Engin Günaydın, yazma serüveninin başlangıcı olan 20 senelik hayali “Hücreler” ile sahnede! Zamanında “Şu hayatla ilgili ne zaman mutlu olursam, o zaman yapacağım bu oyunu” diyen Günaydın, şimdi problemlerini çözdüğü bir noktada seyirciyle birlikte e
Engin Günaydın’ın kaleme aldığı “Hücreler”, karısı tarafından aldatılan Nejat’ın aşk acısından çöküntüye uğrayan vücudunun içinde olan biteni anlatıyor. Hem rejiye Doğu Yaşar Akal ile birlikte imza atan hem de BKM yapımı oyunda Profesör Yağ’ı canlandıran Günaydın rafta durdukça onu huzursuz eden 20 yıllık hayalinin gerçekleşmesinden son derece mutlu.
“İnsan vücudu bir dünya sistemine çok benziyor”
“Hücreler”de aşk acısından çöken bir organizmayı anlatan Engin Günaydın, bunun sebebini “İnsan vücudu bir dünya sistemine çok benziyor. Eğer insan vücudunu anlatırsam dünya sistemini de anlatabilirim, bir ülke yönetimini de anlatabilirim. Birçok şeyin çekirdeği gibi duruyordu insan vücudu. Çalışma biçimi, yönetim biçimi, bakanlıkları var,” sözleriyle açıklıyor ve ekliyor: “İnsan vücudunda 100 trilyon civarında hücre var. Bu 100 trilyon hücrenin, bu mekanizmanın sahibisin. Bu mekanizmayı doğru idare ediyor musun? Soru bu yani oyunda.”
“Aşk biraz gençliğimde kaldı”
Aşka bakış açısını “Aşk daha genç,‘teenager’ bir dünya benim için. Yoğun, seksüel bir his,” sözleriyle açıklayan Günaydın, “Âşık olmak benim için çok zor. Sevmeyi, ilgilenmeyi, sorumluluk sahibi olmayı, hissetmeyi, bu tip duyguları çok seviyorum. Ama aşk tabii ki biraz gençliğimde kaldı,” diye devam ediyor.
“Kendi kabuğuma dönmezsem çıldırabilirim”
Gecesi gündüzü olmayan dizi dünyasına bir daha dönmek istemeyen başarılı oyuncu, Foça ve İstanbul arasındaki hayatını ise “Ben çalışırken kendimden uzaklaşan ve o projeyi yapmak için çaba gösteren birisiyim. Sonra hemen kendi dünyama, kendi kabuğuma geri dönmem lazım. Eğer bunu yapmazsam çıldırabilirim. Foça benim için benim kendi dünyam, kendi kabuğum. Orada zaten ailem de var, yalnız başıma değilim. Ailemin evinde yemeğimi yiyorum, orada vakit geçiriyorum. Kendi evim var, arkadaşlarım geliyor. Bu kendi dünyam. Hayallerimi orada kuruyorum, yazılarımı orada yazıyorum. Sonrasında sırt çantamı alıyorum ve İstanbul’a operasyona geliyorum, yapıp geri dönüyorum,” sözleriyle anlatıyor.
Asu Maro’nun Engin Günaydın ile gerçekleştirdiği röportajın tamamı Milliyet Sanat’ın Şubat 2024 sayısında…