Geçtiğimiz hafta HDP il binasında öldürülen Deniz Poyraz üzerinden öylesine soytarılıklar sergileniyor ki.. İnsanın çıldırası geliyor..
Deniz Poyraz’ın öldürülmesini kınıyoruz dedik.
Kendisi PKK’lılara destek mahiyetinde tavrı olsa bile.
Cinayetten sonra dahi, babasının “Dağdaki aslanlar” ifadesi ile PKK’lı teröristlere verdiği desteğin kabul edilemez bir vatan hainliği olduğu tartışmasız olsa da..
Yine de bu yanlışların, Deniz Poyraz cinayetini meşrulaştıramayacağını söyledik.
Ama..
HDP yetkililerinin, aklımızla alay edercesine..
Dillendirdikleri şu söylemleri, nereye oturtacağız?
“Bu ülkede on yıllardır katiller yaratan karanlığın varlığı bizler çok iyi biliyor ve tanıklık ediyoruz. İzmir katliamını gerçekleştiren tetikçi tabii ki tek başına değildir. Onu yönlendiren, tetiği çektiren güçlerin varlığını hiç kimse inkar edemez. Bu ülkede işlenen her bir cinayetin altından aynı ortak profil çıkıyor.”
Bir cinayet bile önemlidir..
Bir insanın ölümü, bütün insanlığın ölümü gibidir..
Bunlar bizim temel kabullerimiz.
Ama..
Bir cinayeti dilinize dolayıp..
O cinayetin üzerinden, sanki hemen her gün benzeri cinayetler işleniyormuş gibi algı oluşturarak “on yıllardır katiller yaratan” derseniz..
Somut birçok veri eşliğinde çıkarımda bulunmuşsunuz gibi, “Tetikçi tek başına değildir” derseniz..
Bizim de bu sözleri sarf eden HDP’nin eşbaşkanı Pervin Buldan’a sormamız gerekmez mi: “Sizin son birkaç yıl içinde söylediğiniz, söyleyebileceğiniz cinayet Deniz Poyraz cinayeti. Faili de yakanaldı. Hesap verecek. Peki PKK’lıların cinayetlerini hiç saydınız mı? Son birkaç yılda işlediklerini değil. Son bir yıl içinde işlediklerini değil. Son bir ay içindeki cinayetleri bile saymadınız. Kınamadınız. ‘Katiller’ demediniz. ‘Tetikçi tek başına değil’ demediniz.”
Öyle ya..
Cinayetlere karşı çıkıyorsanız.
Partinizin binasında çalışana yönelik cinayete de karşı çıkmalısınız.
Partinizin binasındakilerinin övdüğü eli kanlı teröristlerinkine de karşı çıkmalısınız.
Hatta.
Partinizin binalarında görev yapanların övdükleri teröristler, onlarca cinayete imza atmışlar ise.
Bunları çok daha yüksek sesle kınamalısınız..
“Tetikçi tek başına değildir” ile nereye varacaksınız?
Bir cinayet üzerinden, nerede ise 83 milyonluk nüfusa sahip devleti suçlamaya kalkıyorsunuz..
Ama. Binlerce cinayeti olan PKK’ya, şu ana kadar tek kelime ile kınama yapmamış vicdansızlardansınız..
PKK’lı teröristler, karakolları basarken, yollara döşedikleri bombalarla askerleri şehid ederken, bir kişi ile değil, onlarca kişi ile hareket ederlerken..
Onlara destek veren HDP’liler olarak, o partinin yöneticileri de o suçlarda payları olduğu apaçık ortada iken..
“HDP, terörle irtibatı olmadığı iddiasında ise, PKK’yı kınasın” dediğimizde..
Üstelik, HDP il binasındaki cinayeti, bütün Türkiye kınadığı halde..
“Bizim neyi kınayıp, neyi kınamayacağımıza siz karar veremezsiniz” diyerek, adeta cinayetleri destekleyen riyakarlıkların sahipleri, şimdi kalkmışlar, “Tetikçi tek başına değildir” diyorlar..
Evet, doğru söylüyorlar..
Tetikçi tek başına değildir. Arkasında siz varsınız. HDP yöneticileri var. HDP yönetiminin, PKK’yı kınamayan, rezil tavrı, o cinayetin arkasındaki bahanelerden birisidir.. Biz yine de İzmir’deki cinayeti tasvip etmeyiz, meşrulaştırmayız. Ama, HDP’lilerin, PKK’yı kınamayan alçak tavırları, İzmir’deki cinayete zemin hazırlayan bir tavırdır!
Bakın, bir cinayet üzerinden daha ne çıkarımlarda bulunuyor, HDP Eşbaşkanı Pervin Buldan:
“Katilin profili bize ortak bir yüzü göstermektedir. Halkların kimliğine, diline, inancına karşı olan nefrettir, Kürt, kadın düşmanlığıdır.”
Affedersiniz.. Bu Pervin Buldan, PKK’nın işlediği cinayetler için de, hedeflerinde kimin olduğunu bile bilmedikleri bir organizasyonla, kimi zaman halkın geçtiği caddelerin kenarındaki çöp kutusunu patlatarak, kimi zaman otobüsün içinde bomba patlatarak işledikleri cinayetlerde de, “Katilin profili, size ortak yüzü göstermiyor mu, Pervin hanım?”
Evet, o “ortak yüz”, gerçekte siz değil misiniz, Pervin hanım..
Devam ediyor, “PKK terör örgütü değildir” alçakça sözleri ile tanıdığımız Pervin Buldan:
“Kendisinden olmayan herkesi Türkiye düşmanı olarak gösteren, tehdit eden, hedef haline getiren AKP Genel Başkanı’nın düşmanlaştırıcı diliyle İzmir katliamcısının kurduğu ilişkiyi asla ve asla saklayamazsınız.”
Kendisinden olmayan MHP’lilere, BBP’lilere, Yeniden Refah Partililere ve daha birçok partiye, PKK yandaşı açıklamaları olmadığı halde, “bizden değilsiniz, Türkiye düşmanısınız” diye bir tane açıklama gösterebilir mi, Buldan?
Ama..
Milliyetçi geçinen İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener de olsa, Apo’nun heykelini dikmekten bahseden birisi ile kahvaltı hazırlığı içine giren kişiye, “Türkiye düşmanı” denilmesinden kim, niye rahatsız olur ki?
Halkı Kobani bahanesi ile sokağa çıkmaya ve ortalığı yakıp yıkmaya çağıran, sonuçta da Yasin Börü gibi 16 yaşındaki bir çocuğun öldürülmesine sebep olan Selahattin Demirtaş tutuklandığında, “Serbest bırakılması gerekir” diyen Temel Karamollaoğlu’na, bu sözleri sebebi ile “Türkiye düşmanlığı yapıyor” denilirse, buna kim karşı çıkabilir ki?
Aynı Pervin hanım, şunu da söylemekten çekinmiyor:
“Yıllardır bu cinayet iklimini inşa edenler bu nefret dilini el birliğiyle yayan iktidar zihniyetidir!”
Bir cinayet üzerinden, “Tetikçi yalnız değil”, “Arkasındaki karanlık yapı”, “ortak yüz”, “cinayet iklimi” ve daha nice ifadelerle cinayeti kınayanlara bile saldıran Pervin hanım, “PKK terör örgütü değildir” sözleri ile binlerce insanın öldürüldüğü cinayet ikliminin faili olduğunu, acaba hiç düşünmez mi?
Bu ülkede, Yasin Börü’ler öldürüldü. Eren Bülbül’ler öldürüldü. Aybüke öğretmenler öldürüldü.
Kaymakamlar, savcılar, din adamları öldürüldü..
Bu cinayetleri, sanki övünülecek bir iş yapmış gibi, üstelenen PKK’ya “’terör örgütü değildir” diyen Pervin Buldan’lara sormamız lazım: “Deniz Poyraz’ın, Aybüke öğretmenden farkı nedir? Eren Bülbül’den farkı nedir? Yasin Börü’den farkı nedir?”
Ki..
Birinin katiline demediğinizi bırakmıyorsunuz.
Diğerlerinin katillerinin ise heykelini dikmeye kalkıyorsunuz?
Bu ne utanmazlık, ne riyakarlıktır..