Türkiye’nin artık terör örgütlerinin saldırmasını beklemeyeceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan “Bu örgütler, nerede yuvalanıyorsa gidip orada tepelerine bineceğiz” dedi.
CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, tüm dünyaya Türkiye’nin yeni güvenlik anlayışını ilan etti. Artık Türkiye’nin savunmada kalmayacağını vurgulayan Erdoğan “Terör örgütlerinin saldırmasını beklemeyeceğiz. Bu örgütler, nerede yuvalanıyorsa gidip orada tepelerine bineceğiz” dedi. Erdoğan, Suriye’de, Irak’ta Türkiye’ye yönelik tehditler olduğunda tehditlerin sınırlara dayanmasının beklenmeyeceğini söyledi. Tehditleri kaynağında yok etmenin, çözmenin çaresine bakılacağını ifade eden Erdoğan, sineklerle uğraşmak yerine bataklığı kurutmanın yollarının bulunacağını kaydetti. Erdoğan 28’inci Muhtarlar Toplantısı’nda gençlerin Lozan’ı araştırmasından rahatsız olunmasını anlayamadığını belirterek “Ben gençliğimizi bal arısı gibi görmek istiyorum, eşek arısı gibi değil” dedi.
1923 PSİKOLOJİSİ OLMAZ
“Misak-ı Milli niye rahatsız ediyor?” diye soran Erdoğan, “Misak-ı Milli’yi gündeme getiren kim? Gazi Mustafa Kemal. Niye rahatsız oluyorsunuz?” ifadesini kullandı. Erdoğan, MHP lideri Devlet Bahçeli’ye Misak-ı Milli konusunda verdiği destek için teşekkür etti. Kurtuluş Savaşı’na girerken hedefin Misak-ı Milli sınırlarına sahip çıkmak olduğunu hatırlatan Erdoğan şunları söyledi: “Maalesef hem batı hem de güney sınırlarımızda Misak-ı Milli hedeflerimizi koruyamadık. Asıl vahimi, zorunluluklardan kaynaklanan bu durumu esas olarak kabul edip kendimizi tamamen bu kabuğun içine hapsetme anlayışıdır. Biz işte bu anlayışı reddediyoruz. Türkiye’yi 1923’ten beri böyle bir kısır döngüye hapsedenlerin amacı, coğrafyamızdaki bin yıllık varlığımızı, Selçuklu ve Osmanlı geçmişimizi bize unutturmaktır. 2016 yılında 1923’ün psikolojisi ile hareket edemeyiz. Biz Kurtuluş Savaşımızı ‘hatt -ı müdafaa yoktur, sath-ı müdafaa vardır, o satıh bütün vatandır’ stratejisiyle kazanmış bir milletiz. İstiklalimizi bu anlayış ile kazandığımız halde bizi Cumhuriyet tarihimizin tamamını ‘hatt-ı müdafaa’ ile geçirmeye zorlayan anlayışı geride bırakmak mecburiyetindeyiz. 93 yıldır başımıza ne geldiyse bu anlayıştan gelmiştir.”
SAVUNMA DEĞİL, TAARRUZ
Erdoğan, eskiden bıçak kemiğe dayanmadan harekete geçilmediğini hatırlatarak “Bunun için, kapımız hiç boş kalmadı. Rahat nefes aldığımız dönemimiz hiç olmadı ve her dönem bu tür bedeller ödedik” diye konuştu. Türkiye’nin bu yanlış güvenlik anlayışını artık terk ettiğini ve artık bedel ödemek istemediklerinin altını çizen Erdoğan, “Bundan sonra sorunların kapımızı çalmasını beklemeyeceğiz, bundan sonra bıçak kemiğe dayanana kadar sabretmeyeceğiz, gırtlağımıza kadar bataklığa gömülmeye rıza göstermeyeceğiz. Artık sorunların üzerine biz gideceğiz. Terör sorunumuz mu var? Terör örgütlerinin gelip bize saldırmasını beklemeyeceğiz. Bu örgütler, nerede faaliyet gösteriyorsa, nerede yuvalanıyorsa gidip orada tepelerine tepelerine bineceğiz” değerlendirmesini yaptı. Erdoğan, Suriye’de, Irak’ta Türkiye’ye yönelik tehditler olduğunda tehditlerin sınırlara dayanmasının beklenmeyeceğini söyledi. Tehditleri kaynağında yok etmenin, çözmenin çaresine bakılacağını ifade eden Erdoğan, sineklerle uğraşmak yerine bataklığı kurutmanın yollarının bulunacağını kaydetti.
EL NUSRA HALEP’TEN ÇEKİLECEK
Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’ın telefon görüşmesinde, El Nusra’nın Halep’ten çıkmasını rica ettiğini anlatarak “Arkadaşlarımıza bu konuda gerekli talimatı verdik, onlar da bu çalışmayı yapmak suretiyle, El Nusra’yı Halep’ten çıkarma ve Halep halkının bu noktadaki huzurunu sağlama için bir çalışmanın içerisinde olalım diye aramızda böyle bir mutabakatı görüştük” dedi. Halep’ten olacak bir göç dalgasıyla Türkiye’ye 1 milyon kişinin daha geleceğini vurgulayan Erdoğan “Bunun bedelini kusura bakmayın da biz ödemeyiz. Bunu özellikle tahrik edenler, Türkiye ile masaya oturup bunu konuşmak zorundadır” diye konuştu. Erdoğan, PKK ve DEAŞ’ın saldırılarının yoğunlaşması, FETÖ’nün hala diri tutulmaya çalışmasının Türkiye’nin, Suriye’nin ardından, Irak’ta da doğru yolda ilerlediğinin işareti olduğunu belirtti.
Türkiye’nin Suriye ve Irak’ta yaşanan hadiseler karşısında da yeni güvenlik anlayışına uygun bir duruş sergilediğini anlatan Erdoğan, yıllarca Suriye’de hem mazlum Suriye halkının mağduriyetini giderecek hem Türkiye’nin sınırlarının güvenliğini sağlayacak bir çözüm bulunması için beklediklerine dikkati çekti. Erdoğan, “Ama baktık ki biz bekledikçe sorunlar üzerimize geliyor. Bir yanda DEAŞ terör örgütü, diğer yanda PYD/YPG terör örgütü karşımızda bayrak sallamaya başlayınca, anladık ki kimseden bize fayda yok. Kendi göbeğimizi kendimiz kesmemiz gerek” diye konuştu. Erdoğan şu ifadeleri kullandı:
MÜNBİÇ DE KUŞATILMALI
“Sahaya girince gördük ki aslında Suriye’nin sorunu DEAŞ değil, ortada bir taktik ve strateji oyunu var. Bu oyunu bozan Türkiye’nin iki ay önce başlattığı hamle olmuştur. İşte Cerablus DEAŞ’tan temizlendi. Rai, Dabık aynen DEAŞ’tan boşaltıldı. Birileri bize akıl veriyor, ne diyorlar? ‘Dabık’a girdiniz, iyi, bundan dolayı tebrik ederiz, kutlarız ama daha aşağı gitmeyin.’ Daha aşağıda ne var? El Bab var. Kusura bakmayın, biz oraya da gideceğiz. Niye gideceğiz? Çünkü bizim tehdidi altında olduğumuz yer, çizgi olarak söylüyorum, Dabık’ta bitmiyor. El Bab’ın da güneyine doğru iniyor. Oradan bizim Münbiç’i de koalisyon güçleriyle beraber kuşatma altına almamız lazım.Münbiç’i kim işgal etmek istiyor? PYD ile YPG. Biz Amerikalılara dedik ki ‘buradan PYD, YPG gidecek’ Bakalım söz verdiler. Tamam giderse mesele yok. ‘Rakka’da beraber hareket edebilir miyiz?’ Dedik ki ‘edebiliriz.’ Biz buna da varız. Fakat şu anda, benzer bir senaryo, mezhep çatışması çıkarmak üzere Musul’da sergileniyor. Kendi ülkesini terör örgütlerinin cirit attığı bir yer haline getiren Bağdat yönetiminin bu oyunun gerçek aktörü olmadığı gayet açıktır.” Erdoğan, asıl meselenin bölgenin yeniden yapılandırılması meselesi olduğunu ifade etti.
MUSUL’DA OLACAĞIZ
Bağdat hükümeti ve Esad rejimi gibi yapılar ile terör örgütleri eliyle hayata geçirilmeye çalışılan bu projenin, Türkiye’nin bekasını tehdit ettiğinin altını çizen Erdoğan, “Hiç kimsenin bu oyunda bize biçtiği role rıza göstermek zorunda değiliz. Türkiye olarak kendi planlarımızı uygulamaya başladık.” dedi.
Erdoğan, Musul meselesini, Musul’da çözmek mecburiyetinde olduklarının altını çizdi. Musul’un mezhepçiliğe feda edilmesi durumunda sorunun Türkiye sınırına dayanmasının engellenemeyeceğine işaret eden Erdoğan, Suriye’de hangi amaçla ve nasıl harekete geçildiyse, Musul içinde aynı şekilde davranmakta kararlı olduklarını, Musul’un farklı bir mezhep anlayışına terk edilemeyeceğini bildirdi. Şia düşmanı olmadıklarına, bunun sadece bir yorumdan ibaret olduğuna işaret eden Erdoğan, Musul’da etkin olan ülkelerin, Türkiye’nin hakkına saygı göstermesi gerektiğini yineleyerek, şöyle dedi: “Biz burada sınırdaş olacağız, biz söz söylemeyeceğiz, sınırı olmayanlar, aman yarabbi, onlar istediği gibi kesecek, biçecek, ondan sonra da elbiseyi yapacak. Yok böyle bir şey. Biz kendi istiklalimizi ve istikbalimizi korumak için mücadeleyi nerede yürütmemiz gerekiyorsa orada olmak istiyoruz. Şu anda bunun yeri Musul’dur. Öyleyse biz Musul’da olacağız.”
JETLERİMİZ HAREKATTA YER ALACAK
Hava unsurlarının Musul operasyonuna katılması konusunda mutabakata varıldığını anlatan Erdoğan, “Şimdi bizi PKK ve DEAŞ ile oyalayıp, Musul’dan uzak tutmaya çalışıyorlar” dedi. Erdoğan, orada da PKK’nın olduğunu, 3 bin teröristi söz konusu bölgeye gönderdiğini bildirdi. Erdoğan, “Tüm bu gerçekler ortadayken, bize söylenen yalanlara daha fazla tahammül gösterebilir miyiz? Bizim geleceğimizi terör örgütleri eliyle biçimlendirebileceklerini sananlar yanılıyorlar “ dedi. Erdoğan “Meseleyi ‘inceldiği yerden kopsun’ noktasına getirmek istemiyoruz ama yeni güvenlik anlayışımızın gereği olarak sorunları kapımıza dayanmadan çözmekte de kararlıyız” diye konuştu.