Devlet Bahçeli gündeme dair çok önemli açıklamalarda bulundu.
MHP lideri Devlet Bahçeli, şehit kardeşinin cenazesindeki isyanının ardından bazı kesimlerin eleştirilerine maruz kalan ve hakkında soruşturma başlatılan Yarbay Mehmet Alkan’ı sert sözlerle savundu. Devlet Bahçeli, “Yarbay Mehmet Alkan, şehit edilen kardeşi Ali Alkan’ın tabutuna sarılıp tepkisini gösterirken, saray yönlendirmeli AKP troller iftira yarışına girmiştir. Erdoğan şehit cenazesinde elini tabutun üzerine koyup “ne mutlu şehit anaları” nutkunu atarken mesele olmamıştır da, bir yarbayımız şerefsizlerin gözüne batmıştır” dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, seçim hükümeti kurma görevinin AKP Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’na verilmesinin ardından açıklama yaptı. MHP Genel Merkezi’nde konuşan Bahçeli’nin sözlerinden satır başları şöyle:
BAYKAL OLMASAYDI ERDOĞAN OLMAZDI
MHP Lideri Devlet Bahçeli, konuşmasında “Sayın Deniz Baykal olmasaydı, Erdoğan olmazdı, AKP iktidar olmazdı” ifadelerini kullanarak, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun bazı MHP’li isimlere bakanlık teklifi götürülebileceği yönündeki açıklamalarına ilişkin, ” Bizim partililerimiz değil, dava arkadaşlarımız vardır, dava ne alınır ne satılır” dedi.
Yüksek Seçim Kurulunun seçim tarihini 1 Kasım olarak açıklandığının belirtilmesi üzerine Bahçeli, “Recep Tayyip Erdoğan emretmiş, onlar da yerine getirdi” görüşünü savundu. Bahçeli, gazetecilerin Başbakan Davutoğlu’nun geçici hükümette bazı partililere bakanlık teklifi götüreceği yönündeki soruya da “Bizim partililerimiz değil, dava arkadaşlarımız vardır, dava ne alınır ne satılır” karşılığını verdi.
Milli Güvenlik Kurulu’nun terör konusunda olağanüstü toplanması yönündeki çağrısının dikkate alınmadığını hatırlatması üzerine Bahçeli, olağanüstü toplantının acilen gerektiğini ancak ‘MHP’ dedi diye toplantının yapılmadığını ifade etti. Bahçeli, toplantının fazla da gecikmediğini, 2 Eyül’de toplanacağını söyledi. Bir gazetecinin Eski CHP Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal’ın, “Kırılma noktası Meclis Başkanlığı seçimidir, ben seçilseydim bugün mutlaka bir koalisyon oluşmuştu” yönündeki sözlerini sorması üzerine Bahçeli, “Sayın Deniz Baykal olmasaydı, Erdoğan olmazdı, AKP iktidar olmazdı” dedi.Seçim hükümetinde MHP’den isim verilmemesi halinde bu sürecin Anayasa Mahkemesine doğru bir krize neden olup olamayacağı yönündeki soruya ise Bahçeli, bu duruma ihtimal vermediğini kaydetti. Seçim üzerinde aşırı derece tartışmalar yaşandığını ve bu durumun ülkeye, demokrasiye ve hukuka zarar verdiğini belirten Bahçeli, “Sayın Davutoğlu, üzerine düşen görevi yapsın yeter. Daha fazlasına gerek yoktur. Erdoğan’a bir şey söylesin, ‘Gölge etme başka ihsan istemiyorum’ desin” diye konuştu. Bahçeli, soruların ardından seçimin Türk milletine ve demokrasiye hayırlı uğurlu olması temennisinde bulundu.
Türkiye namlunun ucunda seçim yapacaktır. Partimizin tüm kadroları bozguncuların oyunlarını, işbirlikçilerin senaryolarını bozmaya muktedirdir. Cumhurbaşkanı Erdoğan dün akşam dört saati aşkın görüşmeden sonra 7 haziran genel seçimlerini yenileme kararı almıştır. Erdoğan en sonunda muradına ermiştir. Söz konusu karar Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Bundan sonraki uygulamalar Anayasa’nın 114’üncü maddesiyle gerçekleşecektir. Erdoğan 7 Haziran sonuçlarını hiçbir zaman hazmedememiştir. Her fırsatta koalisyonu kötülemiştir. Her zemin ve ortamda siyasi partilere parmak sallamıştır. 7 Haziran genel seçiminin yenilenmesinin yegane sorumlusu, asıl suçlusu öncelikle Recep Tayyip Erdoğan’dır. Bunu bilmek lazımdır.
7 Haziran’ın üzerinden bir hafta bile geçmeden, ‘Türkiye’yi hükümetsiz bırakanlar ne tarihe ne de milletimize bunun hesabını veremezler’ diyen Erdoğan’dır. Bu sözlerin hemen akabinde tehdit yollu mesaj göndererek, “Hükümeti kuramazlarsa sandığa gidilir. Bu erken değil tekrar seçim olur” diyen Erdoğan’dır. Siyasi partilerimiz üzerine düşen yapmazlarsa çözüm yine milletimizdir sözleriyle gizli niyetini ele veren Erdoğan’dır.
Erdoğan seçim hatırlatmasını ısrarla sürdürmüştür. Davutoğlu’na hükümet kurma görevi tevdi edilmeden 6 gün önce, çözüm mercii yine milletimizin ta kendisidir ifadeleri Erdoğan’a aittir.
Erdoğan’ın şu sözleri çelişki olması şöyle dursun bizatihi geçmiş AKP’li iktidar yıllarının foyasını ortaya koyan ibretlik bir itiraftır: “Bugün Türkiye’nin geçmişini tartışan değil, geleceğin inşası konusunda koalisyon hükümetine ihtiyaç var” Bu sözler Erdoğan’ı yalanlayan, örtülemez çarpıklıkları gözler önüne seren acı bir beyandır. Başbakan olduğu dönemde geçmişle uğraşan, tarihimize kara çalan Recep Tayyip Erdoğan’dan başkası değildir.
‘CHP’YE KOALİSYON TEKLİFİ DAHİ GÖTÜRÜLMEDİ’
Davutoğlu bile boşa kürek çekmiş, Türkiye’yi seçim limanına yanaştırmakla talimatlandırılmıştır. Davutoğlu, CHP’ye koalisyon kurma teklifini dahi götürmemiştir. Türk milleti 32 gün boyunca kandırılmıştır. Anayasa’da ön görülen 45 günlük süre sarayın gözetiminde israf edilmiştir. Terör yine azmıştır. Aralarında asker polis ve korucularımızın yer aldığı 62 vatandaşımız şehit düşmüştür. Suruç katliamında 32 kişi hayatını kaybetmiştir. Canlı bomba saldırısının ardından Türkiye kaosa sürüklenmiştir. Ortadoğu’nun ateşi vatan toprağına düşmüştür.
‘YARBAYIMIZ ŞEREFSİZLERİN GÖZÜNE BATTI’
Koalisyon kurulmasıyla ilgili süreç işlerken hain saldırıların yoğunlaşması, peş peşe sözde özerklik ilanları titizlikle yorumlanmalıdır. Erdoğan Rize’de sistem fiilen değişmiştir derken, PKK doğuda fiili durum yaratmakla meşgul olmuştur. Şehit aileleri feryat ederken gözyaşı sel olan annelere babalara AKP’liler istismar suçlamasıyla çamur atmıştır.
Yarbay Mehmet Alkan, şehit edilen kardeşi Ali Alkan’ın tabutuna sarılıp tepkisini gösterirken, saray yönlendirmeli AKP troller iftira yarışına girmiştir. Erdoğan şehit cenazesinde elini tabutun üzerine koyup “ne mutlu şehit anaları” nutkunu atarken mesele olmamıştır da, bir yarbayımız şerefsizlerin gözüne batmıştır. İşte AKP’nin yenilmiş Türkiyesi. Şehide kelle diyen ahlaksızlar, PKK’yı başımıza çıkaran hainler, Öcalan’a özgürlük sözü veren siyasi çürümüşler, şimdi de şehit yakınlarını hedef almışlardır.