Hemen hemen her anne-babanın çocuk hekimlerine yönelttiği sorular dizisi vardır: “Çocuklarda alerjik hastalık olur mu ve olursa sık mıdır ? Çocuklarda bu alerjik hastalıklar daha önceden yok muydu ? Neden bizlerde (anne-baba) yok da çocuğ
Acıbadem Kocaeli Hastanesi Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr Ali Kaya bu soruların cevapları ile ilgili bilgi verdi.
Alerjik hastalıklar çocuklarda sıktır ve bu sıklık artıyor. Sizde genetik olarak var olan alerjik hastalık yatkınlığı, iyi bir çevrede yaşadığınız için görülmüyordur. Ama çocuğunuz bozulmuş bir çevrede (ekolojik ortam) yaşıyor ve gelişiyor. Bu nedenle çocuklarımızda alerjik hastalıklar ve astım sıklığı giderek daha da artıyor ve hastalık ağırlığı daha belirginleşiyor. Elbette bunda çevre değişikliği baş rolü oynamak yanında beslenme alışkanlığındaki değişikliklerin, stresin, sık antibiyoitk kullanımının vs rolü var.
Alerji günümüzün en hızla artan rahatsızlıklardan biridir. Özellikle bahar aylarında başlayan alerji mevsimi ile polenlerin alerjik etkisini pek çok insan özellikle de çocuklar hissediyor . Peki polen alerjisiyle başa çıkmak mümkün mü?
Endüstrinin gelişmesi ile birlikte atmosfere salınan sera gazları neticesinde her geçen yıl küresel ısınmanın sonuçlarını daha yakından hissetmeye başlıyoruz. Artık kışlar daha ılık geçiyor, daha az kar yağıyor ve ilkbahar daha erken ortaya çıkıyor. İlkbaharın ortaya çıkması ile de alerji mevsimi ve polen alerjileri kendisini göstermeye başlıyor.Bu aşamada alerjinin ne olduğuna kısa bir göz atalım:
ALERJI NEDIR?
Alerji en basit anlatımıyla, kişilerin gerçekte zararlı olmayan bazı maddelere karşı normalde olmaması gereken aşırı bir reaksiyon göstermesine deniliyor. Asıl görevi insanları tüm zararlı organizmalara karşı korumak olan bağışıklık sistemi bazı alerji yapıcı maddelere karşı Ig E adı verilen bir immünglobulin üretiyor. İşte genetik yatkınlığı olan bazı insanlarda aslında zararlı olmayan alerjenlere karşı üretilen bu protein alerji denilen aşırı bir reaksiyon geliştiriyor. Tıp dilinde alerji diye tanımlanan bu aşırı reaksiyonlarla karşılaşmamak için hassasiyeti olan kişileri bu maddelerden korumak gerekiyor. Çünkü söz konusu hassasiyetin vücuda çeşitli zararları da var. Alerjenle temas sonucu bu kişilerde göz , burun, solunum yolları ve cilt gibi organların bir veya daha fazlasında reaksiyonlar ortaya çıkıyor. Bu kişilerde, bu organlarda zaten var olan kronik iltihap alerjenle yoğun temas sonucu artarak abartılı reaksiyonlara yol açıyor. Alerjik rahatsızlıklar her yaştan insanı etkilese de bundan en çok çocuklar etkileniyor. Günümüzde 10 çocuktan biri alerjik durumla karşılaşıyor. Anne ya da babada alerjik bir durum varsa bu oran yüzde 25’lere kadar çıkıyor.
POLEN ALERJISI
Baharın gelmesiyle doğanın hareketlendiği, havanın, renklerin ve insanların canlandığını biliyoruz. Havanın güzel olmasını fırsat bilip pencerelerinizi sonuna kadar açıyoruz ya da parklarda bahçelerde yürüyüşlere çıkıyoruz. Ancak karşılaştığımız tek şey havanın güzelliği değildir; baharın vazgeçilmezi polenler mantarlar küfler ve diğer tüm alerjenlerdir.
Konu alerji olduğunda baharın müjdecisi polenlerin yol açtığı en önemli sorun; alerjiler. Havadaki polenler siz ne kadar istemeseniz de soluma yoluyla vücudunuza yerleşiyor. Bağışıklık sistemi aslında zararlı olmayan polenleri adeta düşman gibi görüyor ve veri bankasına kaydedip takip altına alıyor. Onlarla karşılaştığı zaman onlarca zararlı madde ortaya çıkıyor ve bu maddeler burun, solunum yolları, göz ve ciltte var olan alerjik iltihabı daha da arttıracak sonuçlara neden oluyor. Savaşa benzetilebilecek bu durumdan etkilenen siz de olabilirsiniz çocuğunuz da.
Bebeklik çağında, 5 yaşından büyük çocuklara göre daha farklı alerjiler görülüyor. Çok küçük yaşlarda en sık görülen alerji türü, besin alerjisi. Ayrıca yumurta ve süt alerjilerine de rastlanıyor. Bebeklik çağında bazı besinlerle başlayan bu alerjiler, bir süre sonra geçiyor. Ancak bu sırada astıma benzer belirtiler de ortaya çıkabiliyor. Çocukluk çağında görülen alerjik astım ise genelde ergenlik döneminde düzelebiliyor.
7-8 yaş civarında ise çocuklarda en sık rastlanılanı alerjik nezle. Polenlerin en büyük nedenleri arasında yer aldığı alerjik nezlenin belirtileri; burunda akıntı, tıkanıklık, hapşırık, kaşıntı. Ancak gerekli ilaçlar kullanıldığı takdirde bu sorun kontrol altına alınabiliyor.
En çok polen alerjisine yol açabilecek bitkilerin başında çimen, çayır ve arpa, yulaf, çavdar, mısır gibi hububat polenleri geliyor. Bunlar küresel ısınma ile birlikte artık mart aylarından başlayarak haziran dönemine kadar olan sürede reaksiyonlara yol açabiliyor. Yabani ot polenleri ve bazı ağaç polenleri ise sonbahara kadar olan dönemde bir takım belirtilerin ortaya çıkmasına neden olabiliyor.
Polen alerjisi olan kişilerin hemen hemen hepsinde göz ve burun belirtileri görülüyor. Gözlerde sulanma, kaşıntı, kızarıklık, burun akıntısı,tıkanıklık, hapşırık ve burun kaşıntısı görülebilen belirtiler. Bazı hastalarda ise alt solunum yolları da etkilenerek astım tablosu ortaya çıkıyor. Bu durumda nefes darlığı, öksürük, göğüste daralma hissi, hırıltı ve hışıltı görülebiliyor.
Polen alerjiniz varsa onun hayatınızı kolaylaştırmak için birtakım önlemler alabilirsiniz. İşte bu önlemlerden bazıları:
• Sabahın erken saatlerinde mümkün olduğunca dışarı çıkarmayın. Dışarı çıkmanız gerekliyse mutlaka filtreli koruyucu maske takın. Polenlerin sokaklarda kol gezdiğini hatırlayarak açık havada uzun süre kalmayın, pikniğe gitmeyin.
• Kapalı ortamlardaki hava da mümkün olduğunca polenlerden arındırılmalı. Bunun için evde ve arabada filtreli havalandırma veya hava temizleme cihazı kullanın
• Gözlük kullanıyorsanız gözlüğünüzü düzenli olarak yıkamayı unutmayın. Gözlüğüne yapışan her polen rahatsızlanmanıza neden olacaktır.
• Günlük kıyafetlerinizi yatak odanızda çıkartmayın.
• Evinizin camlarını polen mevsiminde kapalı tutun
Tedavide antihistaminik dediğimiz ve genelde günde tek doz kullandığımız antialerjik ilaçların kullanılması ile belirtilerin çoğunun üstesinden gelmek mümkün. Bunun yanı sıra burun veya göze lokal olarak kullanılan bazı damlaların tedaviye eklenmesi gerekebiliyor. Bu ilaçların bazıları kortizon içermesine rağmen bunların vücudun diğer organlarında herhangi bir yan etki yapması söz konusu değil. Polen döneminde şikayetleri uzun süren ve ilaç tedavisi ile istenilen sonuç alınamayan olgularda çok seyrek olarak halk arasında alerji aşısı olarak bilinen özgül immünoterapi yapılabiliyor. Bu da klasik olarak koldan cilt altına injeksiyon şeklinde uygulanabildiği gibi dil altına sprey şeklinde de verilebiliyor. Son zamanlarda çimen polenlerine karşı tablet şeklinde aşılar da geliştirilmiş olup hangi tedavinin size daha uygun olduğunu belirlemek için konun uzmanı olan bir hekimin kontrolünde olmanız gerekiyor.
Bu nedenle lütfen bu mevsimde sık ve süregen nezle-grip yakınması olan çocuklarınızda alerjik hastalık olabileceğini düşünün. Öküsürük yakınması olan ve can sıkıcı boyuta ulaşan çocukarda hele doktorunuz "bronşit" teşhisi koymuşsa alerjik astım olabileceğini düşünün. Bir başka yönü de düşünün: Tüm bu çocukluk çağı alerjik hastalıklarının erken teşhis konulduğu ve uygun izlendiği takdirde çok kolay tedavi edilebileceğini, yaşam kalitesini arttıracağını ve hiç bir zarar görmeyeceğini de bilin. Lütfen bu durumda bir çocuk hekimine başvurun. Burun alerjisi olan bir çocukda alerjik astımın da çok yüksek sıklıkta olabileceğini ve bu nedenle alerjinin buruna mahsus kalmayacağını unutmayın.