine ulaşamayacak ve yok olacaklar. O günleri Allah bize tekrar yaşatmasın. Şu anda halkın içine giremiyorlar. Onların burada bir karşılığı kalmamıştır. Vatandaş onları istemiyor” diye konuştu.

Hedef dindar kesim

Diyarbakır İnanç Özgürlüğü Platformu Koordinatörü İbrahim Gökdemir, 6-8 Ekim’in aslında dindar kesimleri hedef aldığını belirterek “Tek gayeleri mağdur halka et dağıtmak olan Yasin Börü ve arkadaşları ile birlikte 40’a yakın vatandaşımızı katlettiler. Bu insanlar mutlaka cezalarını çekmek durumundadır. Bu olayları azmettirenlerin, yakıp yıkan ve katliamlarda parmağı olan kimsenin yanına kâr kalmamalıdır. Bu hainler ortaya çıktığından beni bölgemiz, insanımız rahat yüzü görmedi. Kürtler adına ortaya çıkan bu hainlerin Kürtlerle bir alakası yoktur. Kesinlikle Batı’nın, Amerika’nın güdümünde vazifelendirilen tiplerdir” değerlendirmesinde bulundu.