Başbakan Yardımcısı Arınç, TV'de katıldığı programda koalisyon görüşmelerine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, AK Parti 'nin, herhangi bir partiyle hükümet kurabildiğini, buna sayısının yettiğini belirterek, "Herhangi bir parti üçü bir araya gelmeden hükümet kuramıyor. Dolayısıyla sorumluluk bizimdir. Biz de çocuğun annesi gibiyiz. Bu ülkenin sahibi olarak kendimizi görüyoruz" dedi.
Manisa'da yayın yapan ETV'de canlı yayına katılan Arınç, her ramazan ayında Manisa'ya büyük özlemle geldiğini, geçmişleri için mevlit okutup iftar verdiğini ve kentte huzur bulduğunu belirtti
Arınç, "Manisa'nın ağabeyisiniz, erken seçim olursa Manisa ağabeyimize kavuşacak mıyız?" sorusu üzerine "Ağabeye kavuşmak şu anlamdaysa, yeniden seçim olacak ve siz parlamentoya dönecek misiniz, bu şu anda çok belli değil. Çünkü biz üçüncü dönem itibarıyla, kendi düşüncem olarak siyasete ara vermeyi arzu etmiştim. Bu gerçekleşti, milletvekilliği görevim bitti" yanıtını verdi.
Eğer hükümet kurulamazsa 45 gün içinde seçime gidileceğini ifade eden Arınç, "Hemen seçim veya erken seçim denecekse, herhalde düşük bir ihtimal olacak, çünkü ben hükümetin kurulacağına inanıyorum. Hükümetin kurulması lazım, hiçbir parti bu sorumluluktan kaçamaz, bu sorumluluğun en büyüğü de AK Parti'ye düşüyor" diye konuştu.
'VATANDAŞA BEDEL ÖDETMEYİ ARZU ETMEYİZ'
Arınç, 258 milletvekillerinin bulunduğunu, ve iyi niyetle hükümet kurmak için yarın yola çıkacaklarını belirterek, "Başbakanımız seçim akşamından beri 'hükümetsiz ülke kötüye gider' diyor. Biz ana partiyiz, büyük partiyiz ve 13 seneden beri tek başımıza iktidardık. Halkın verdiği karara elbete saygımız var. AK Parti herhangi bir partiyle hükümet kurabilir, buna sayısı yetiyor, herhangi bir parti üçü bir araya gelmeden hükümet kuramıyor. Dolayısıyla sorumluluk bizimdir. Biz de çocuğun annesi gibiyiz. Bu ülkenin sahibi olarak kendimizi görüyoruz. Vatandaşımıza bedel ödetmeyi asla arzu etmeyiz" ifadelerini kullandı.
AK Parti'nin kırmızı çizgileri olmadığını vurgulayan Bülent Arınç, kırmızı çizgi ifade etmenin hiçbir siyasi parti genel başkanına yakışmayacağını, prensipler, ilkeler olabileceğini, ama "şunu konuşacaksan hiç gelme" diye kırmızı şeritler çekilmesine kesinlikle karşı olduğunu, bunun işi olmaz noktaya götüreceğini söyledi. Öncelikle işe, olacaklardan başlamak gerektiğini belirten Arınç, sözlerine şöyle devam etti:
"Sıkılı yumrukla el sıkışılmaz. Elinizi açacaksınız, el uzatacaksınız. Türkiye'nin kalkınması, iyi yönetilmesi için çözüm süreciyle toplumsal barışla yola devam edilmesi için fikirlerimiz bunlardır, siz de bu konudaki fikirlerinizi ifade edin, örtüşebildiği noktalarda azami müştereklerimizi tespit edelim ve gelin hükümet kuralım. Arkanızı dönerseniz, 'ben yokum' derseniz, 'ben bu işe razı olmam' derseniz o zaman siz nasıl bir partisiniz? Her parti iktidar olmak için kurulmalı. Sadece tabela asmak için marjinal parti olarak varlığını devam ettirmek için bir parti kurulmaz, kurulmamalı."
'ADI PARTİ OLSUN DİYE KURULMUŞ 127 TANE PARTİ VAR'
Arınç, AK Parti'yi kurarlarken iktidar olacaklarını söylediklerini ifade ederek, "Bugün maalesef bazı partiler sanki kendileri muhalefette kalmak için programlanmış gibi 'ben iktidarda olmayacağım' diyor. Buna vatandaş çok önemli bir tepki verir seçimde. Yirmiden fazla parti seçimlere girdi, 10 binde 3 oy alan parti var. Türkiye'de 55 milyon seçmenden 27 bin oy alabilmiş parti var. Böyle bir parti kurulmasa daha iyi. 27 bin kişiyle dernek, vakıf kur. Parti iktidar için kurulur. ANAP böyle bir partiydi geçmişte. CHP şu anda hiç iktidara gelecek gibi görünmüyor ama tek parti döneminden bu yana kendisini iktidara uyarlamış bir partidir. Bunların dışında maalesef adı parti olsun da ne olursa olsun diye kurulmuş 127 tane parti var Türkiye'de. İsimlerini bile bilemezsiniz" ifadelerini kullandı.
"Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun yarın başlayacağı hükümet kurma çalışmaları kapsamındaki ziyaretlerine siz de katılacak mısınız?" sorusu üzerine "Bildiğim kadarıyla katılmayacağım" diyen Arınç, siyasi, hukuki ve mali komite olmak üzere 3 komite kurulduğunu, kendisinin siyasi komitede görev aldığını ve siyaset planlaması yaptıklarını aktardı.
'KAÇ KİŞİ KARŞILAYACAKSA BİZDEN O KADAR KİŞİ GİDECEK'
Arınç, "Sayın Başbakan bunun yanında iki partiye yönelik komite kurdu. MHP ile müzakereler yapılırken MHP'nin seçim beyannamesi, geçmişten bu yana takip ettiği yollar. CHP için de bir komite kurdu. MHP ile olan komitede Faruk Çelik ve arkadaşları var, CHP ile olan komitede zannediyorum Ömer Çelik ve arkadaşları var. Bunlar görüşmelere doğrudan katılmayacaklar. Bunlar mutfak çalışması yaptı. Sayın Başbakan karşı tarafla görüşerek kaç kişiyle görüşmeye gideceğini öğrenecektir. Biz buna 'denklik' diyoruz. Ziyarete gittiğinizde sizi kaç kişi karşılayacaksa bizden bir o kadar kişi gidecek. Sayın Başbakan Bosna Hersek'teydi, dün geldi, bize bir bildirim yapılmadığı için herhalde gidecek heyetin içinde yokum diye biliyorum" ifadelerini kullandı.
Hiçbir partiyle anlaşma, uzlaşma veya öngörüşmeleri olmadığını söyleyen Arınç, iki partiye de eşit mesafede olduklarının altını çizdi. Arınç iki partiyle de koalisyon yapmak niyetiyle yol çıktıklarını, AK Parti olarak CHP ile de MHP ile de açık yüreklilikle ve samimiyetle bir koalisyon kurmak istediklerini dile getirdi.
'İKİ AYLIK KOALİSYON DÜŞÜNMÜYORUZ'
Arınç, AK Parti'nin şartlarının partinin temel prensipleri olduğunu belirterek, "Elini tutmam, arkamı dönerim, şu olursa ben olmam, şu olmazsa ben olurum... Bunlarla yola çıkılmaz. Bunlarla yola çıktığınız zaman karşınızdaki partiye saygısızlık yapmış olursunuz. Önce masanın üzerine bir koyalım, bu ülke için biz ne düşünüyoruz, geleceği için ne düşünüyoruz" diye konuştu.
On beş günlük, elli günlük, iki aylık koalisyon düşünmediklerini vurgulayan Arınç, "Mümkünse 4 yıllık koalisyon düşünüyoruz. Çünkü böyle bir şey ancak Türkiye'de yapıcı bir iktidar olur. Yoksa gözü seçimde olursa, birbirine güven noktasında bir eksiklik varsa bugün hükümeti kurarız, ertesi gün ayrılırız, bunun ülkeye faydası olmaz" dedi.
'HEPSİ 15 GÜN İÇİNDE OLUP BİTECEK'
Arınç, birinci turda genel görüşmeler olacağını, ikinci turda ise esaslar üzerinde konuşacaklarını anlatarak, şunları kaydetti:
Bunların hepsi 15 gün içinde olup bitecek şeyler. Tüm hazırlıklarımız yaptık. CHP'nin röntgenini çıkardık, MHP'nin röntgenini çıkardık. Çünkü eğer vaatlerini tutacaklarsa biz o vaatleri biliyoruz. Bu sadece emekliye verilecek parayla ilgili değil. Büyük Türkiye için ne düşünüyorsunuz? İşsizlik için ekonominin canlanması, ihracatın artması, Türkiye'nin büyümesi için ne düşünüyorsunuz? Bak biz bunları yaptık, bunlar doğru mu, kabul ediyor musunuz, yoksa daha iyi olması için fikriniz var mı?
Fikri hoşumuza giderse, gerçekçiyse ona döneriz, onunla birlikte oluruz. Bizim kırmızı bölgemiz, şeritlerimiz yok. Dış politikada, iç politikada nasıl olacak, AB konusunda ne düşünüyorlar, biz bunları geniş masanın etrafında tek tek konuşacağız. CHP ile birinci görüşmemiz olacağı için CHP ile anlaşma olursa elbette CHP ile hükümet kurulur. Ancak CHP bazı konularda anlaşamazsa MHP ile örtüşen taraflarımız daha fazla olabilir, o yüzden MHP ile yapmayı tercih ederiz. Sayımız ikisine de yetiyor.
' KILIÇDAROĞLU BÖYLE GÜLÜNÇ TEKLİFTE BULUNMAZ'
- Bir dedikodu çıktı 'Kılıçdaroğlu Başbakan Yardımcısı da olmayabilir'. Bu doğru bir şey değil. Öyle bir teklifte bulunsa bile doğru olan o partinin genel başkanının hükümette sorumluluk almasıdır. Çocuk oyuncağı bir iş değil.
- Kılıçdaroğlu şunu teklif etse bize 'ben başbakan olayım da siz başbakan yardımcısı olarak hükümette bulunun.' Ben Kılıçdaroğlu'nun akıllı bir insan olduğunu düşünüyorum, böyle gülünç bir teklifte bulunmaz. Bu lokomotifi vagonların arkasında koymaya benzer.
(AA)