CHP'deki aday belirleme süreci, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun istediği isimleri önce Merkez Yönetim Kurulu'na (MYK) getirmesiyle başladı. MYK'ya sunulan isimler, daha sonra Parti Meclisi'nde (PM) tartışmaya açıldı. CHP tüzüğüne göre aday tespitini yapmaya yetkili organ, PM. Dolayısıyla tüm adayların PM'de oylanarak kabul edilmesi gerekiyor. PM'de oylama yapılarak, bu yetki MYK'ya aktarılabiliyor. MYK da, yetkisini kullanmak üzere Genel Başkan'ı yetkilendirebiliyor.  

Yetkiyi kendisine aldı

Kılıçdaroğlu, istediği isimleri PM'ye getirdiğinde, tablonun kendi istediği şekilde şekillenmeyeceğini görünce bu sefer aday belirleme yetkisinin MYK'ya verilmesine yönelik öneriyi gündeme getirdi. Yapılan oylamada PM'nin bir bölümü itirazlarını sürdürdüler, ancak sayıları Genel Başkan'ı destekleyenleri geçemediği için karar, Kılıçdaroğlu'nun dediği yönde çıktı. Böylece aday belirleme yetkisi PM'den alınarak MYK'ya aktarılmış oldu. MYK da, yaptığı ilk toplantıda yetkisini Genel Başkan'a devretti ve böylelikle Kemal Kılıçdaroğlu, partideki tüm kademeleri devre dışı bırakarak, adayları tek başına belirleme yetkisini eline almış oldu.  

İtirazlar duyulmadı

Kılıçdaroğlu, eline aldığı aday belirleme yetkisini kullanarak, PM'nin itiraz ettiği tüm isimleri "partinin adayı" olarak ilan edince parti içinden isyan sesleri yükselmeye başladı. İstanbulKartal ilçe teşkilatı, tümüyle istifa ederek Ankara'ya yürüyüşe geçti. PM'nin 12 üyesi, adayların yeniden tartışılması için olağanüstü PM toplantısı isteyen dilekçeyi Genel Merkez'e ulaştırmakta güçlük çekti. Genel Merkez, aday listeleri YSK'ya teslim edildikten sonra  olağanüstü PM toplantısını yapabileceğini duyurdu. Böylelikle Kılıçdaroğlu'nun adaylarına itiraz edenlerin sesi hiçbir şekilde Genel Merkez'e ulaşamadı. 

Son çare YSK

Partide itiraz yolları kapanan ve seslerini hiçbir şekilde Genel Merkez'e duyuramayan partililer, aday listelerinin YSK'ya verilmesinin ardından "son bir çare" olarak YSK'ya başvurma yolunu denediler. CHP'nin özellikle adaylarına çok büyük itirazların yükseldiği bölgelerden YSK'ya, "adaylara parti yetkili organları karar vermedi" denilerek itiraz dilekçelerinin verildiği öğrenildi. Böylelikle parti içinde başaramadıkları mücadeleyi YSK'ya taşıyan partililerin son ümidi de YSK'nın, aday belirleme süreçlerinin partilerin iç işi olması nedeniyle bu konuda karar veremeyeceğini bildirmesiyle son buldu.