GÜNCEL

Deniz salyası sonrasında Marmara’nın tükenişi! 'Ölü deniz haline geldi!

Marmara Denizi’nden son günlerde art arda ‘felaket’ fotoğrafları geliyor. Tehlikenin adı ‘müsilaj’, yani deniz salyası. Aşırı kirlenmenin sonucu olarak deniz yüzeyini sarı-beyaz peltemsi bir tabaka sarmış durumda. Denizin dibi

3 Haziran 2021 Saat: 11:27
Deniz salyası sonrasında Marmara’nın tükenişi! Ölü deniz haline geldi!
Deniz salyası sonrasında Marmara’nın tükenişi! 'Ölü deniz haline geldi!

Marmara Denizi’nden son günlerde art arda ‘felaket’ fotoğrafları geliyor. Tehlikenin adı ‘müsilaj’, yani deniz salyası. Aşırı kirlenmenin sonucu olarak deniz yüzeyini sarı-beyaz peltemsi bir tabaka sarmış durumda. Denizin dibi de aynı kirlilik nedeniyle görünmüyor.

Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) bilim danışmanı Dr. Erol Kesici, Marmara Denizi'ndeki müsilaj tehlikesiyle ilgili inceleme yapan uzmanlardan. Dr. Kesici, müsilaj oluşumunu, denizlerin aşırı kirlenmesi ve tükenişinin göstergesi olarak açıklıyor: “Bu ne doğa olayı ne de doğal olay. İnsanın denizlerde neden olduğu felakettir. Müsilaj, suların aşırı kirliliğinin göstergesidir, bulaşıcıdır, yayılmacıdır, geç kalınmakta ve acilen bilinen önlemler alınmalıdır.”

SU KAYNAKLARINA YAYILIR 

Müsilajlaşmanın genellikle tek hücreli mikroorganizmalar olan alglerin aşırı çoğalması olduğunu belirten Dr. Kesici, şu bilgileri veriyor: “Deniz salyası, denizlere, kanallara, tatlı su kaynaklarına, dereler ve yer altı sularına yayılır. Marmara bir iç deniz, hassas dengeleri var. Son 40 yıl içinde sürekli derin deşarjla kirletilen denizin, bünyesinde tutamadığı aşırı kirliliği kusmasıdır. Önceki yıllarda da sürekli yaşanan, taşınan insan atıklarının kirlilik göstergesidir.”

DİNLENDİRİLİP TEDAVİ EDİLMELİ 

Marmara'nın 'ölü deniz' haline geldiğini vurgulayan Dr. Erol Kesici, şubat ayında sadece belirli bölgede artış gösteren alg kolonilerinin, ortam ve hava koşullarına bağlı olarak tüm Marmara ve Ege Denizi'ne yayıldığını söyledi.

Dr. Kesici, “Ekolojik bir yıkıma doğru sürüklenen Marmara Denizi, tedavi edilerek dinlendirilmeli, koruma altına alınmalıdır” uyarısında bulundu.

 

ŞEHİRLERİN YÜKÜ ONDA 

Marmara Denizi çevresinde, Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 20’sinin yaşadığına dikkat çeken Dr. Kesici, tehlikeyi Marmara’ya akan kirliliğin rakamlarıyla anlattı:

İstanbul’dan günde 1,2 milyon metreküp, Bursa’dan günde 0.3 milyon metreküp, İzmit’ten 0.2 milyon metreküp, diğer 5 şehirden 0.4 milyon metreküp, bölge genelinde 2.1 milyon metreküp evsel atık su deşarj ediliyor. Deniz trafiğinin de toplam kirliliğe etkisi yaklaşık yüzde 10. Tarımsal ve endüstriyel atıkların büyük oranda arıtılmadan Marmara’ya dökülmesi müsilajlaşmanın temel nedeni.

8DİPLERİ DE SARMIŞ

DİPLERİ DE SARMIŞ 

Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, dalış yaptığı Erdek ve Bandırma körfezlerinde deniz salyasının, dipteki canlıların yaşam alanlarını nasıl tahrip ettiğini görüntüledi. 

AŞAĞIDA GÖZ GÖZÜ GÖRMÜYOR 

Prof. Dr. Mustafa Sarı, Erdek ve Bandırma körfezlerinde müsilaj (deniz salyası) nedeniyle özellikle dipteki canlıların yaşam alanlarında büyük tahribat oluştuğunu söyledi.

Balıkesir’in Erdek ve Bandırma ilçelerindeki körfezlerde son dönemde her gün dalışlar yaparak müsilajın yayılımındaki değişimleri inceleyen Sarı, izlenimlerini anlattı:

“Erdek Körfezi’nde kıyıdan itibaren bir dalış yaptık. 18 metre derinliğe kadar indik, kıyıdan itibaren müsilaj oluşumu sıfırdan başlıyor ama 5 metreden itibaren yoğunlaşıyor. 5 metreden 18 metreye kadar çok yoğunlaşıyor, 18 metreden itibaren de maksimum yoğunluğa ulaşıyor.

18 metreden sonra denizin altında ışık tamamen yok oluyor ancak fenerle ilerlemek mümkün. Aşağısı toz duman gibi göz gözü görmüyor. Müsilaj deniz dibini kaplamış durumda. Bu örtü denizin dibinde sabit yaşayan canlıları, organizmaları öldürmeye başlamış. Erdek Körfezi’nde sünger topluluklarının üzerlerini müsilaj kaplamış, hepsi ölmeye başlamışlar.”

MARMARA’YI KURTARACAĞIZ 

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Marmara Denizi’ndeki kirliliğe karşı tüm tarafların katılımıyla yoğun bir çalışma sürdürdüklerini söyledi. Kurum, “Çözüme herkesi dahil ederek tüm tarafların katılımıyla 4 Haziran’da ’Marmara Denizinde Müsilaj Sorunu ve Çözüm Önerileri’ çalıştayımızı yapacağız. 6 Haziran’da da ’Marmara Denizini Koruma Eylem Planı’nı kamuoyuyla paylaşacağız. Sadece bugünümüzü değil, Marmara Denizi’nin yarınlarını kurtaracak bir çalıştay yapacağız” dedi.

FELAKETİN 4 NEDENİ 

İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı öğretim görevlisi Doç. Dr. Muharrem Balcı, “Marmara Denizi foseptik çukur haline geldi” derken kirlilik nedenlerini şöyle sıraladı:

“Öncelikle Marmara bölgesinin yoğun göç alması, sanayi kuruluşlarının çoğunluğunun bu bölgede bulunması ve atıklarının Marmara Denizi’ne ulaşması, nüfus yoğunluğunun ürettiği evsel, kanalizasyon atıklarının derin deşarj yoluyla veya basit arıtma yöntemleriyle Marmara Denizi’ne verilmesi. Bunun sonucunda da Marmara Denizi foseptik haline geldi.

ELİNİZİ BİLE YIKAMAZSINIZ 

Marmara’ya akan nehirler ve dereler aslında atık su kanalları. Bu nehir ve derelerde elinizi dahi yıkayamazsınız. Ülkemizde kimyasal ve biyolojik gelişmiş arıtma sistemleri tam olmadığı için atıklar yeterince arıtılmıyor.”

ODTÜ ANALİZİ: DENİZ JEL GİBİ 

Deniz salyası oluşumunu araştırmak üzere ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü’nün araştırma gemisi ‘Bilim-2’ ile toplanan bilimsel veriler, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 4 Haziran’daki çalıştayında sunulacak. Verileri analiz eden Enstitü Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Mustafa Yücel, şöyle konuştu:

BÜYÜK BİR FELAKET 

“Denizin içinin de jel gibi olduğunu tespit ettik. Kullandığımız filtreler ve pompalar organik parçacık yoğunluğundan güçlükle çalışıyor şu an. Türkiye denizlerinde daha önce görülmemiş büyük bir felaketle karşı karşıyayız. Oksijensizleşme sürdükçe bu tehlike daha da büyüyecek. Bu durum Marmara’da yakında pek çok deniz canlısının kitlesel ölümüne neden olabilir.

AŞIRI ISINMIŞ 

Tüm dünya denizleri ortalama 0,8-1 derece arasında ısınmış durumda iken Marmara Denizi’nin çeşitli nedenlerle 2-2,5 derece arasında ısındığı belirtiliyor.

GÖRÜLMEMİŞ YOĞUNLUK 

Marmara’da görüntülenen yoğun salya aslında gözle görünen kısım, asıl su kolonu boyunca yayılmış durumda ve deniz tabanını kaplamaya başladı. Dalgıç hocalarımız veriler aktarıyor. Üstteki 30 metredeki organik yoğunluğu, Marmara tarihinde daha önce hiç ölçmedik.

20 METREDEN SONRA OKSİJEN YOK 

Genel olarak, Marmara’nın doğusunda su canlıları, 80 metreye kadar oksijen alabilirken son yıllarda bu 20 metreye kadar düştü. Deniz yüzeyinin ilk 20 metresinde oksijen var, altında yeterli oksijen yok.”

YORUMLAR Üye Girişi

Bu Habere Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Bidünya Haber | Dünya ve Türkiye Gündemine uzak kalmayın. Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız
Yukarı ↑