Bundan 19 yıl önce 15 yaşındaki lise öğrencisi Çağla Tuğaltay, İstanbul Şişli’deki evlerinde bıçaklanarak öldürüldü. Kapıda zorlama yoktu. Cinayetin ardından ne suç aletine, ne parmak izine, ne de katile ulaşılabildi. Vahşetten 14 yıl sonra ise Çağla’nın tırnakları arasında katilin DNA izi bulundu. Bu iz 102 kişiden alınan DNA örnekleriyle karşılaştırıldı ama sonuç çıkmadı. Cinayet yıllardır çözülemezken dosyanın zaman aşımına uğrayarak kapatılmasına aylar kaldı. Önümüzdeki haziran ayında zaman aşımına uğrayacak dosyanın bir an önce sonuçlanmasını isteyen anne Gülnur Tuğaltay, Milliyet’e konuştu.
‘Tanıdık biri’
Gülnur Tuğaltay şunları söyledi: “Bizim kimseyle sorunumuz yoktu. Çağla’nın öldürüldüğü gün ben doktordaydım. Kızım kapı deliğinden bakmadan kimseye kapıyı açmazdı. Tanımadığı kişilere hiç açmazdı. Kapıda zorlama olmadığı için biz katilin tanıdık olduğunu düşünüyoruz ya da Çağla eve gelmeden içeri giren biriydi. Şüphelendiğimiz herkesi polise söyledik ama bir şey çıkmadı. O dönem komşularımız bize hiç yardımcı olmadı. Hiç mi kimse apartmana giren çıkanı görmedi. Sadece komsularımız anahtar sesini duyduklarını ve Çağla’nın üç defa ‘Ah’ diye bağırdığını duymuşlar ama kimse merak edip de gidip bakmamış. Kızımın katili Çağla’yı öldürdükten sonra ellerini mutfakta yıkayıp, bir şey olmamış gibi çıkıp gitmiş. Cinayetten sonra aklımıza gelebilecek herkesten kan örneği aldırdık. Katil belki de o gün apartmandan birine misafirliğe geldi. Belki de komşulardan birinin akrabasıydı. Bu konuda komşularımız pek yardımcı olmadı, kimse bir şey bilmiyor.”
‘Dosya kapatılmadan suçlu bulunsun’
Anne Gülnur Tuğaltay, “Cinayet dosyası kapanmak üzere. Kızımın katilinin artık bulunmasını istiyorum. Devletten duyarlılık bekliyorum. Kendilerini 19 yıldır kızının katilini arayan bir annenin yerine koysunlar. Ben 19 yıldır antidepresanlarla ayakta duruyorum. Kızımın katili içimizde, bu haberi de okuyacak. Dosya zaman aşımına da uğrasa yaşadığım sürece katili bulma mücadelemi sürdüreceğim” dedi.
