İzmir depreminde 114 kişiye mezar olan binalardaki ihmaller zinciriyle ilgili başlatılan soruşturmanın sadece müteahhit ve fenni mesullerle sınırlı kalmaması gerektiğini belirten hukukçular; yapı ruhsatını veren belediye yetkilileri ve mimar odaların
İzmir’de yaşanan 6,6 şiddetindeki depremin yaraları sarılırken, yargı safhası da başladı. 114 kişinin hayatını kaybettiği, 1035 kişinin yaralandığı depremde yıkılan 7 apartmanla ilgili İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattı. Savcılık, müteahhit, fenni mesul ve market sahiplerinin aralarında bulunduğu 11 kişi hakkında gözaltı kararı verdi. Dün itibarıyla 9 zanlının gözaltı işlemi tamamlandı ve adliyeye sevk edildiler. İzmir depreminde 114 kişiye mezar olan binalardaki ihmaller zinciriyle ilgili başlatılan soruşturmanın sadece müteahhit ve fenni mesullerle sınırlı kalmaması gerektiğini belirten hukukçular; yapı ruhsatını veren belediye yetkilileri ve mimar odalarının da hesap vermesi gerektiğini söylüyor.
Gazetemize konuşan eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanvekili avukat Cengiz Ocakçı, hukuktaki asli ve feri fail kaidesine vurgu yaparak şunları söyledi: “Eve girip hırsızlık yapan asli faildir, dışarıda gözetleme yaparak buna yardımcılık yapan feri faildir. İkisinin suçu da cezası da aynıdır. Yani her ne kadar müteahhit de yapsa söz konusu binaların denetimini yapmakla hükümlü olanlar, suça yardımcılık yapan feri faillerdir. O binaya izin verenler, ruhsat verenler suçludur. Üstelik kendilerine ‘gelin binamızı denetleyin’ demelerine rağmen sessiz kalmışlar. Aynen müteahhitler gibi cezalandırılmaları gerekir. Cezalandırılmaları gerekenlerin başında da İzmir Büyükşehir Belediyesi yetkilileri gelir. İhmali olan ilçe belediyesi yetkilileri de yargılanmalıdır.”
Mimar ve mühendislerin depremdeki sorumluluğuna da değinen Ocakçı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Şehir Plancıları Odası’nın da burada suçu vardır. Bunlar çıkıp ‘biz üzerimize düşeni yapmadık, biz de sorumluyuz’ demiyorlar ama yargı bunların hesabını sormalıdır. Doğu’daki PKK olaylarında bile ses yükseltenler kendi mesleki hususlarında hiç ses çıkarmıyor. Ankara’da trafiği rahatlatmak için yaptığımız her projeyle ilgili yürütmeyi durdurma kararı aldıran TMMOB’a bağlı Şehir Plancıları Odası da sus pus? O binalar yapılırken TMMOB Şehir Plancıları Odası müteahhitten parayı alır, söz konusu binanın her türlü imar planlarının hepsini tasdik eder ve ondan sonra inşaat başlar. Belediye yetkilileriyle, müteahhitlerle birlikte bu meslek odası görevlileri de suçludur ve yargılanmalıdır.”
Yapı hususlarında ihmali olan belediye görevlileri hakkında cezai işlem yapılmasının şart olduğuna dikkati çeken avukat Yaşar Gürkan ise “Bir işi yapan vardır, bir de yönetmeliklere göre kontrol eden merciler. Son yıllarda denetim mekanizması oldukça sıklaşmıştır ama para ve adam kayırmalardan dolayı hâlâ belediyelerde ihmaller var. Denetimin söz konusu olduğu yerde cezai müeyyide de mutlaka olur. İhmali olan, gerekli işlemleri yapmayan belediyeler hakkında cezai müeyyideler devreye girmelidir. Yapı Kontrol Denetim firmaları da burada mesuldür. Ne yazık ki bunlar paraya mukabil gerçekleri saklayabiliyor. Teknik ve fenni raporları bir takım menfaatlerle gizleyebiliyorlar. İzmir depreminde de bu yönde ihmali olan herkes yargılanarak cezalandırılmalıdır” dedi.
Gürkan, sözlerini şöyle tamamladı: “Adet yerini bulsun kâbilinden iş yaparak çürük yapılara gerekli uyarıları yapmayanlara göz açtırılmamalıdır. Bu yolla kazanılan para da haram paradır. Haramla temeli atılan bir bina maddi olarak da manevi olarak da çürük olur. Kul hakkı yenerek işlenen bu kusurlar feci ölümlere sebep olmaktadır. Son İzmir depreminde ihmali olan kim varsa yargılanmalı ve bu afet tüm Türkiye’ye ders olmalıdır.”