AKP parti sözcüsü Hüseyin Çelik, konuk olduğu NTV canlı yayınında gündeme ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Kendisi hakkındaki ses kaydının yolsuzluk ve rüşvet soruşturması hakkında değil medya ile ilişkiler çerçevesinde olduğunu belirten Çelik, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçaroğlu'nun grup toplantısında dinlettiği ses kayıtlarının ilk kez ortaya çıkmadığını daha önce Youtube'a da yüklendiğini ifade etti.

Çelik'in açıklamalarından satırbaşları;

Benim ses kaydım bu usulsüzlüklerle ilgili değil medyayla olan ilişkilerle ilgili. Kılıçdaroğlu'nun dinlettiği tapeler ilk defa onun duyduğu şeyler değil. O tapeler internet ortamında her tarafta var. Youtube nedir bilen bunları dinledi. İşin ahlaki boyutu şu; Yolsuzlukların yok sayılması kesinlikle söz konusu değil. Kim kamunun malına el uzatmışsa bu elin kırılması gerekiyor, kim olursa olsun. Yolsuzluklarla mücadele ederken usulsüzce bunu yapmamalısınız.

"KILIÇDAROĞLU GİZLİLİĞİ İHLAL ETTİ"

İnsanlar henüz mahkum olmadan, onlara yargısız infaz uygulamak izanla bağdaşır şey değil. Kılıçdaroğlu'nun orada açıkladığı konularla ilgili mahkeme inceliyor. Orada gizlilik var. Kılıçdaroğlu gizliliği ihlal etti. Adli yargılamayı etkileme suçu işliyor. Eğer bir bakanla ilgili olarak şüphe olursa onun amiri durumundaki kişilere haber vereceksiniz. Bu yapılmamıştır.

"MUAMMER GÜLER'İN DİNLENMESİ USULSÜZ"

Bakanlarla ilgili 15 ay takibat yapılmış. Muammer Güler'in kendi oğluyla ilgili yaptığı telefon konuşması var. Bu da usulsüz. Usulsüz yollarla yapılan dinleme delil olmaz. 15 ay dinlenmesi de usulsüz. Bakan oğlunu kendi telefonuyla aramamış. Yanındaki danışmanının telefonu ile aramış. Oğlunun teli cevap vermiyor. Oğlunun avukatının telefonu üzerinden oğlu ile görüşüyor.

"HUKUK İHLALLERİ YAPILMIŞ"

Tepeden tırnağa yanlışlar vardır. Hukuk ihlalleri yapılmış. İllegal dinleme ve illegal usullerle elde edilen deliller Meclis'te yayınlanıyor ve siz bu insanları suçlu ilan edemezsiniz.

"BEN TELEFONDA MEDYAYA BASKI YAPMADIM"

Ben bir medya grubunun yetkilisini aramışım, yeni bir göreve atanmış ve 'hayırlı olsun' demişim. O da orada bazı şeyler söylemiş. Orada medyaya baskı anlamına gelebilecek bir tek kelime yok.

"BAŞBAKAN'IN ARAMASI DOĞAL"

Sayın Başbakan kendisine 'vatan haini' diyen bir muhalefet liderinin konuşması altyazı geçiyor. Başbakan'ın buna tepki göstermesinden daha doğal ne olabilir. Hakareti yapan suçlu olur. Medya yaydığı zaman hakaretin yayıcısı olmak da suç değil mi? Başbakan'ın da tepkisi buna.

"MUHALEFET MEDYAYI DAHA FAZLA ARIYOR"

Ben bir köşe yazarını da muhabiri de arayabilirim. Böyle bir haber yapmışsınız ama burada yanlışlar var diyebilirim. Bizim aradığımızdan daha fazla muhalefet arıyor. Bunu da biliyorum. Sansür uygulandıysa bu yazılıp çizilenler nasıl yazılıyor. CHP genel Başkan Yardımcısı Ak Parti'nin şu programlarını yayınlıyorsunuz ama bizimkini yayınlamıyorsunuz diye arıyor, suç olmuyor mu? Medya bizi eleştiriyor. Siz bizi eleştirebilirsiniz ama ben sizi eleştiremem mi? Başbakan bunu yapamaz mı?

BAHÇELİ HAKKINDA FEZLEKE

Bahçeli hakkındaki olay 6-7 ay önce olmuş. Şimdi tamamlandı gönderildi.

"BU ARKADAŞLARI ASALIM MI?"

4 bakan arkadaşımız hakkında 17 Aralık'ta bir şeyler oldu. 4 bakan istifa etti, başbakan birini görevden aldı. Onlara suçlu muamelesi yaptığı için değil. Bizden bu arkadaşları asmamız mı isteniyor. Hiçbir yolsuzluğun üstü kapatılmayacaktır. Bakanların fezlekeleri de tekemmül ettiği zaman onlar da TBMM'ye gelecek. Bu telaşe neden? Bu güç gün sonra da 1 ay sonra da 3 ay sonra da gelebilir. Meclis'te 1000'e yakın fezleke var

3 DÖNEM KURALI KALKIYOR MU

Ben bugüne kadar partimizin hiçbir yetkili organında bu konunun gündeme geldiğine şahit olmadım. Bugün için gündemimizde böyle bir şey yok. Ama bir sene sonra, 2 sene sonra böyle bir şey olur mu? Ama gelecek adına burada bir şey söylemek bana düşmez.