GÜNCEL

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Güzel bir eseri İstanbul'a kazandıracağız

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Tarabya Köşkü'nde sanatçı ve sporculara verdiği iftarda yemeğinde konuştu. Taksim'deki AKM projesinin bittiğini kaydeden Erdoğan: "Güzel bir eseri İstanbul'a kazandıracağız." d

13 Haziran 2017 Saat: 10:21
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Güzel bir eseri İstanbul'a kazandıracağız
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Güzel bir eseri İstanbul'a kazandıracağız

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kültürü, sanatı,  sporu belli kesimlerin tekelinde tutma saplantısının ülkeye hiçbir faydası  olmadığı gibi, tam tersine bu tavrın her alanda üzüntü verici bir sığlığa yol  açtığını belirterek, "Teessürle belirtmem gerekir ki Türkiye'nin gücü ve  kapasitesiyle kültür, sanat ve spor alanında bulunduğumuz yer uyumlu değildir.  İrfandan yoksun bir kültür, sanat ve ahlaktan yoksun bir sporla hiçbir yere  varamayız. Bu yaklaşımla bırakınız dünya çapında isimlere ve eserlere sahip  olmayı, milletimizin asgari beklentilerini dahi karşılayamayız." dedi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile birlikte Tarabya  Köşkü'nde verdiği iftarda sanatçı ve sporcularla bir araya geldi.

İftarın ardından yaptığı konuşmasına, sanatçı ve sporcuların ramazan-ı  şerifini kutlayarak başlayan Erdoğan, bugün Ege Denizi açıklarında meydana gelen  6,3 büyüklüğündeki depremden etkilenen yerleşim yerlerindeki tüm vatandaşlara  geçmiş olsun dileklerini ifade ederek, "Allah'a hamdolsun, herhangi bir ölüm söz  konusu değil. Maddi hasarlar, bunlar telafi edilir fakat bu konularda da her  zaman için hazırlıklı olmamızın gereğini hatırlatmak istiyorum. Onun için de  imardı, kaçak yapılaşmaydı, bunların ne kadar önemli olduğunu hatırlatmakta fayda  mülahaza ediyorum. Aynı şekilde Yunanistan tarafında da depremden etkilenen  komşularımıza da buradan geçmiş olsun diyorum." diye konuştu.

Erdoğan, kültür, sanat ve sporun, toplumları bir arada tutan ortak  değerler olduğunu dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

  "Ülkemizde ise maalesef bu ortak değerlerimiz, uzun süre sadece belli  bir kesimin tekelinde olmuştur. Özellikle kültür ve sanat alanında öne  çıkabilmenin, ancak milletin değerlerine karşı olmakla mümkün olabildiği gibi  çarpık bir anlayış, ülkemizde hakim kılınmaya çalışılmıştır. Taksim'deki opera  binasının yenilenmesi, -yani Atatürk Kültür Merkezi'ni kast ediyorum- başta olmak  üzere daha iyisini, daha güzelini yapmak için atılan adımlar, bu çarpık anlayışın  saldırısına uğramıştır. Halbuki AKM aslında deprem sebebiyle ciddi bir hasara da  uğramış olan bir yerdir. Yani deprem tehlikesiyle karşı karşıya olan bir yer.  Bakınız burada sizlere belki de pek çoğunuzun  şu an itibariyle bilmediği bir  hususu ifade etmek istiyorum. Türkiye'nin hem kapasite teknik alt yapı bakımından  en modern batı ülkelerinde dahi örneğine pek az rastlanabilecek opera binası şu  anda neresidir biliyor musunuz? Bu eser Ankara'daki Cumhurbaşkanlığı  Külliyesi'nin bir parçası olan Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'dir. Bunu  yaptırırken tüm dünyayı mimar arkadaşlarıma gezdirttim. Dolaşın, çalışın ve  hakikaten en görkemlisini en muhteşemini ülkemizde yapacağız. Çünkü Türkiye'de  aslında opera binası yok. Ankara'da geçmişte olan adeta bir tiyatro binası ufacık  ama şimdi görkemlisini yaptık. Aynı anda 2 bin kişi alabilen, böyle bir opera  binasına sahibiz. 15 Temmuz ve iç güvenlik harekatlarındaki şehitlerimiz  sebebiyle maalesef bu opera binamızı asli amacına uygun etkinlikler için şu ana  kadar kullanamadık. İnşallah ülke ve millet olarak huzura ulaştığımızda bu  salonda, Türkiye'nin en seçkin sanatçılarının en güzel konserlerini,  gösterilerini, etkinliklerini takip etme imkanı elde edeceğiz.

Ülkemize böyle bir eseri (Beştepe Kongre ve Kültür Merkezi) kazandıran  anlayışı, Taksim'deki o sağlıksız ve kesinlikle çirkin yapıyı yıkıp yerine daha  güzel bir eser kazandırmak istediği için uzun yıllar boyunca yerden yere  vurdular. Ne sanatçı düşmanlığımız, ne sanata saygısızlığımız kaldı. Halbuki biz,  hem İstanbul'a hem de kültür sanat dünyamıza yakışır bir eseri ülkemize  kazandırmak için çalıştık. Harbiye Kongre Merkezi bunun bir örneğidir. Oradaki  Muhsin Ertuğrul neydi, biz onu şu anda ne hale getirdik? Şimdi inşallah  Taksim'deki Atatürk Kültür Merkezi'ni aynı mimari gruba yaptırdık, proje şu anda  bitti. Gerek yan gerekse arka taraftaki boşlukları da oraya dahil etmek suretiyle  yıkıp orayı yeniden hakikaten çok ama çok güzel bir eseri İstanbul'umuza  kazandıracağız. Proje çalışmaları bitti, işin uygulama bölümüne geçeceğiz."

"Bu tavır, her alanda üzüntü verici bir sığlığa yol açmıştır"

Kültürü, sanatı, sporu belli kesimlerin tekelinde tutma saplantısının  ülkeye hiçbir faydası olmadığı gibi, tam tersine bu tavrın her alanda üzüntü  verici bir sığlığa yol açtığını söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Teessürle belirtmem gerekir ki Türkiye'nin gücü ve kapasitesiyle  kültür, sanat ve spor alanında bulunduğumuz yer uyumlu değildir. İrfandan yoksun  bir kültür, sanat ve ahlaktan yoksun bir sporla hiçbir yere varamayız. Bu  yaklaşımla bırakınız dünya çapında isimlere ve eserlere sahip olmayı,  milletimizin asgari beklentilerini dahi karşılayamayız. Şimdi birileri hemen  diyecek ki 'efendim siz devleti temsil ediyorsunuz, şikayet değil, icraat  makamındasınız' bu sözün anlamı, 'kültürü, sanatı, sporu niye yönetmiyorsunuz'  ithamıdır. Bana göre bu da bir başka yanlış bakış açısıdır. Devlet kültürde,  sanatta, sporda yöneten değil, destekleyen, teşvik eden konumunda olmalıdır.

Çünkü devletin bizzat üstlendiği her iş ister istemez bürokrasiye,  hantallaşmaya, verimsizleşmeye mahkumdur. Hatta daha ileri giderek söylüyorum,  prensip olarak sanatçıların devlet memuru olmasını dahi doğru bulmuyorum. Ama  ülkemizin çorak kültür sanat ikliminde, özellikle klasik Türk müziği, Türk halk  müziği, folklor, hatta opera ve tiyatro gibi sanat dallarında devletin  çekilmesinin yol açacağı boşluğun şu anda doldurulamayacağını biliyorum. Şartlar   uygun hale geldiğinde tüm sanatçıların faaliyetlerini kendi özgür dünyalarında  icra etmelerinin en doğrusu olduğunu düşünüyorum."

"Skora değil niteliğe yönelmeli"

Erdoğan, devletle kültür sanat  faaliyetleri arasındaki sağlıksız ilişkinin, bir başka tezahür alanının da  belediyelerde göründüğünü ifade etti.

Halkın doğrudan günlük hayatına dokunan hizmetler yürüten  belediyelerin, kültür sanat faaliyetlerinde skora değil niteliğe yönelmesi  gerektiğini vurgulayan Erdoğan, belediyelerden bu faaliyetler için ayrılan ve hiç  de küçümsenemeyecek rakamlara ulaşan bütçelerini doğru kullanmalarını, halkın  hayatına dokunan işlere öncelik vermelerini beklediğini kaydetti.

"Nitelikli senaryolara ihtiyaç var"

Televizyon dizilerinin, son dönemde küresel düzeydeki en büyük kültür  başarısı olduğunu dile getiren Erdoğan, en son Körfez'de, Orta Doğu'da,  Hindistan'da yaptığı ziyaretlerde de Türk dizi filmlerinin beğenildiğini,  takdirle karşılandığını, özellikle Hindistan ziyaretinde bunu duyduğunu söyledi.

Erdoğan, yaptıkları anlaşmayla Hindistan ve Türkiye olarak ortak film  konusunda çalışmalar yapılacağını belirterek, "Bu konuda da nitelikli senaryolara  ihtiyaç bulunduğunu görüyoruz. Bilhassa tarihi dizilerin senaryolarının elbette  belgesel veya propaganda tarzında değil ama doğruları anlatacak şekilde  hazırlanması şarttır. Aksi takdirde kamu diplomasisi bakımından da ülkemiz için  büyük bir öneme sahip bu imkanı kendi ellerimizle heba etmiş oluruz." diye  konuştu.

Gençler spor dallarıyla geleceğe hazırlanma imkanı buluyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, son yıllarda tüm sancılarına ve  sıkıntılarına rağmen gerek tesisleşme gerekse mücadele bakımından, önemli mesafe  kat edilen alanlardan birinin de spor olduğunu belirterek, eskiden sadece birkaç  şehre mahsus olan büyük kapasiteli modern statlar, kapalı spor salonları, yüzme  havuzları, kayak pistleri ve diğer tesislerin bugün hızla Anadolu'ya yayıldığını  kaydetti.

Bakanlık, belediyeler, valilikler ve kulüplerin el ele vererek bu  doğrultuda adeta bir seferberlik ruhuyla çalıştıklarını ifade eden Erdoğan, bu  güçlü alt yapı üzerinde gençleri tüm spor dallarında geleceğe daha bilinçli, daha  teknik, daha profesyonel hazırlama imkanının elde edildiğini anlattı.

Erdoğan, futbolun popülerliği veya kitleleri etkileme gücüyle en çok  konuşulan spor dalı olsa da basketbolda, voleybolda, güreşte ve diğer pek çok  spor dallarında elde edilen başarıların iftihar verici olduğunu vurguladı.

Son zamanlarda atletizmde, halterde, jimnastikte elde edilen  başarıların bunun en güzel ifadesi olduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle devam  etti:

"Bu vesileyle son dönemde kazandıkları şampiyonluk kupalarıyla  ülkemizi gururlandıran tüm kulüplerimizi ve sporcularımızı tebrik ediyorum.  İnşallah ilk fırsatta şampiyon sporcularımızın hepsiyle bir araya gelecek  tebriklerimizi bizzat kendilerine de ileteceğiz. Başarılarıyla gençlerimiz  arasında birer sembol haline gelmiş sporcularımızdan, bu misyonlarına uygun  şekilde hareket etmelerini bekliyoruz. Siyasetçi de olsanız, sanatçı da olsanız,  sporcu da olsanız milletin gönlünde yer edinmek öyle kolay değildir. Ama bir defa  bunu başarmışsanız artık toplumsal bir sorumluluk da üstlenmişsiniz demektir. Bu  sorumluğu taşıyamayanlar, sadece kendilerine değil aynı zamanda temsil ettikleri  sanat ve spor camiasının tamamıyla birlikte milletimize de zarar verdiklerini  bilmelidirler. Buradaki her bir kültür sanat insanı ve sporcu kardeşimin,  ülkelerine ve milletlerine karşı sorumluluklarının bilincinde olduklarına  inanıyorum. Tabii ki bizim için önemli olan şu; sporcu, hepsinden öte sanatçı,  sanatkâr bu ülkenin birliği beraberliği için en önemli bizim dinamik  unsurlarımızdır. Dikkat ederseniz idealleşmede, ideal insan tiplerimiz hep  buralardan seçilir. Siyasetçiden sanatçıdan, sporcudan bakarsınız gençlik kendine  idoller oluşturur. Onun için de sizlerden beklentimiz çok ama çok fazla. Gençlik  idollerini arıyor sorusuna karşı, ben diyorum ki 'Gençlik idollerini buldu.'  diyebilmeliyiz. Bu konuda rahat hareket edebilmeliyiz ki ülkemizin birliği  beraberliği noktasında kimse bizi parçalayamasın. Çünkü birliği, beraberliği  yakaladığımız anda hiç endişe etmeyin Türkiye'yi kimse tutamayacaktır, Türk  milletini kimse bölemeyecektir."

Büyüme rakamları

Erdoğan, iyi gidildiğini, bugün büyüme rakamlarının açıklandığını  ifade ederek, Türkiye'nin ilk çeyrekte yüzde 5 büyüme yakaladığını hatırlattı.

Bunun çok çok önemli bir büyüme rakamı olduğunu, dünyada şu anda  birinci sırada büyüme rakamında Çin'in olduğunu belirten Erdoğan, ikinci sırada  ise Hindistan, üçüncü sırada da Türkiye ve Endonezya'nın bulunduğunu kaydetti.

Erdoğan, hedefin 2017 sonuna kadar bu büyüme oranını artırarak devam  ettirmek olduğunu dile getirerek, bu şekilde devam ettirilmesi halinde 2023  hedefinin rahatlıkla tutturulacağını söyledi.

Buna inandığını belirten Erdoğan, "Burada tabii gücümüz sizlersiniz.  Gücümüz gençlik. Genç nüfusumuz bu noktada çok çok önemli. İftarımıza  iştirakleriniz için sizlere teşekkür ediyorum. Rabbimden bizleri ramazan ayına  ulaştırdığı gibi, sağlıkla huzurlu esenlikle bayrama da kavuşturmasını niyaz  ediyorum." diyerek sözlerini tamamladı.

Programa, Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı'nın yanı sıra, aralarında  sanatçılar İbrahim Tatlıses, Bülent Ersoy, Emel Sayın, Orhan Gencebay, Ajda  Pekkan, Mustafa Keser, Uğur Işılak, Cengiz Kurtoğlu, Ayberk Pekcan, Murat  Yıldırım, Hakan Peker, Hande Yener, Kutsi, oyuncular Nurettin Sönmez, Cemal  Hünal, Hakan Ural, Necati Şaşmaz, Paralimpik Oyunları'nda masa tenisi branşında  altın madalya kazanan Abdullah Öztürk, milli rallici Burcu Çetinkaya ile milli  voleybolcu Neslihan Demir gibi isimlerin bulunduğu, sanat ve spor dünyasından  isimler katıldı.

YORUMLAR Üye Girişi

Bu Habere Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Bidünya Haber | Dünya ve Türkiye Gündemine uzak kalmayın. Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız
Yukarı ↑