Cumhurbaşkanı Erdoğan Çankaya Köşkü'nde Türkiye'ye dönen Musul konsolosluk görevlilerine sesleniyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Çankaya Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nde Türkiye'ye dönen Musul konsolosluk görevlilerine hitap ediyor.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları;
''Bir kez burada öncelikle sekiz ayrı noktada buna gurbet demeyeceğim ayrı bir çile diyeceğim dolduran siz kardeşlerim ve sizinle birlikte dolduran aileniz babanız kardeşiniz çocuklarınız. Aynı çileyi yaşadılar hepsine geçmiş olsun diyorum. Metanetle kurtuluşu beklediniz, hiç bir oyuna gelmediniz, tahriklere kapılmadınız. Bu sabrınız her türlü metanetin üstündedir.''
''BURNUNUZUN KANAMASI BİZİ KAHREDERDİ''
Orada bir kardeşimizin burnunun kanaması bizi kahrederdi. Umudumuzu hiç bir zaman yitirmedik. Bu umudu koruduk. Başarısız olmayı aklımızın ucundan dahi geçirmedik. İnşallah bu iş hayırlı bir şekilde geçecek dedik.
''İTİBARIMIZI KORUMAK ÖNEMLİYDİ''
Aynı zamanda Türkiye cumhuriyetinin itibarını muhafaza etmek önemliydi. Bize getirilen koalisyon tekliflerine evet diyebilirdik ama biz hemen bu işe evet diyemezdik. Çünkü bizim 49 canımız var biz bunlar hallolmadan adım atamayız dedik.
Konuşmak yerine iş yapmanın önemini bilirken bu arada rant sağlamaya çalışanlar da oldu. Onlar söyledikleri sözlerin, attıkları manşetlerin personelimizin canına mal olacağını düşünmezken, biz sabırlı olmak zorundaydık.''
''GELENLERE HER ZAMAN KAPIMIZ AÇIK''
Şuanda binlerce Suriyeli toprağımızda. Biz onları bir ensar vasfıyla karşıladıysak bu bizim milletimizin büyüklüğüdür. Bırakın biz biraz sıkıntı çekelim ama bu insanlara sahip çıkmak engelli bir yaşlı teyzenin toprağımıza geçişini gördük. Onu siz o bombaların altında nasıl bırakırsınız. O ufacık çocuklar sınıra kim bilir kaç kilometre yürüdüler. Bunlar seyredilebilir mi? Bunlar bizim ecdadımızdan aldığımız o ahlak, vicdan anlayışıdır Bunu yaşamak zorundayız. Ayrımcılık yok Kürt'ü de geliyor Arap'ı da geliyor ayrım yapmıyoruz hepsine kapımız açık.
''KAZA GEÇİREN SURİYELİ ÇOCUK''
Suriyeli bir çocuk arabanın altında kalmış İstanbul'da. Hastaneye götürülüp ailesine haber veriliyor. Zabıt tutulacak baba, "Şikayetçi değiliz Erdoğan bize ülkesinin kapılarını açtı. Çocuğum ölse de şikayetçi olmayacağım" diyor.
Böyle kardeşlerimiz de var tam tersi olanlar da ama biz bardağın dolu tarafına bakacağız. Ve yardımlarımıza devam edeceğim. Biz bardağın dolu tarafına bakacağız, bütün geleceğimizi iyilikler üzerine inşa edeceğiz. ''