Vahdet Gazetesi yazarı Cübbeli Ahmet Hoca, geçen haftaki sohbetinde söylediği sözlerin Hakan Fidan'ı hedef aldığı şeklinde yorumlanan sözlerini bugünkü köşesine taşıdı.
Vahdet gazetesi yazarı Cübbeli Ahmet Hoca, bugünkü köşesinde kaleme aldığı yazıda tartışma yaratan sözlerine açıklık getiren getirdi. Cübbeli Ahmet Hoca "Ben yöneticilerimize hayırlı müsteşarlar nasip olması için dua ettim. Hakan Fidan'ı kastetmedim. Onu tanımam etmem. Hakkında menfi bir bilgim de yoktur" diyerek Hakan Fidan'ı kastetmediğini belirtti.
İşte yazının ilgili bölümü:
"Geçen haftaki sohbetimde söylediğim sözleri Hakan Fidan için söylediğim şeklinde haberler yaptılar. Ben yöneticilerimize hayırlı müsteşarlar nasip olması için dua ettim. Hakan Fidan'ı kastetmedim. Onu tanımam etmem. Hakkında menfi bir bilgim de yoktur.
Her konuştuğun lafın altından bir mana çıkararak 'Bunu şuna dedi, öbürünü buna dedi' diye haber yapıyorlar. Hâlbuki bu adamlara şunu demek lazım: Ben isim vermekten çekinen bir adam değilim. Huyumu bilen biliyor. Zaten diğerlerinden en büyük farkım isim vermem. İsim verdiğim içinde mektup adrese gidiyor. Herkes kimin ne mal olduğunu tanıyor.
"HİÇ ALAKASI YOK"
Geçen hafta hiç alakası olmamasına rağmen 'Hakan Fidan'a beddua etti' dediler. Böyle bir şey yokken nerden çıktı bu?! Bir defa ne bedduası bu?! Siz beddua mı görmediniz. Beddua 'Ocakları batsın, çocukları ölsün, zürriyeti kesilsin, evleri yansın' şeklinde olur. Ben nerde beddua yaptım?! Ben 'Yöneticilerimize hayırlı müsteşarlar nasip eyle' dedim. Ne var bunda? Mekke ve Medine'de okunan hutbeler dâhil krallar bile gocunmuyor bundan.
Bizimkiler niye gocunsun?
"BEDDUA ANLAMI TAŞIMAZ"
Memnun oluyorlar bize dua etti diye. Çünkü Mekke ve Medine'deki her Cuma hutbesinin değişmeyen dualarından biri 'Ya Rabbi kralın sırdaşlarını salihlerden eyle' duasıdır. Bunu Mekke ve Medine'ye gidip de Arapça anlayan herkes bilir. 'Ya Rabbi yönetici kimse ona hayırlı, salih sırdaşlar, müsteşarlar nasip eyle ki onu hayra teşvik etsinler, şerlerden men etsinler.' Bu duayı bizim yöneticilerimiz için de yapabiliriz. Gönül rahatlığıyla yapabiliriz. Beddua anlamı taşımaz.