Anafartalar Kahramanı, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün Çanakkale Kara Savaşları sırasında, 10 Ağustos 1915'te idare ettiği Conkbayırı süngü hücumu sırasında canlarını veren kahraman Türk askerlerinin defnedildiği şehitlik bulundu.
Şehitliği tespit eden, Çanakkale Savaşları konusunda araştırmalar yapan Askeri Tarih Uzmanı Ömer Arslan, 108 yıl önceki süngü hücumuna ilişkin bilgiler aktardı.
Yeni Zelanda Piyade Tugayı'na bağlı birliklerin, kilitlenen Arıburnu cephesini açmak için 6-7 Ağustos 1915'teki Sarıbayır harekatıyla Conkbayırı zirvesine kadar ilerleyip, bu tepenin batı yamaçlarında tutunduğunu değerlendiren Arslan, Türk savunması tarafından üst üste yapılan takviye ve karşı taarruzların söz konusu Yeni Zelanda birliklerini söküp, geriye atmaya yetmediğini söyledi.
Arslan, Anafartalar Grup Komutanı Albay Mustafa Kemal'in, güney grubundan takviye olarak gönderilen 28 ve 41. Alayların katılımıyla 8. Tümen cephesinde bir süngü hücumu yaparak Conkbayırı eteklerindeki düşman birliklerini geri atmak istediğini belirterek, şunları anlattı:
''9 Ağustos 1915'te Arıburnu cephesini takviye etmek üzere harekete geçen 28. Alay'ın 1 ve 3. taburları ile bu alayın emrine verilen 70. Alay'ın 3. taburuyla saat 23.00'de Kördere'ye geldi. 23 ve 28. Alayların taarruza hazırlanacakları mıntıkalar, arazi üzerinde görüşüldü. Bu emir üzerine askerlerin çantaları sıhhiye ve istihkam hayvanları dışındakiler Kördere'de bırakılarak ağırlıksız olarak devam edilen yolda alay, saat 03.00'te Conktepesi'ne ulaştı. 8. Tümen tarafından gösterilen yerde 1. Tabur birinci hatta dört sıra olmak üzere, 3. Tabur ikinci hatta ve iki sıra oluşturuldu. Askere süngü taktırıldı, sağda 23. Alay da hazırlığı tamamladı. Saat 05.30'da alay komutanlarının aralarında kararlaştırdıkları işarete göre, 23. Alay Komutanı Recai Bey, elinde tuttuğu küreği ara vermeksizin yukarı aşağı çektirip indirerek hücum işaretini verdi ve asker hücuma kaldırıldı. Hep bir ağızdan 'Allah Allah' diyerek İngilizlere saldırdılar. Borazanlar durmaksızın hücum havasını çalıyorlardı.''
İngilizlerin bu baskıya fazla dayanamadığını, yaklaşık 20 dakika sonra Conktepesi önündeki iki siperin ele geçirildiği bilgisini veren Arslan, ''28. Alay 3. Tabur, 1. Tabur'u takviye etti. Alay Komutanı Hunker Bey, tekrar alayı hücuma kaldırdı ve bir hamlede Şahinsırt geri alındı. Bütün bu süngü hücumu ve siperlerin geri alınması, müttefiklerin geriye atılması yarım ila bir saat sürdü.'' dedi.
Arslan, 28. Alay'ın, bağlı olduğu 10. Tümen Komutanlığı'nca 10 Ağustos'ta gösterdiği kahramanlığı nedeniyle takdir edildiğini, 2. Ordu ve Güney Grup Komutanı Vehip Paşa'nın da 28. Alay'a tebriklerini ilettiğini, 28. Alay'ın Conkbayırı'nda göstermiş olduğu kahramanlığın devlet katında da karşılık gördüğünü, 28 Eylül 1915 tarihli iradeyle alay sancağına altın ve gümüş imtiyaz madalyası takıldığını dile getirdi.
8. Tümen 5 bin 679 zayiat verdi
Ömer Arslan, Türk ordusunun, sadece 8. Tümen cephesinde 10 Ağustos 1915 tarihinde 5 bin 679 zayiat verdiğine işaret etti.
8. Tümen'de en fazla zayiatı veren 23. Alay'ın bir günde 2 bin 73 askerinin savaş dışı kaldığını aktaran Arslan, ''28. Alay 1673, 24. Alay 1326 ve 41. Alay ise 607 zayiat vermiştir.'' dedi.
Arslan, 10 Ağustos'taki süngü hücumunda Conkbayırı üzerinde tahkimatla birlikte defin faaliyetinin de hız kazandığını bildirdi.
8. Tümen Komutanı Ali Rıza Bey'in emriyle, kuzey grubundan gönderilen amele bölüğü ve 8. Tümen Sıhhiye Bölüğü'nün özellikle geceleri definle meşgul olduğunu, Albay Ali Rıza Bey'in defin işlemlerinin istenen şekilde devam etmediğini görüp, 11 Ağustos'ta mıntıka komutanlıklarını ''Yarın sabaha kadar mıntıkada kokuşmuş, çürümüş şüheda ve düşman cesetleri görmeyeceğim.'' diyerek ikaz ettiğini belirten Arslan, mümkün olduğu kadar hızlı bir defin süreci yaşanıp, bazı bomba çukurları ve siperlerin defin için kullanıldığını söyledi.
Arslan, Çanakkale Muharebeleri'nin en kritik öneme sahip bölgelerinden olan Conkbayırı'nda binlerce şehit verilmesine rağmen bu civarda bir şehitliğin bulunmayışının yıllarca soru işareti olarak kaldığını, bu konudaki en önemli referans olan Şevki Paşa haritasında dahi Conkbayırı bölgesinde herhangi bir şehitliğin işaretlenmemiş olmasının sorunu daha da karmaşık hale getirdiğini kaydetti.
Sorumuzun cevabını krokide bulduk
Askeri Tarih Uzmanı Arslan, 1000'e yakın arşiv belgesi üzerinde çalışırken sorunun cevabını 28. Alay harp cerideleri içerisindeki bir krokide bulduklarını dile getirdi.
Söz konusu krokide şehitliğin ''28. Alay meşhedi'' olarak gösterildiğini anlatan Arslan, ''Krokiyi, bölgenin hava fotoğrafı üzerinden eşleştirdiğimizde bu alanın Conkbayırı ile 261 rakımlı tepe arasında, Sazlıdere'ye bakan yamaçlarında olduğu tespit edilmiştir. Yani 10 Ağustos 1915'te yapılan süngü hücumunda, 28. Alay'ın bulunduğu ve daha sonra 28 Tepesi adını alacak bölge civarında.'' diye konuştu.
Arslan, şehitliğin bulunduğu alanın, Mustafa Kemal Atatürk'ün 25 Nisan'da geri çekilen Türk askerleriyle karşılaşarak, süngü taktırdığı yere, 10 Ağustos'ta savaşı idare ettiği ve saatinin parçalanarak belki de hayatını kurtardığı yerlere de oldukça yakın bir konumda bulunduğunu söyledi.
Söz konusu bölgede yapılan arazi etüt çalışması sırasında tespitlerini kanıtlayacak nitelikte insan kemikleri, kafatasları, mezar formunda taş yığınları ve şahideler gördüklerine işaret eden Arslan, sözlerini şöyle tamamladı:
''Bu süreçte Conkbayırı şehitlerinin ebedi istirahatgahları tespit edilirken, ilk kez müstakil bir alay şehitliğinin varlığı da gün yüzüne çıkarılmış oldu. Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığına konuyla ilgili müracaatta bulunularak, bu alanın jeoradar taramasının yapılıp şehitlik tespitinin tescili ve ihyası talep edilmiştir. Çalışmalarım sırasında desteğini esirgemeyen kıymetli danışman hocam Dr. Öğretim Üyesi Barış Borlat'a ve Emekli Albay Murat Armutak'a teşekkürü bir borç bilirim. Çanakkale muharebelerinin en kritik noktalarından birisi olan ve 'vatanın kilidi' olarak nitelendirilen Conkbayırı'nda şehit düşen Mehmetçiklerimizin mezarlarının ihya edilmesi, kahramanlarımıza karşı minnet borcumuzdur. Bu tür çalışmaların artarak devam etmesini ve Cumhuriyetimizin 100. yıl dönümünde sahipsiz, kaderine terkedilmiş bir tek şehit kabrinin dahi kalmamasını temenni ediyoruz.''
Hibya Haber Ajansı