Ünlü model Çağla Şikel, WF dergisinin yeni yıl ilk sayısına konuk oldu. Çağla Şikel, Emre Altuğ ile evliliğini, evde üç erkekle yaşamanın zorluklarını ve Alişan’la dostluğunu anlattı.
Eşi Emre Altuğ ile evliliğini iki çocukla taçlandırarak mutlu bir aile tablosu çizen Çağla Şikel, özel hayatına dair detayları WF dergisine anlattı.
İşte Çağla Şikel'in röportajından öne çıkan bölümler:
Evde 3 erkekle yaşamak nasıl? Sizin sözünüz mü geçiyor, yoksa onlarınki mi?
"EVDEKİ DÜZENİ BEN SAĞLIYORUM"
- Süper, hem de çok süper! Çocuklar daha çok benim kontrolümde olduğu için evdeki düzeni de ben sağlıyorum. Evde olmadığım dönemlerde babasıyla program yapıp dışarı çıkıyorlar tabii ama Emre her zaman benim fikirlerime ve yaptığımız programlara saygı duyuyor. Çocukların iyiliği ve mutluluğu için bir şeyler yaptığımı bildiği için bana hiç “Niye bugün buraya gidiyorsunuz?” veya “İki gün neden arka arkaya oraya gidiyorsunuz?” demiyor.
Çünkü biliyor ki ben çocuklara soruyorum; o gün yemek mi yapmak istiyorlar, evde mi kalmak istiyorlar, parka mı gitmek istiyorlar, anneannelerine gidip simit mi yemek istiyorlar...
"ZAMANIM ÇOCUKLARIMA AİTTİR"
Ne istiyorlar sorarım. İmkanlarım dahilinde de elimden geleni yaparım. O yüzden benim işlerim, sporum, kişisel bakımım, tüm işlerim akşamüstü 16.00’da bitmek zorundadır çünkü sonrasında çocuklarımla oluyorum. Büyük oğlum okuldan geliyor, küçük oğlum öğle uykusundan kalkıyor. O saatten sonrası onlara aittir, çok önemli bir şey olmadığı sürece de bu değişmez.
Alişan’la dostluğunuz çok eski yıllara dayanıyor...
"ALİŞAN HEP ÇOK MUTLU VE POZİTİF"
Alişan’la her şey çok komik hale geliyor. O bitmeyen enerjisi, o saçma sapan sabah mutluluğu (gülüyor)... İnsanın hiç mi problemi olmaz dedirtiyor. İşe problemlerini asla taşımıyor. Çok kötü bir günümde olsam bile onu gördüğümde gözlerim parlıyor. Çünkü hep çok mutlu ve pozitif.
Bulaşıcı bir mutluluğu var. Tüm sezon boyunca sadece bir kez karnı ağrıdığı için yüzü asıktı, o da 15 dakika sürdü. Gerçekten enteresan bir çocuk. Geçen gün sabahın 8’inde takmış mikrofonu beline, göbek atıyor. Kendi kendine Roman havası yapıyor. Dedim ki “Ne kadar şanslı bir insanım, senin gibi çılgın komik bir partnerim var”...