Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuşuyor. Bahçeli, son günlerde gündeme oturan Sultan Abdülhamit tartışmasıyla ilgili de konuştu. Bahçeli, Abdülhamit'e sahip çıktı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında gündemi değerlendiriyor.
Bahçeli'nin satırbaşları şöyle:
Milletimizin refahından rahatsızlık duyan Türkiye düşmanları dört bir koldan harekete geçmektedir. Ekonomik geleceğimiz maalesef yaylım ateşine tutulmuştur. Hükümet tedbir üstüne tedbir almaktadır. Konu, ekonomik beka konusudur. MHP, hükümetimizin alacağı her kararın destekçisidir. Bir elin nesi varsa Cumhur İttifakı'nın iradesi vardır, şer odaklarının alayını birden karşılamaya kudretimiz yetecektir. Türkiye sevdamızdan ödün vermeyeceğiz.
DOLARDAKİ ÖNLEMEZ YÜKSELİŞ
Özellikle kur ve enflasyonda ekonomik gerçeklerle ters düşen artışların bir süre sonra normalleşeceğine, hazmedebilir ve makul seviyelerde istikrar kazanacağına inanıyoruz. Vatandaşlarımızın kesesine dokunan, mutfağına dinamit koyan, şikayetlerinin yaygınlaşmasına neden olan fiyat artışlarının önünü arkasını incelemek zorundayız. Türkiye'yi ekonomik olarak zora sokan, alım gücünü zayıflatan planın geri planında mihraklar vardır ve açıkça meydandadır. FETÖ, bu kumpasın tam ortasında bulunan bir maşadır. FETÖ'cüler, sıcak para çeteleri, usulsüz sermaye grupları bunların yerli uzantıları, küresel tefeciler, ekonomik tetikçiler, emperyalizme gönüllü casusluk yapan kokuşmuşlar Türkiye'nin ekonomik olarak köşeye sıkışmasına, milletimizin hayat pahalılığı içine gömülmesi amacıyla faaliyet içindedir.
KONUT FİYATLARINDA ARTIŞ
Kiralardaki haksız, hukuksuz artışların sorarım sizlere gerçek sebebi nedir? Asıl gayesi nedir? Vatandaşlarımızı mağdur haline getiren, zincir marketlerde peynirden yumurtaya, etten süte kadar fiyat etiketlerinin kabarmasına yol açan kimler varsa suçludur, sahnelenen kirli oyunun parçasıdır. Kiralardaki yükselişe sessiz kalamayız, konut fiyatlarındaki yükselişleri atıl vaziyette seyredemeyiz. Vahim artışları sınırlandırmak, taleplerine kulak vermek mecburiyetindeyiz. Haksız kazanç peşine düşen fırsatçıların elbette yakasından tutmalıyız, bedelini de ödetmeliyiz. Denetimleri sıklaştırarak utanmazları hem deşifre hem de rezil etmeliyiz. Buna tamam demeyeceğiz, boyun eğmeyeceğiz.
KILIÇDAROĞLU'NU HEDEF ALDI
Türk milleti sahte demokratlara aldanmayacak, aldırmayacaktır. Mazisinde karneyle ekmek verilen hüzün dolu yılların olduğu CHP'nin ve başındaki zatın konuşmaya yüzü bile yoktur. Milletimizin ve devletimizin yanında sapasağlam yerimizi alacağız. Tasarlanmış kahramanlıklara karnımız toktur. Gaz yağı yokken haşhaş yağı kullanılan yıllar aklımızdan çıkmamıştır. Biz tarihten dersimizi aldık. Sabırla, sebatla, metanetle, dayanışmayla, bir ve beraberce zorlukları aşacağız. Kavga ve kutuplaşmadan beslenen firavunları Allah'ın izniyle mahcup edeceğiz. 2023 aynı zamanda istikbal hedeflerimizin ileriye taşınmasını sağlayacak tarihi bir eşiktir.
'ABDULHAMİT'İ KİMLER SEVMİYORSA...'
1877 ve 1878 Osmanlı-Rus savaşında Yeşilköy'e kadar gelen güçlerin komutanı şu telgrafı göndermişti: "Bizi durduracak hiçbir kuvvet yok, İstanbul'a girmek için izninizi bekliyorum" Her gün bir yerinden yara alan Osmanlı İmparatorluğu'nun yönetim kademesinde sorumsuz, işbirlikçilik anaforuna kapılmış yöneticiler de vardı ve biliniyordu. Devşirilmiş bir kısım devlet ricali makus çöküşe hizmet etmişlerdi.
Osmanlı İmparatorluğu'nda tahta çıkan hiçbir padişah, asla ve kat'a kendi çıkarını devletinin ve milletinin çıkarı üzerine görmemiştir. Oğuz soyundan kesinlikle hain çıkmamıştır. Abdulhamit'i kimler sevmiyorsa, tedavi edilmemiş kuyruk acısını hala kimler çekiyorsa onlara dikkat edeceğiz çünkü onlar Batı'nın içimize yuvalanmış etki ajanlarıdır. 1900'lü yılların başında sahnelenen kahpe oyunların günümüzdeki mültezimleridir.
Gafiller ne istiyorlar tarihimizden? Neyin istibdatından bahsediyorlar? Bilmedikleri, bilemeyecekleri, tanımadıkları, kafalarının ve kalplerinin yetmeyeceği büyüklerimizi hangi bilgi ya da belgelerle itham ederler? Cumhurbaşkanımız Erdoğan bugünün Abdulhamit'i olarak görünüyorsa bizce hiçbir mahsuru yoktur.
Abdülhamit Han'ın seveni kadar sevmeyeni de vardır. Abdülhamit'i Ermeni çeteciler sevmez, sömürgeciler sevmez, casuslar sevmez, Türk ve İslam düşmanları hiç sevmez. Madem tarihi bilmezler o halde ne diye gerçeğe kara çalmaya kalkarlar. Gafiller ne istiyorlar tarihimizden. Bilmedikleri, bilemeyecekleri büyüklerimizi hangi bilgi ya da belgelerle itham ederler.
Biz ecdadımıza dil uzattırmayız, tarihimize laf ettirmeyiz, devşirmelere akıllarını başlarına devşirmelerini tavsiye ederiz. Sudan sebeplerle karşı karşıya getiren kanı bozukları asla affetmeyiz. Osmanlı İmparatorluğu bizimdir, Türkiye Cumhuriyeti bizimdir, Atatürk bizimdir, Abdülhamid Han da bizimdir. Atatürk, Ankara ise Abdülhamid Han İstanbul'dur. İkisini birbirinden ayırmak ne mümkün. Dedelerimize hakaret edenler zillettedir. Atatürk'ü seven Abdülhamid'i de sever. Birisini diğerinden üstün tutan bataktadır. Geçmişte yaşamış her kim varsa duygularımızla değil, bugünün ölçüleriyle değil kendi zamanlarının şartlarıyla değerlendirmeliyiz. Muhterem büyüklerimizi, büyük ceddimizi anıyorum, Rabbim her birisinden razı olsun diyorum.
İSVEÇ VE FİNLANDİYA'NIN NATO BAŞVURUSU
NATO Genel Sekreteri Finlandiya ile İsveç'in üyeliklerinin bir an önce işleme koyulmasını istemiştir. ABD Başkanı Biden bu iki ülkeyle temas halindedir. İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğine başvurusu ve Türkiye'nin haklı itirazları tüm boyutları ile tartışılmaktadır. İsveç ve Finlandiya'nın bölücü terör örgütü ile yakın ve dostane irtibatları saklanamaz düzeydedir.
Türkiye'nin İsveç Finlandiya'nın NATO üyeliğine isabetli çekinceleri henüz muhatapları tarafından dikkate alınmamıştır. Laf kalabalığı var, sonuç yoktur.
İsveç PKK'nın önde gelen silah tedarikçileri arasındadır. PKK'lı teröristler İsveç menşeili silahları Türkiye'ye doğrultmuşlardır. Hala sokaklarında teröristleri gezdiren bu devletlere nasıl anlayış göstereceğiz? İsveç bölücü terörün Kuzey Avrupa'daki kumanda odasıdır. İkinci Kandil Dağı, İsveç'tedir. Uzaktan bakılınca eline vurup ekmeğinin alınacağı bir ülke olduğumuzu mu zannetmektedirler?
'NATO İLE VAR OLMADIK, NATO'SUZ DA YOK OLMAYIZ'
Türkiye'ye silah ambargosu uygulayan sabıkalı ülkelerle bir ve beraber olmamız akıl harcı mıdır? İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğine engel çıkınca Türkiye'nin risk birimi 14 yılın üzerine çıkmıştır. Türkiye'nin sessiz kalması mı amaçlanmaktadır? Bu edepsizliği, bu tavrı görmezden mi gelelim? Buyurun emiriniz neyse onu yapalım mı diyelim? Türkiye, sömürgeleşmiş bir ülke olamayacaktır. Hiç kimse Türkiye'yi tehdit etmeye yeltenmesin. İsveç hükümeti terörizme mali imkan sağladı, yaralı hainleri tedavi ettirdi, Başbakan'ın bile göreve gelmesinde terör uzantılarının dahli görüldü. Türk milleti bu zillete nasıl tamam diyecek? Türk milletinin terazisi bu melanet ağırlığı nasıl çekecek?
Türkiye tamam demeden, vize vermeden, rızası alınmadan bu iki ülkenin hukuken NATO üyesi olması imkansızdır. Haziran ayının sonundaki NATO Liderler Zirvesi'ne kadar İsveç ve Finlandiya'nın karar ve iradesine keskin bir dönüş yapacağına dair herhangi bir emare de henüz ortada yoktur. Türkiye'nin baskı ve dayatma altına alınıp sürecin oldu bittiye getirilmesiyle İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya dahil edilmesi karşısında Ankara kriterleri anında işleme konuşmalıdır. Türkiye seçeneksiz, çaresi değildir. Eğer şartlar çıkılmaz hale bürünürse NATO'dan ayrılmak bile alternatif bir tercih olarak gündeme alınmalıdır. NATO ile var olmadık, NATO'suz da yok olmayız. Türkiye, NATO'nun doğudaki karakol ülkesi olarak muamele görmüştür. Alsınlar İsveç'i alsınlar Finlandiya'yı tepe tepe kullansınlar. Gelişmeler başka bir seçenek bırakmazsa yeni bir güvenlik teşkilatının kurulması mümkündür, belki de en doğrusu budur.