Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da toplu açılış töreninde konuşuyor
İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
Türkiye’nin son 17 yılda yaşadığı büyük değişimin en somut hissedildiği alanların başında sosyal güvenlik sistemimiz geliyor.
Geçmişte işçi için ayrı, memur için ayrı, esnaf için ayrı verilen hizmetleri tek çatı altında birleştirdik. Vatandaşlarımızın taleplerine doğrudan hizmeti verecek bir iletişim ağı vurduk.
Elektronik devlet uygulamalarıyla da geçmişte fiziki mekanlarda ve kağıt üzerinde yürütülen pek çok hizmeti elektronik ortama taşıdık. Muhtarlar ve korucuları devlet şemsiyesi altına aldık. Pek çok kesime fiili hizmet süresi hakkını verdik.
Emekli maaşlarını insani düzeyde hayat sürebilecek seviyeye çıkarttık.
Emekli maaşlarını 4 kata varan oranlarda artırdık. Hiçbir emekli maaşının 1000 liranın altında kalmamasını sağladık.
Son olarak emeklilerimize kurban ve ramazan bayramlarında biner lira ikramiye vermeye başladık. Yurt dışında çalışan vatandaşlarımızın sosyal güvenlik sistemimize intibakları için her türlü kolaylığı gösterdik.
Geçtiğimiz 17 yılda sosyal güvenlik alanının sağlık hizmetleri boyutunda çok önemli ilerlemeler sağladık.
Sağlık hizmetlerinden yararlanmada prim borcu sürelerini esnettik. Ülkemizdeki sistemde herkese birinci sınıf sağlık hizmeti sunuyoruz.
Sağlık karnesi gibi, yeşil kart gibi vatandaşlarımızı rencide eden uygulamaların tamamına son verdik.
Artık vatandaşlarımız istedikleri hastaneden sağlık hizmeti alabilmekte, istediği eczaneden ilaçlarını temin edebilmektedir.
Biz gelmeden önce hatırlayın; bir ilaç reçetesindeki ilaçların hastaneden ya bir tanesini ya iki tanesini alabiliyorduk. Diğerlerini ‘git paranla al’ diyorlardı. Ama şimdi onlar kalktı. Şimdi böyle bir şey yok.
Elektronik reçete sistemiyle yanlış ilaç, yanlış doz gibi sorunları ortadan kaldırdık. Ödeme listesindeki ilaç sayısını iki katından fazla artırdık. Evde verilen sağlık hizmetinin finansmanını üstlenerek dünyada eşine az rastlanır seviyeye ulaştık.
Tüp bebekten kalıtsal hastalıkların tedavisine, ruhsal problemlere kadar pek çok tedaviyi ödeme kapsamına aldık.
Kanser tedavisinde oldukça yüksek bedeli olan işlemlerden ilave ücret alınmasının önüne geçtik. Yerli ilaç üretimine özel önem verdik. Bu konuda tüm yaşanan sıkıntıları yakından takip ediyorum ve inşallah kısa sürede hepsini de aşacağız.
Ateşli silah ve trafik kazaları kaynaklı üç boyutlu protez ihtiyaçlarının bedellerini karşılamaya başladık. Şimdi protez olayında da annelerin babaların yanındayız.
Çalışmalarımız sonucu kayıt altındaki aktif sigortalı sayısı 21 milyon 410 bin oldu. Kayıt dışıyla birlikte toplam istihdam 29 milyonun üzerine kadar çıktı. İstihdamda son dönemde yaşadığımız kayıpları da hızla telafi ediyoruz.
Daha önce yüzde 8,4 seviyesine kadar düşürdüğümüz işsizlik oranı, geçtiğimiz yılın ağustos ayında maruz kaldığımız kur faiz saldırısının ardından yüzde 14’e kadar çıktı. Bu oranın özellikle eylül verisinin belli olmasıyla birlikte yeniden düşmeye başlamasını bekliyoruz.
Göreve geldiğimizde IMF’ye borç neydi? 23,5 milyar dolar. Bunu sıfırladık, artık bizim IMF ile işimiz yok.
Merkez Bankası’nın döviz rezervi şimdi 105-16 milyar dolara çıktı. Başbakanlığım döneminde 135 milyar dolara kadar çıkmıştık, tekrar oralara çıkacağız ve daha da arttıracağız.
Yine Eylül ayında sanayi üretiminin yıllık yüzde 3,4 artış göstermesi yıl sonu büyüme rakamının artı olacağını işaret ediyor. Turizmde gerçekten bereketli bir sezon geçiriyoruz. Şu anda görünen o ki bu yıl turist sayısı 50 milyonu aşacak. Türkiye artık önemli bir destinasyon oldu dünya. Açılan şirket sayısı yüzde 22’ye kadar arttı. Ana muhalefet yalan söylüyor. Bunlar hesabı kitabı da bilmiyorlar.
Bak faiz maalesef yüzde 30’ların üzerine yüzde 40’kara doğru gitmişti. Ne oldu? Bir merkez bankası başkanını görevden aldık, yeni merkez bankası başkanımızla beraber hamdolsun faiz oranı yüzde 13,5’a kadar indi, daha da inecek. Ve enflasyon tek haneli rakama inecek 2020’de.
İstihdam da artacaktır, üretim de artacaktır, bu ne demektir büyüme de artacak.
Ülkemizin risk primi, borçlanma maliyetimiz sürekli azalıyor. Borsamız ne oldu? Şu anda 105. Biz geldiğimizde 11’di 11. Şimdi 105-106’lara geldi. Aylık enflasyon yüzde 8,6 ile evet son 1,5 yılın en düşük seviyesine indik. Ekonomik güven endeksi son 15 ayın zirvesine çıktı. Faizlerin gerilemesinden, konuttan otomobil satışına her alanda hareketlenme başladı.
Hatırlayın; Savaş Ay’ın o programını hatırlıyorsunuz değil mi? Rezalete bakın. Bay Kemal’e 5 tane koyun teslim edin inanın kaybeder gelir. İşte en dinamik, kendini güçlü hissettiği zamanda kendisine SGK’yı verdiler hal ortada. Ne diyor? “10 yıl önce daha iyiydi, şimdi daha kötü”
Zarar ediyor diyor. Halkıma hizmette zarar ediyorsak edelim. Ama bunlar götürdüler hep. Onun için de halka hizmet veremediler. Kirli poşetleri tekrar vatandaşıma sattılar. Kan revan içindeki o serum şişeleriyle ne yazık ki tuvaletleri doldurdular. Sağlam girsen hasta çıkarsın o hale getirdiler. SGK’ya yapılan bütçe transferlerine yönelik eleştirilerin çoğu ne anlama geldiği bilinmeden yapılıyor. Daha da vahimi, geçmişte faize ödenen paraların doğrudan millete hizmet için kullanılmasından da rahatsız oluyor. anayasamıza göre, zorunlu olan genel sağlık sigortasına 30 yıl boyunca niçin geçilemediği izah edemeyenler yapılan işi eleştirmek için sıraya giriyor.
Tutturmuş bir EYT, erken emeklilik. İskandinav ülkelerinin hepsi bu sistemle battı. Bizim ülkenin başına da bu erken emekliliği dolayanlar bunun bedelini ödediler. Niçin erken emeklilik? Bırakalım ne zaman emekli olması gerekiyorsa o zaman emekli olsun ve parasını alsın. Erken emekli olduğu zaman ideal ücreti alamayacak hem de ikinci bir iş aramak suretiyle ikinci iş ile işsizliğe öncü olacak. SGK sistemimizin çökmesini istemelerinin tek sebebi kaos ortamından kendilerine siyasi rant devşirme hesabıdır.
Biz bunu yapmayacağız. Arkadaşlarıma söylüyorum. Beni bu yola asla teşvik etmeyin. Milletimin zararına olan bir şeye asla yokum. Seçim kaybetsek de yokum. Bütün dünya bizim sistemimizi kendine uyarlamaya çalışıyor, bizdeki bazı köhne zihniyetler sistemi çökertmek için hinlik peşinde koşuyor.