Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Odası'nın Genel Kurul Toplantısı'nda konuştu.
Esnaf mahallenin abisi, güvenilirliğin ise timsalidir. Esnaf bu ülkenin her zaman çimentosu olmuştur. Esnaf yeri geldiğinde eline silah almış bu ülkeyi korumuş, yeri geldiğinde ise eline kalem alıp ülkenin geleceğine ışık tutmuştur.
O yüzden bugün bağımsız ve güçlü bir ülke isek bunu esnaf ve ahilik kültürüne borçluyuz.
Halkın oylarıyla seçilmiş 12'inci Cumhurbaşkanı olarak ilk kez böyle bir toplantı da konuşuyorum.
Yeni Türkiye bir yandan geleceğe yürüyüştür ama aynı zamanda o ahlilik kültürünün de yeniden yaşanmasıdır. Yeni Türkiye ile unutulan kültürümüz yeniden canlandırılacak. Bizim kültürümüzde rekabetin acımazısca olduğu bir ortam hiçbir zaman olmamıştır.
2023'e doğru yürürken bizi biz yapan değerleri ağırlık olarak görüp onlardan koparsak kaybederiz. Yeni Türkiye vicdanı olmayan bir Türkiye değil refahın vicdan terazisinde tartılıp dağıtıldığı bir Türkiye olacak. 2023'e 77 milyonun birliğini tesis ederek ulaşacağız.
TESK bugün 10 milyonluk bir kitleyi temsil ediyor. O yüzden sizler toplumdaki dayanışmanın anahtarını elinizde tutuyorsunuz. Bundan dolayı sizlerden bu süreçte destek istiyoruz. İsterim ki esnaflar birbirlerine çözüm sürecini anlatsın. Terörün bedelini Güney ve Doğu Anadolu'daki insanlar ödemedi. 81 vilayetimiz istisnasız bedel ödedi. İnşallah 77 milyon olarak bu sorunu çözeceğiz. Hiç kimse umutsuz olmasın. Türkiye'nin önünde bu meseleyi çözmekten başka bir çözüm yoktur. Esnaf ve sanatkarımızın bu hayati meselede daha fazla insiyatif alacağına yürekten inanıyorum.
Terörle mücadelede bir hususun altını kalınca çizmek istiyorum. Türkiye 30 yıllık terörle mücadelede hep yalnız bırakıldı. Belli ülkeler yaşanan gelişmelere seyirci kalırken bazı ülkeler ise bu teröre destek verdiler. Bu bölgede faaliyet gösteren kanlı terör örgütlerinin gün gelip kendilerine silahlarını doğrultacağını geç de olsa öğrendiler. Şu anda haklılığımızı görmüş durumdalar. Ama yetmez bizimle beraber bu mücadelede ne kadar yer alacaklarını hebberaber göreceğiz. Türkiye ayrım yapmaksızın her türlü terörün ve terör örğütünün karşısındadır. Biz İslami terör diye bir kavramı asla ve asla kabul etmedik ve etmeyeceğiz de. İslam kavram itibariyle barıştan türemiştir. Barış dinine kimse kalkıpta böyle bir kavramı yakıştıramaz. Biz bir defa mezhepçiliği redden bir dinin mensuplarıyız. İnsan canına kasteden her türlü yaklaşımın bizim nazarımızda kabul görmez.
Çoluk çocuk yaşlı demeden insanları katleden yaklaşımı nası kabul edebiliriz. Şu anda yurtdışında bazı basın mensupları Türkiye'ye karşı teröre destek verdiğine yönelik yayınlar yapıyor. Dün Amerika'da bir basın kuruluşu ise benim ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun hacı Bayram Camii'nin çıkışında görüntülenmiş fotoğrafımızı koyarak bizi terör örgütlerine destek vermekle suçluyor. En açık tabiri ile bu alçaklıktır hainliktir. Yok Türkiye petrol alıyor, yok Türkiye'de tedavi görüyorlarmış. Böyle bir şey asla mümkün değil.
Bizim için Musul'da alı konulan 49 can herşeyden önemli. O yüzden konuşurken dikkatli konuşmak zorundayız. Ancak görüyoruz ki bu bilinç muhalefet partilerinde yok.
Dünyanın en güçlü ekonomilerinin daraldığı ve yerinde saydığı bir dönemde Türkiye ekonomisi 2013 yılında yüzde 4'ü aşan bir büyüme yakaladı. Avrupa ülkelerinin hiçbirinde 1'i aşan bir büyüme yok.
Buna rağmen iki kredi derecelendirme kuruluşu çıkmış Türkiye'ye yönelik olumsuz açıklamalar yapıyor. Batmış bir Avrupa ülkesine artı puan verirken, siyaseten çökertemedikleri Türkiye'yi ekonomik olarak nasıl çökertirim onun hesaplarını yapıyor.
Biz bunlarla ekonomimizi büyütmedik biz dünyayı fellik fellik dolaşarak ekonomimizi büyüttük. O yüzden gerekirse bu iki kuruluşla ilişkimizi keseriz. Zaten bunları yıllık belli bir ücrette ödüyoruz.