Atatürkçü Düşünce Derneği’nin (ADD), 27 Mayıs darbesinin yıl dönümünde darbeyi öven tweeti büyük tepki çekti. Derneğin genel merkezinden, 27 Mayıs 1960’ta dönemin başbakanı merhum Adnan Menderes ve arkadaşlarını katleden darbecileri öven tweetler atılırken, “27 Mayıs Devrim’i kutlu olsun” ifadelerini kullandı. 
Paylaşımda, “Türk Silahlı Kuvvetleri, bundan yarım yüz yıl önce, anayasa ve hukuk dışına çıkmış bir siyasal iktidara karşı direnme hakkını kullanmış ve ülke yönetimine el koymuştu. Ordunun arkasında milletin desteği vardı” ifadeleri kullanıldı.

Skandal paylaşıma hem vatandaşlar hem de siyasiler büyük tepki gösterdi. ADD tarafından atılan tweetler için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, ‘suç ve suçluyu övme’ suçunu kapsayan ve 2 yıla kadar hapis cezasını öngören soruşturma başlatıldı. 

AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, “Aradan 58 yıl geçmesine rağmen, o günkü zalimlikleri, idamları, işkenceleri savunmak insanlık adına endişe vericidir” dedi.
AK Parti’li Reşat Petek de şunları kaydetti: 

“27 Mayıs darbesinin arkasında olanın ve destekleyenin CHP olduğu bilinen bir gerçek. ADD’nin de tıpkı CHP gibi Atatürk’ü istismar ederek bir şeyler yapmaya çalışan bir dernek olduğu icraatı ve açıklamaları ile ortaya çıkıyor. CHP zihniyeti ruhlarına işlemiş, bir darbe severlik var. Zaman zaman ‘Artık bunlar geride kaldı. Biz de darbeye karşıyız’ gibi açıklamalar yapsalar da sonradan darbeseverlikleri açıklamalarına yansıyor.”

“HAKLISINIZ, MESAJLAR SORUNLU”
ADD Genel Başkan Yardımcısı Uluç Gürkan, gelen eleştirilere sosyal medya hesabı üzerinden cevap verdi. Gürkan, “Haklısınız... Ben de şimdi gördüm. Twitter’da son zamanlarda bazı sorunlu mesajlar var. Yarınki (bugünkü) toplantıda bunu çözeceğiz” karşılığını verdi. 
Gürkan’ın ardından, Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Merkezi de bir açıklama yaptı. Açıklamada, "Söz konusu tweet, Atatürkçü Düşünce Derneği kurumsal kimliğini ve görüşünü yansıtmamaktadır" görüşü savunuldu. 

YASSIADA’NIN ŞÜPHELİ ÖLÜMLERİ

Merhum Başbakan Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan gibi 27 Mayıs’ın diğer kurbanları da Yassıada’da işkence ve kötü muamele sonucunda hayatını kaybeden milletvekilleri ve bürokratlardı. Yassıada’da tutuklu 9 ismin ölümü, adadaki işkenceye varan kötü muamele iddiaları nedeniyle hâlâ şüpheli. Ziya yapılan işkenceler yıllar sonra burada görevli askerler tarafından da itiraf edildi. Yassıada’da ilk ölüm, 16 Haziran 1960’ta meydana geldi. Nezaret altına alınan Yüksek Denetleme Kurulu Üyesi Lütfi Şaylan’ın o gün geçirdiği kalp krizi sonucu vefat ettiği bir tebliğle açıklandı. Şaylan’ın ölümünü Konya Valisi Cemil Keleşoğlu’nun intiharı, Afyon Milletvekili Gazi Yiğitbaşı’nın ölümleri takip etti. Yassıada’daki Demokrat Parti’nin Ermeni milletvekillerinden Zakar Tarver, ölüm sebebi kalp krizi olarak açıklanmasına rağmen pek çok tanığın ifadesine göre görevli subaylar tarafından dövülmesi sonucu hayatını kaybetti. 

Öğrenci olayları sırasında yüzlerce genci öldürme emrini vermekle suçlanan İstanbul Emniyet Müdürü Faruk Oktay’ın da kalp krizi geçirerek vefat ettiği açıklandı. 

Ancak oğlu Emre Oktay, babasının işkenceler nedeniyle öldüğünü koğuş arkadaşlarından öğrendiğini anlatıyor. Emre Oktay, babası Faruk Oktay’a “Celal Bayar ve Adnan Menderes size öğrencilere ateş et emrini verdi ama siz ateş etmediniz değil mi? Ama onlar bu emri verdiler değil mi?” diye sorulduğunu, babasının “Hayır vermediler” demesi üzerine ona işkence ettiklerini söylüyor.