Geçtiğimiz hafta İzmir'deki HDP İl Başkanlığına elinde silahla giren bir saldırgan, içeride bulunan parti çalışanı Deniz Poyraz'ı öldürdü. Cinayet sonrası teslim olan ve tutuklanan zanlı Onur Gencer, ilk ifadesinde "Pişman değilim. PKK'dan nefret ediyorum. Zaman zaman sosyal medyada küfürleşiyoruz. Bina çevresine birkaç kez keşif için gittim. Binaya gittiğimde orada birkaç kişinin olabileceğini düşündüm." dedi.

Bahçeli o detay dikkat çekti 

Bugün partisinin grup toplantısında konuşan MHP lideri Devlet Bahçeli, bir ara bu saldırıyla ilgili konuştu.

"İzmir'deki saldırganın tek başına hareket etmediği hemen fark edilecektir. Öyle bir gün seçilmiştir ki binada tek bir HDP'li yönetici yoktur." diyen Bahçeli şöyle devam etti:

"Hatta binada yapılması planlanan bir toplantı da iptal edilmiştir. Cinayete kurban giden Deniz Poyraz'ın masada yarım bıraktığı kahvaltısı propaganda aleti olarak kullanılmıştır. Katilin ise bozkurt işareti yapan fotoğrafları anında servis edilmiştir.

"Bu cinayetin önü, arkası araştırılmalı"

Altını kalın bir şekilde çizerek soruyorum: Bu katil gerçekte kimdir? Bağlantıları nerelere işaret etmektedir. Provokasyonun içinde derin PKK'nın parmağı var mıdır? Bu cinayetin önü, arkası, sağı, solu, altı, üstü tamamen araştırılmalıdır. CHP, HDP, İP, Halk TV, kiralık yazar ve gazeteciler hem soruşturma hem de kovuşturma sürecine dahil olmalıdır. Biz bu cinayeti reddediyoruz, Kılıçdaroğlu, 'Deniz'i öldürdüler, istiyorlar ki bu ülkede hiçbir genç mutlu olmasın' sözlerini neye dayanarak söylemiştir. Haydut devlet nedir? Hangi hakla, hangi cüretle böyle konuşabilmiştir.

"Dağa katılmak isteyenleri kamplara sevk eden milis işbirlikçi"

İzmir'deki cinayetin ardından Türkiye'ye pusu kurmak isteyen gerçek haydut devletler yok mudur? Devletimizin dik duruşunu teyit eden, bu gafilin ağzından çıkanı kulağı duymuş mudur? Açık seçik söylüyorum; Türk devletine katil ithamları soysuzluktur. Öldürülen Deniz Poyraz'ın kim olduğunu ben size söyleyeyim; PKK'nın kırsal katılım sorumlusu, şehirden dağa çıkmak isteyen PKK sempatizanlarını terör kamplarına sevk eden halkanın içinde yer alan milis işbirlikçisidir. Bu milis işbirlikçinin babası ise bir nevi canlı bomba gibi patlamıştır. Dağda bir aslan biliriz, o da şerefli Türk askerimiz, şerefli Türk polisimizdir. PKK'lı milis işbirlikçilere mazlum muamelesi yapanlara soruyorum; Aybüke öğretmenimiz şehit edilirken nerelerdeydiniz?"