Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, 1 milyon lira değerinde olduğu iddia edilen makam aracını iade etme kararı aldı.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Habertürk TV’de Ankara Temsikcisi Veyis Ateş’in sorularını yanıtladı
Görmez’in açıklamalarından satır başları şöyle:
Seçim süreçlerinde, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın en çok konuşulduğu, tartışıldığı hem tarihi yapısıyla hem yaptıkları, zaman zaman Diyanet İşleri Başkanı şahsı üzerinden çok yoğun bir tartışma yaşandığını izliyoruz. Biz de büyük bir dikkatle takip ediyoruz.
“KİLİSE DEĞİLİZ, RUHBAN SINIFI DEĞİLİZ”
Tabii ki demokratik ülkelerde bu yadırganacak bir durum değildir. Siyasi partilerin, gerek seçim öncesi gerekse her zaman hem din ile ilgili politikaları, Diyanet İşleri Başkanlığı ile ilgili vizyonları, hatta kaldırmak gibi bir düşüncesi varsa bunları toplumla açık şekilde paylaşması gayet normaldir. Kilise değiliz, biz de ruhban sınıfı değiliz, tartışılmaz değiliz. Bizim bütün yaptılarımız insanlar tarafından değerlendirilir, eleştirilir.
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI KALMALI MI, KALKMALI MI?
Doğrusu bizim kabul etmeyeceğimiz, toplumun yadırgadığı, toplumun mahşeri vicdanı yaralayan bu tartışmaların bir boyutu var. Diyanet İşleri teşkilatında çalışan mihrap görevlesi, din gönüllüsü, minber görevlisi insanların, cemaatleriyle birlikte size yapacağım bu açıklamaları, toplumdan gelen, kendi teşkilatımızdan gelen baskılar üzerine yaptığımızı açıkça ifade ediyorum.
“DİYANET MİLLET KURUMUDUR”
Bu tartışmalarda işin siyasi boyutuna elbette karışmayız ama kurumumuzla ilgili bir itibarımıza gölge düşüren hepimizi üzen, bazen insanların kendi ideolojilerini, öfkelerini hatta bazen asla doğru olmayan haberler üzerinden eğer Diyanet bir polemik konusu haline getiriliyorsa, bu mahşeri vicdanı yaraladığı için bu açıklamayı yapıyorum. Bu açıklamalarda yadırgadımız birkaç önemli husus var. Birinci Diyanet İşleri Başkanlığı sıradan bir kamu kurumu değildir, aynı zamanda millet kurumudur.
Kurumun toplumsal meşruiyeti, yasal meşruiyetinin önündedir. Bu toplumun birliğinin çimentosudur, daima millet bu kuruma farklı bakmıştır. Eleştirilerimizi yapabiliriz ama eleştirileri yaparken sıradan bir kamu kurumu gibi ‘gelirim kapatırım, yok ederim’ vs düşüncelerle bu doğru değil.
“BU HİZMETİ, YOL, SU VE ELEKTRİK GİBİ BİR HİZMET OLARAK GÖRÜRSENİZ...”
Eğer siz bu hizmeti yol,su, elektrik gibi bir hizmet olarak tanımlar ve öyle görürseniz o zaman Diyanet İşleri Başkanlığı’nın varlığını ve yokluğunu vergi politikaları üzerinden tarif etmeye başlarsınız. Bu milletin manevi hayatının inşasında bu kurumun emeği var.
DİYANET İŞLERİ SADECE SÜNNİLERE Mİ HİZMET VERİYOR?
Orada şöyle bir yanılgı var, eğer siz bu hizmeti sadece İslam’ın bir mezhebi çerçevesinde verildiğini kabul ederseniz, yanılırsınız. Mezhep farklılıklarını dikkate alarak kuruma böyle bir eleştiri yapılırsa bu doğru olmaz.
Diyanet’in hizmet sadece namaz kıldırmaki Hacca götürmek değil.
Alevi vatandaşlarımıza hizmet konusunda çok kafa yorduk. Alevi meselesini Diyanet İşleri üzerinden tartışmak doğru değil.
Diyanet olmasaydı, Avrupa’daki vatandaşlarımız asimile edilirdi.
“1 MİLYONLUK ARAÇ” TARTIŞMASI
Aynı haber sonra S. Arabistan’daki üç gazetede yayınlatıldı. Bu bir algı operasyonuna dönüştürüldü. O araca bir gün bile binmedim.
Araç kesinlikle zırhlı değil. İbret-i alem olsun diye o aracı iade edeceğiz.