'POLİS KOLUMU BÜKTÜ VE…'
Burcu Sarak nasıl gözaltına alındığını şöyle anlatıyor: “Sürecin başından itibaren parkta çadırlarda bulunuyorduk. Divan Otel’de de kaldık. Otel gaz odalarına döndü. Annem hastaneye kaldırıldı. Benim de sol yanağıma o zamanki müdahalede plastik mermi geldi. Bunları yaşadıktan sonra her çağrı olduğunda ben de eylemlere katıldım. Bu da öyle katıldığım bir eylemdi. Eylemin ardından bir lokantaya gidip yemek yedik. Oraya da gaz atıldı. Ertesi gün Kemerburgaz’da konserim vardı. ‘Eve gidelim’ dedik. Sokaklar kapalıydı, gidemedik. ‘İstiklal Caddesi’ne gidip Karaköy’e geçer vapurla gideriz’ diyorduk. Yolda giderken de gaz yedik. Üstelik geçtiğimiz ara sokaklara mermi savurdular. Sonra caddede yürürken müdahale eden polislere ‘Siz ne yapıyorsunuz, neden ateş açıyorsunuz, siz nasıl insanlarsınız’ dedim. Bir polis kolumu büktü. ‘Sen ne diyorsun’ diye üzerime yürümeye başladı. Kaskıyla kafa atmaya başladı. Ben de o noktadan sonra tepki gösterdim ve küfrettim. Sonra da gözaltına alındık.”
ÇIRILÇIPLAK ARAMAYI REDDETTİ
Cumartesi akşamı 22.30’da gözaltına alındılar. Hastaneye götürüldüler. Tutanak tutuldu. Ertesi sabah 07.30’da rotaları bu kez nezarethaneydi. Burcu Sarak, üstleri aranırken yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “2 kadın görevli bizi aradı. Saçımızda toka dahi yokken, arama yaptılar. İnce arama yaptılar. Direttik. Tek tek aldılar arama yaptılar. Çıkartmadım üzerimi. Çırılçıplak aramak istediler. Direndim. Ama hücre arkadaşımı soymuşlar. Benimle aynı hücrede kalan N. adındaki arkadaşım, aynı zamanda gözaltından alındıktan sonra Emniyet'e getirilene kadar sözlü tacize uğramış. Psikolojisi çok bozuktu.”
‘O…PUMU GÖNDERDİ NERDEN BİLELİM’
Nezarethaneye alınırken yine bürokrasiyle karşılaştılar. Sözü Burcu Sarak’a verelim: “Bilgilerimi istediler. Ben de bir üst katta polislerin bilgilerimi aldığını, onlardan bunları alabileceklerini söyledim. Nezarethanedeki polis, ‘O..spumu gönderiyor, ne gönderiyor, biz nerden bilelim’ dedi. Ben de ona ‘Kendi biriminize güvenmiyorsanız halk size nasıl güvensin’ dedim.”
ANNE İLACINI BÖYLE ALDI: NE SİZ İSTEDİNİZ…
Emniyet’te onlara karşı polise mukavemet ve toplu eyleme katılmak gibi suçlamalarda bulunuldu. Susma haklarını kullandılar. İmza vermediler. 2 gün gözaltında bekletildiler. Burcu Sarak kendisinden çok annesi için endişeliydi: “Annemin psikolojik bozukluğu var. Devamlı kullandığı ilaç var. İlk gün ilacını alamadı. Pazar günü muayeneye gittiğimiz zaman annem ‘sinir krizi geçirebilir’ ilacını verin dedik. Doktorun yanıtı ‘yetkim yok’ oldu. Amirlere sorduk, onların da yetkisi yokmuş. Avukatlar rapor çıkarttı. Ancak rapora rağmen ilaçları vermediler. Pazar gecesi 02.00’da kriz geçirdi. Aynı koğuşta da değildik. Diğer arkadaşlarla birlikte polisi protesto ettik. Bir polis annemin çantasından ilacını getirdi ve şunu söyledi: “Ne siz istediniz, ne de ben verdim...”
SESSİZ SİNEMA UYARISI: SESSİZ OLUN
Nezarethanede geçen iki günün sonunda pazartesi 59 kişiyle birlikte savcının karşısına çıkarıldılar. Polise mukavemet ve toplu eyleme katılmak suçlamasını reddettiler. Burcu Sarak, savcının kararını beklerken yaşadığı ve ‘çok komik’ diye nitelediği olayı şöyle anlatıyor: “Nezarethanede sonucu beklerken nezarethanede 8 kadın sessiz sinema oynadık. Bir görevli bize ‘sessiz olun’ diye bağırdı.”
İNSANLAR ÖLÜMÜ GÖZE ALIYOR
Sarak ailesi mahkemeye gönderilmeden savcı kararıyla serbest bırakıldı. Gezi Parkı ’nda başından beri bulunan ve mücadeleden vazgeçmeyeceğini söyleyen Burcu Sarak yaşadıklarına rağmen pişman olmadığını vurguluyor: “Halkın haklı mücadelesine destek vermek için oradaydık. Ben dahil bu insanlar bir şeylerin değişmesi gerektiğini düşünüyor. İnsanlar, gözaltına alınmaktan, ölmekten korkmadan oradaydı. Ben Gezi eylemlerinde canımı vermeyi göze alarak bulunuyorum. Bayrak sattığı ya da polise adres sorduğu için gözaltına alınanlar var. Tutuklananlar hatta ölenler var. Hepsiyle gurur duyuyorum. Kendi adıma pişman değilim. Onların da pişman olmayacağını düşünüyorum.”