Çukurova Üniversitesi'nden Prof. Dr. İbrahim Ortaş, Türkiye'nin OECD ülkeleri arasında sondan üçüncü sırada yer aldığını belirterek, eğitim sisteminin yerlerde süründüğünü savundu
Her ülkeden değişik alt grupları da kapsayacak şekilde düzenlen sınavın ülkelerin ortaöğretim başarısını büyük ölçüde ortaya koyduğunu bildiren Ortaş, sınav ile matematik, metin anlama, fen bilimleri kategorilerinde başarının karşılaştırıldığını ifade etti. Türkiye’deki sınavın 22-30 Nisan 2013 tarihlerinde 57 ilde, 170 okulda okuyan yaklaşık 5 bin öğrencinin katılımı ile yapıldığını açıklayan Prof. Dr. İbrahim Ortaş, PISA araştırmalarının daha önce 2000, 2003, 2006 ve 2009 yıllarında yürütüldüğüne işaret etti.
TÜRKİYE, OECD ÜLKELERİ ARASINDA SONDAN ÜÇÜNCÜ SIRADA
Türkiye’nin 2003’te bu yana yapılan değerlendirmelerde OECD ülkeleri arasında sondan üçüncü sırada yer aldığına dikkat çeken Ortaş, “Geriye doğru yapılan bütün sınavlarda Türkiye’nin sıralamadaki yeri hiç değişmemiş. Matematikte sıralamasında Türkiye 448 puanla 44 sırada, okuma ve anlamada 475 puanla 42 sırada, fen bilgisinde 43’üncü sırada. Türkiye, fen bilimleri ve bilim kategorisinde en zayıf ülkeler arasında yer almakta. matematikte 4 işlemde ilerleme olurken, ileri matematik sorularında zorlandığı görülüyor. Şöyle ki; matematik formüllerini anlamada 65 ülke arasında 62, formel matematikte 25 ve uygulamalı matematikte de 30. sırada yer alıyor. PISA raporunun ilginç bir yönü de Türk öğrencilerde yüksek performans gösterenlerin sayısında bir artış olmamasıdır.” dedi. PISA sonuçlarının dünyanın en kapsamlı ve ortaöğretimdeki eğitim kalitesi üzerine yapılan en önemli referans kabul edildiğini dile getiren Ortaş, şöyle devam etti: “Eğitim sistemimizin şekillendirdiği çocuklarımız matematik, metin anlama (edebiyat) ve fen bilimleri kategorilerinde nitelikli insan yetiştirmekten uzak görülüyor. Diğer bir ifade ile eğitim sistemimiz yerlerde sürünüyor. PISA sınavında üniversite sınavlarında olduğu gibi Türkiye’de kız öğrencilerin erkekleri 10 puan geçtiği belirtili. PISA’nın Türkiye raportörü Francesco Avvisati, ‘Türkiye’deki en büyük eğitim sorunlarından birisi sınıfta disiplin eksikliği’ olduğunu belirtmiş. Türkiye’nin eğitim alanında OECD ortalamasının çok altında olmasına rağmen gelir düzeyi düşük bölgelere öncelikli yatırım yapılmasının eğitimde fırsat ve cinsiyet eşitliğinde kısmi iyileşme sağladığını kaydediyor.” Okuduğunu anlamayan, bilimsel gelişmenin temeli olan fen ve bilimlerin dili olan matematikte geleceğin teminatı olan öğrencilerin sınıfta kaldığını ileri süren Prof. Dr. İbrahim Ortaş, “Matematik gibi soyut düşünmeyi başaramayan hiçbir toplum bilim yapamaz. Bilim yapamayan ve bilgi üretemeyen, bilgiyi teknolojiye dönüştüremeyen toplumlar ekonomilerini geliştiremezler. Bugün ekonominin temeli motoru inovasyon ve Ar-Ge’ye bağlıdır. Okuduğunu anlama olgusu bir süreç ve çok erken dönemde başlaması gerekir. Bu sonuçlar doğal olarak eğitim sistemini ve politikaların kritik edilmesi kaçınılmaz. Sınavın yapıldığı 2003 yılından bu yana son on yılda değişen 5 Milli Eğitim Bakanı ve çeşitli reformların sonuçları hiçbir gelişme ve ilerlemenin olmadığını gösteriyor. Ülkenin belirlenmiş bir milli eğitim politikasının olmaması sorunun temel kaynağını oluşturuyor. Buna bağlı olarak eğitme önem verilmedi, nitelikli öğretmen ve bilim insanı yetiştirilmedi” diye konuştu.