MİT TIR'ları soruşturması kapsamında kasım ayında tutuklanan Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilci Erdem Gül için savcı, ikişer kez müebbet ve 30'ar yıla kadar hapis cezası istedi.
Hatay ve Adana'da durdurulan MİT TIR'larına ilişkin görüntüleri yayınladıkları için tutuklanan Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilci Erdem Gül hakkındaki soruşturma tamamlandı. İddianameyi hazırlayan savcı, Dündar ve Erdem için, "Devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme", "Devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla açıklama", "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen yada tamamen engellemeye teşebbüs etmek" ve "Silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek isteyerek yardım etme" suçlarından ayrı ayrı bir kez ağırlaştırılmış müebbet, bir kez müebbet ve 30 yıla kadar hapis cezası istedi.
"SELAM TEVHİD'DE KUMPAS" İDDİANAMESİNE GENİŞ YER VERİLDİ
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu'nda görevli Başsavcıvekili İrfan Fidan tarafından hazırlanan iddianame, 473 sayfadan oluştu.İddianamede Adana ve Hatay'da MİT'e ait TIR'ların durdurulması olayına geniş yer veren savcı, 'Selam Tevhid'de kumpas' iddianamesinin ayrıntılarına da yer verdi. TIR'ların Suriye'deki Türkmenlere yardım malzemesi taşıdığını, ancak bu TIR'ların FETÖ/ PDY terör örgütü yöneticisi ve üyesi konumundaki şüpheliler tarafından sahte ihbar ve deliller uydurularak durdurulduğu belirtildi. Bu eylemi gerçekleştirenlerin amacının Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve hükümetini Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde "Teröre destek veren ülke" sıfatıyla yargılatmak olduğu anlatılan iddianamede, Can Dündar ve Erdem Gül'ün de bu amaca hizmet ettiği kaydedildi.
YAYIN YASAĞINA RAĞMEN...
Yetkili merciler tarafından yapılan açıklamalarda soruşturma dosyası kapsamında, sahte ihbar tutanağı dışında MİT'e ait yardım TIR'larının herhangi bir terör örgütüne gittiğine dair hiçbir belge, bilgi, emare bulunmadığı belirtilen iddianamede, "Adana ve İstanbul Sulh Ceza Mahkemelerinden alınan yayın yasağı kararlarına rağmen şüpheliler Can Dündar ve Erdem Gül, özellikle 7 Haziran 2015 tarihli genel seçimlerden 1 hafta öncesine gelecek biçimde yayınlarına başlamışlardır" denildi.
"KÖŞE YAZILARINDAKİ AMAÇ HÜKÜMETİ TERÖRLE İLİŞKİLENDİRMEK "
Erdem Gül'ün "Besle kargayı....." başlıklı, Can Dündar'ın da "Gazap Eken Azap Biçer" başlıklı yazılarında, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin, "IŞİD terör örgütü'nü desteklediği ve anlayış gösterdiği" imajı verildiği belirtilen iddianamede, Dündar ve Gül'ün bu yazılarını 11 Ocak 2016 tarihine kadar da devam ettirdikleri belirtildi. İddianamede, "Amaç, Türkiye Cumhuriyeti devleti ve hükümetinin terör örgütlerine yardım ettiği yönünde ulusal ve uluslararası kamuoyu oluşturmak, hükümeti terörle ilişkilendirmek ve görevini yapamaz hale getirmektir. Bu amaç doğrultusunda şüpheliler, Türkiye Cumhuriyeti devletinin ulusal ve uluslararası yararları bakımından gizli kalması gereken nitelikteki bilgiyi casusluk maksadıyla temin etmiş ve ifşa etmişlerdir" denildi. Dündar ve Gül'ün bu soruşturmadaki konumunu, "FETÖ/PDY terör örgütünün işbirlikçiliği" olarak nitelendirilen iddianamede, "Bunun Türk Ceza Kanunu'ndaki karşılığı da, FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü'ne üye olmadan bilerek ve isteyerek yardım etmektir" denildi.
"CAN DÜNDAR, 17 VE 25 ARALIK GİRİŞİMLERİNİ DE MEŞRULAŞTIRMAYA ÇALIŞTI"
İddianamede, Can Dündar'ın 17 Aralık'tan iki hafta önce yazdığı "Siyasette Nasıl Geldiysen Öyle Gidersin" başlıklı yazısı ve 25 Aralık operasyonundan bir gün önce kaleme aldığı "Piyonlar Devrildi Sıra Şahlarda" başlıklı yazıları ile kamuoyunu FETÖ/PDY Terör Örgütü'nün amaçları doğrultusunda yönlendirmeye ve 17 ve 25 Aralık girişimlerini meşrulaştırmaya çalıştığı ileri sürüldü.İddianamede, "Şüpheli Can Dündar, 17 Aralık girişiminden iki hafta önce ve 25 Aralık girişiminden bir gün önce Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve hükümetine yönelik gerçekleştirilecek eylem ve girişimlerden haberdardır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Cumhurbaşkanı, Başbakanı, Bakanları, milletvekilleri, bürokratları, öğretim üyeleri ve iş adamlarının telefonlarının dinlendiği, bu kişilerin aile fertleriyle birlikte takip edildiği sözde soruşturmalarla ilgili olarak kendisine FETÖ/PDY Terör Örgütü'nün verdiği görevi yerine getirmektedir" denildi. Dündar'ın bu süreçte çektiği ve galası Brüksel'de yapılan "17 Aralık Belgeseli" ile ilgili finansmanın nereden sağlandığı konusundaki MASAK incelemesinin ayrıca devam ettiği de belirtildi.
"SELAM TEVHİD'DE KUMPAS" DAVASIYLA BİRLEŞTİRİLMESİ TALEP EDİLDİ
Gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül hakkındaki iddianamede, aralarında Fethullah Gülen, Emre Uslu, eski polis müdürleri ve bazı muvazzaf subayların da tutuklu bulunduğu MİT TIR'larına ilişkin 122 şüpheli hakkında açılan "Selam Tevhid'de Kumpas" davasıyla birleştirilmesi talep edildi.
SAVCI YARGILAMANIN KAPALI YAPILMASINI TALEP ETTİ
Savcı, iddianamenin sonuç kısmında ise, "Devlet yetkililerinin ulusal ve uluslararası görüşme kayıtlarının dosyada bulunması ve MİT TIR'larının durdurulması eylemi sebebiyle Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nde yargılaması yapılan şüpheliler hakkındaki duruşmaların gizli yapıldığına" dikkat çekerek yargılamanın kapalı oturumda yapılmasını talep etti. İddianame İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. Mahkeme, 15 gün içerisinde iddianamenin kabul veya reddine ilişkin kararını verecek.